Benliğim ( 2 )

9 0 0
                                    


insanları mutlu etmenin a(nah)tarı vardır arkadaş!...

***

son defa bakıyorum sana

bakıyorum da iyisin hala

yüzünde yine cennet

cennet içinde gizli cehennem

benden sonra artık kim girer

onu ben bilemem

gerçi sevene cehennem olur cennet

olur da geçirmezse cinnet

senin gibisi yok elbet

gelenler yokluktan gelse gerek

***

her şey olması gerektiği gibi gidiyor...

gibi gidiyor ama...

gibi...

***

önce adımı fısıldadılar kulağıma

sonra seslendiler soyadımla

yürümeyi öğrenmek için emekledim

büyümeyi öğrenmek için

koştum

zıpladım

dans ettim

eğildim, öğrendim, gördüm..

işittim, hep konuştum, hep sustum...

araştırdım

gezdim

dokundum

yazdım

sildim

hep sevdim...

sevildim

oldu

evet, sevilmediğimde oldu, sevinmediğimde...

mutsuz oldum, mutlu oldum, inandım...

O'nun olduğuna hep inandım..

taptım, egoya yenildim, dürüst oldum ama yalan da söyledim...

utandım, unuttum, dua ettim, sabrettim...

evet evet ağladım

evet evet güldüm de...

üşüdüm, ısındım ama hep düşündüm...

derini gördüm, gökyüzünü, doğayı bildim, hayvanlar, tüm canlılar, canlı görünüp cansız olanlar, sadece cansızlar, toprak altında evler, yataklar, uyuyorlar, bekliyorlar, bilmiyoruz, bilmediğimiz halde bizler çok konuşuyoruz...

bitmek bilmeyen geceler, hızlı tren misali gündüzler, güneş, ay, gökyüzü lambaları, evet yıldızlar...

saniyeler, saatler, günler, aylar, oofff ulan yıllar!..

istenilen karanlık, istenilip de istenilemeyen şey, neden zor gelir insana şu aydınlık?.

yaşam ve hayat konuştuğumuz ilk gerçek, olmasaydı ölüm...

keşke, pişmanlık, çok acı, kötü, iyi olmalı, her neyse, sakladım, saklandım, sayardım daha binlercesi saymadım...

yattım

kalktım

ve büyüyorum

gerçek parmaklar sayesinde öğreniyoruz hayatları

Allah razı olsun...

***

sesinin rengi kırmızı, bir melodinin içerisinde tek tek kopuyor saçların, yeme duyduklarını, gözlerinin ucu değiyor yaşama, yaşam kalbinde atıyor, susturamazsın sesi, ses var oldukça, sessizlik sadece içinde, rüyanın içinde rüya, uyan-malısın Kaîr...

***

omuzlarından aşağı süzülüyor güneş

sen geceyi üstüne çekiyorsun

sarıyla kırmızı sevişiyor mumun duvara yansımasında

bir elinde şarap kadehi

diğer elinde elim

parmaklarım gezinirken saçlarında

ben dudaklarına şiir okuyorum

bir gecesi daha var yarının

istersen iki kişilik yer ayırtalım?.

***

gözlerimizin konuştuğu kadar,

dudaklarımız konuşsaydı...

yalnızlık,

aşka terfi ederdi...

***

kirlendi ruhum gecenin bu yarısı

uykum kaçtı

son seferini bekleyen bir denizci gibi

hayat

koca bir çamaşır makinesi gibi

döndükçe değişen

döndükçe kirlenen

bende bu makinenin içinde

onlarca kirlenmiş elbiseden biri

ne zaman duracak bu döngü?

ne zaman bitecek?

hiç temizlenemeyecek miyiz?

ak olmayacak mıyız?

biz hiç insan olmayacak mıyız?

benliğimizi keşfedemeyecek miyiz?

kayboldum dönen bu makine de

kayboldum

sesimi duyan yok mu?

kayboldum diyorum

herkes üzerindeki lekeleri başkalarına atıyor

neredeyim ben?

burası neresi?

dur!.

lütfen dönme,

dur!.

son bir kez daha şans ver onlara ama bu sefer merdivenleri tırmansınlar

kimse kayıp düşmesin

kimse birbirine çelme takmasın

kimse, kimseyi üzmesin!.

herkes mutlu olsun,

herkes mutlu olmanın

ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrensin...

herkes mutlu olsun..
herkes mutlu olmanın,
ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrensin...,

eTT

BenliğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin