Not:Yukarıya müzik koydum,büyük ihtimalle siz okurken açılacaktır.Korkmayın:D
Açılmazsa açıp dinleyerek okumak ayrı bir zevkli.Festina lente🌃
㍿
Hava kararmadan kafeden çıktığımda yolun kenarında üç adam hararetle konuşuyorlardı.Kısa boylu adam bitirdiği içkisini yere atıp diğer adamı ittirince,kendimi ilk bulduğum sokağa attım.
Hava gittikçe kararıyordu.Adımlarımı hızlandırıp evimin olduğu sokağa varınca içim rahatladı.O sırada Yun Teyze çöp atmaya çıkıyordu.
"Yun Teyze!"
Sırıtarak el salladım.O da gülmeme karşılık verince yanına ilerledim.
"Nasılsın kızım,bugünün nasıl geçti?"
"Nasıl olsun,iyiyim Yun Teyze.Sen nasılsın?"
İyi değildim.Hiçbir zaman iyi olmamıştım da.
Birkaç dakika, eve doğru yürüdükten sonra evine davet etti.Yorgun olduğumu söyleyip teklifini kibarca reddettim.
────────˙·٠•✩
Bilgisayarımı alıp yatağıma uzandım.Bilim adamlarının gereksiz ama bir o kadar ilginç olan teorilerini inceledim.
"Her gün 275 milyon yeni yıldız doğuyor. Gerçekten inanılmaz!"
Bu tür şeyleri okumayı çok seviyordum.Küçüklüğümden beri yıldızlara olan bir merakım vardı.Babam sayesinde.
Throwback (geçmişten alıntı)
Hava kararmaya yakındı.Babası,küçük kızı Mi Cha ile her hafta sonu olduğu gibi bu hafta da balık tutmak için Nakdong Nehri'ne gelmişti.
Küçük kız neden bu saatte balık tutmaya geldiklerini bir türlü anlayamıyordu ve babasına;
'Baba,neden sürekli bu saatte geliyoruz?'
Babası biraz bekler ve;
"Şşş!Bu bir sır.Ancak bu sırrı kimseye söylemeyeceğine dair söz verirsen sana söyleyebilirim."Küçük kızın büyük gözleri heyecanla parıldarken,serçe parmağını babasının yüzüne doğru kaldırdı.
'Söz!'
Babası kızın, kendisine oranla daha küçük olan parmağını kendi parmağına geçirdi;
"Söz."
Ve sonra hiç kimsenin bilmediği o özel sırrı söyledi;
"Balıkların kalbi yıldızları görünce tam olarak çalışır.Geceleri balıklar gün yüzüne çıkar,sırf yıldızı görebilmek için.Ulaşamayacağını bildiği halde,yine de aşıktır yıldıza.Fakat o yıldız denizi sever,denizin içindeki o küçük balığı değil."
☄️
Alarmın korkutucu sesiyle yataktan fırladım.Özellikle korkutucu bir ses koymuştum,korktuğum zaman uykum kaçması için.
Siyah kotun üzerine bol,düz bir gömlek giydikten sonra kemik gözlüğümü takıp kendimi dışarı attım.Genelde sabahları evde kahvaltı yapmazdım.Cafe'de atıştırır veya kahveyle geçiştirirdim.
Hızlı adımlarla kafeye vardığımda Hei yeri süpürüyordu.
"Günaydın,yine erkencisin"
Geldiğimi yeni farketmiş olacak ki kafasını kaldırdı.
"Günaydın."
Mutfak bölümüne geçtiğimde Lisa kendine kahve yapıyordu.Kafede toplam dört kişi çalışıyorduk.Ben,Min Jae,Hei,Lisa.
Min Jae ve ben sipariş alıp garsonluk yapıyorduk,Lisa genelde mutfak işleriyle uğraşırken,Hei etrafı düzenlemek,temizlemek ile uğraşıyordu.Patron ise,haftada üç dört kez dükkana uğruyordu.Akşama doğru sadece Min jae ve ben kalmıştık.Lisa babaannesinin hasta olduğunu bu yüzden gitmesi gerektiğini söylemiş,Hei'de her zamanki gibi erken çıkmıştı.Hei patronun biricik yeğeni olduğundan dolayı genelde saat sorun etmez,istediği saatte gelirdi.
Saat ilerken, bütün masaları toplamış,hemen hemen her işi bitirmiştim.Jae telefonla konuşurak yanımdan geçiyordu.
"Hayır diyorum.İşi nasıl bırakayım Mina!"
"..."
"Nasıl?Hayır,hayır bekle bir saniy- Alo,alo Mina?""Kahretsin" diye saçlarını çekiştirdi Min Jae.
"Min Jae,ne oldu?"
"Kahretsin."Diyerekten tekrar saçlarını çekiştirdi.
"Mina.Benden ayrılıyor sanırım."
Ne yapacağını bilemez halde bir iki adım gidip tekrar yanıma geldi."Tamam.Şimdi sen git ben birazdan dükkanı kapatır eve geçerim tamam mı?
Kafasını iki yana sallayacak gibi oldu.
"Min Jae şuan senin gitmen gerekiyor,anlıyor musun?"
────────˙·٠•✩
❤️Selam❤️
Bu üçüncü bölüm oldu.Çok garip bir yerde bitirdim biliyorum😂👌
Bir sonraki bölümde artık konuya dalış yapacağız merak etmeyin dıspkddl.
Şimdilik hoşçakalın~(◕^^◕) 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aurora ↬ Kim Tae Hyung
Fanfiction10.Sectioni'ye kadar spoi vermek istemiyorum.Ama okuyun bence^•^