Genlede daha doğrusu son iki sene de güne mutlu başlamam ama bugün daha bir kötüydü.
Tanımadığım birinin evinde zorla tutuluyorum. Masanın üstünde duran saate baktım saat 08.00 dı.
Esneyip örtüyü üstümden sıyırdım , ayaklarımı aşağı sarkıtıp yere bastım.Adım adım banyoya ilerledim kapıyı açtığımda şoka uğradım.
"Senin burada ne işin var?" diye çığlık atım.
Bana bakıp kahkaha atı.
"Sabah sabah acaba ne işim olabilir?"dedi.
Bu adama da sıkıntı var hem de çok büyük bir sıkıntı yani öyle böyle değil.
"Ben de onu soruyorum ya" diye sitem ettim."Bir şey söylemek için geldim uyuduğunu görünce bi de terlemistim sabah spor yaptım diye yüzüme su dökmek için banyomu kulandım bi sıkıntı mı var?"
sıkıntı dan daha büyüğü var ama söylemeye cesaretim yok."Peki, şey elimi yüzümü yıkayacam da" çekine çekine sordum yani dediği gibi burasi onun evi ve banyosu.
Tekrar alaycı bi kahkaha atı sonra sırıtıp banyodan çıktı.
Ardından hemen kapıyı örtüp sinirden kızarmış olan suratıma su döktüm banyoda ki işimi hal edip kapıyı açtım.
İçeriye girdiğimde onunda hala burada olduğunu gördüm.Ayakata dikilip konuşmasını bekledim.
"Şu yarın ki işi bu güne alıyoruz haberin olsun Alexi seni hazırlamaya gelecek akşam 21.00 gibi hazır ol tamam mı?"
"Bunlara hiç gerek yok bence bırak gideyim hem ne işine yarayacam kimsemde yok kimseye de bir şey söylemem cidden bak yemin ederim nolur yaa lütf-"
"Sana daha kaç defa söyliyecem ya öleceksin yada bu işi kabul edeceksin dediğin gibi kimsende yok yani arkandan seni bulmaya çalışacak kimse anlayacağın mecbursun!"
"Bu arada çok işime yarayacan merak etme" deyip gitti.
Onun gideli tam bir saat olmuştu ne gelen vardı ne giden üstelik acıkmaya da başlamıştım.
Açlığıma katlanamayınca mutfağa gittmeye karar verdim.
Kapıdan çıkınca etrafa bakınmaya başladım ihtişamlı bir evdi daha dogrusu saray dı.
Durvarlar kırk beyaz renginde her iki adımda pahalı tablolar vardı heykel objeler saraya ayrı bir hava katmıştı.
Mutfağa girdiğimde Alexi ablanın tezgahın önünde birşeylerle uğraştığını gördüm.Buz dolabına ilerleyip kahvaltılıkları masaya koyamaya başladım.
Ocakta çay vardı bardağa çay koyup masaya geçtim.
Alexi abla beni yeni yeni fark ediyordu.
"Kızım ne zaman geldin ayyy bana söyleseydin ya ben sana hazırlardım."
"Yeni geldim. Gerek yok ben haletim"
dediketen sonra kahvaltımı yapmaya başladım.
Biraz zaman geçtikten sonra doyduğuma kanat getirip ayağa kalktım.
Alexi abla bana dönüp "Kızım sen odana çıkıp duş al ben sana bu akşam için giyeceklerini getirecem bide bir kaç kişi seni hazırlamaya gelecek tamam mı?"" Alexi abla yapacağım işi biliyor musun, ve bir kaç kişi niye geliyor ki yani o kadar büyük hazırlık neden?"
"Ben işn ne olduğunu bilmiyorum ama bu kadar hazırlık gerektiğine göre önemli bir iş. Hadi vakit kaybetmeden yukarıya çık sen duşunu al."
Kafamı tamam anlamında salayıp odama çıkmaya başladım.
Neden bana bu kadar önemli bir iş versin ki daha yeni tanışmamıza rağmen bu kadar çabuk güvenecek birşeyler yaşanmamışken neden?
Bunu ona soracamğım aklımın bi köşesinde dursun.Banyoya girip duş alamya başladım.
Aklıma yine bir anı üşüstü.
Ozmanlar yedi yaşın da vardım.
Annem benim başımı yıkıyordu banyoda ki eğlenceli vakitlerimiz şen kahkaha dolu anlarımız.
"Anne biliyormusun bir yerde okumuştum. Deniz kızları dokunduğu insanlarda istediği anıları silebiliyormuş."
Annem bana tatlı gülümsemesini yoladı. Elimi eline götürüp tutum ve gözlerimi kapatım.
"Keşke deniz kızı olsam anne. Kötü anılarını silebilsem." Gözlerimi açtığım da annem ağlıyordu.
"Ama annecim ben sen ağla diye demedim ki böyle yapma annecim." Annemin gözyaşları ardında ki şefkatli gülümsemesi.
"Canım benim ben mutluluktan ağlıyorum. Senin gibi temiz kabli güzel bir kızım olduğu için ne kadar şanslı olduğum için bitanem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVELYA
FantasyBeyaz gelinliğine toz bulaşmıştı. Gözlerim şişmişti yani eminim. Tozlanmış , harabe evde tek başıma gelinliğin başında oturmuş ağlıyordum. İki sene önce acım hala taze. Annemi trafik kazasında kaybettim. Feci şekilde can verdiği söylenmişti bana. Za...