Yalnızım her zamanki gibi daha bugün bile yok ortada dün de yok yarın da olmayacak.
Bıktım artık bu ebedi yalnızlıktan derken aniden bir ışık belirdi etrafa saçıldı her yeri yavaş yavaş aydınlatmaya başladı. Bu ışıkta neyin nesiydi nereden gelmişti ve asıl soru nasıl gelebilmişti?
Düşünmeye başladım onca zamandır hiçliğin bile hiç olduğu bir boşluk varken bu ışık nasıl meydana gelebilmişti. Hem de benim ebedi yalnızlıktan bıktığımı aklımdan geçirir geçirmez ortaya çıkmıştı.Düşünceler etrafımı o kadar sarmıştı ki her şeyden daha parlak o ışığı bir süre görmedim bile.
Düşünceler dağıldığında gördüklerim beni daha da şaşırttı artık ortada yalnızca ışık yoktu yayılmaya devam etmiş ve görülmesi neredeyse imkansız ufacık parçacıklar saçılmıştı her yere.
Sanırım bu ışığın ortaya çıkışıyla benim yalnızlıktan usanmışlığım arasında bir bağlantı var ama bu ufak parçacıklar ve ışık nasıl olur de benim yalnızlığıma fayda eder. Aslında ışık ortaya çıktığından beri düşüncelerim değişmiş bunun üzerine düşünmeye başlamıştım.
Bu yavaş süreci gözlemlemekle zaman kaybetmesem de sonuçlarını daha hızlı görebilsem derken birden ışık gitti ve büyüleyici bir manzarayla baş başa kaldım. Ufacık parçacıklar yalan olmuş devasa ateş topları bir araya gelmiş ve saymak için yüzyıllar harcansa fayda etmeyecek kadar fazlaydı.
Bu ateş topları kümelenmiş ve dönüyorlardı ama bunları döndüren, hepsinin merkezinde bir şey olmalıydı. Tüm bu varlığın çevresinde dolandığı yokluğun karanlığı vardı. Hiçbirinin olmadığı zamanlarda olduğu gibi, ben gibi.
Bu karanlıkla benim aramda bir bağlantı olmalı. Sanırım her şeyin çevresinde dönen benim, hiçliğin varlığı hiçliğin bütünlüğü ben olmalıyım.