Sabah kalktığımda saat 10 olmuştu. Bengüsu çoktan çıkmıştı .Kendimi savaştan çıkmış gibi hissediyordum. Galiba dün gece biraz fazla dans etmiştim. Bir duş beni kendime getirmeye yetmişti.
Televizyonu açtım ve ilk bulduğum kanalı izlemeye başladım. Çok canım sıkılıyordu. Balkona çıktım. Kendi kendime konuşmaya başladım "Sen yıllarca çalış çabala üniversiteyi oku sonrada mal gibi kal harika!"
Ve şimdi en başa dönelim ve kendimi tanıtayım . Ben Karaca Sönmez 24 yaşındayım ve üniversite okumama rağmen işsizim turizm okudum ve hiç bir turizm şirketinde bana iş yok . Gezmeyi çok severim bu yüzden turizm okudum ama maalesef turizm şirketlerinde iş bulamıyorum. Bu yüzden bir kafede garsonluk yapıyorum.Vee bugüne geri dönelim.
Dışarıdaki insanların hepsi bir iş için koşuşturuyor ama ben evde kös kös oturuyorum. Odama girdim, kotumla tişörtümü giydim, saçlarım düz olduğu için çok karışmamıştı düzgün durması için biraz toplamam yetti, hafif bir makyajlada kahverengi gözlerimi ortaya çıkarttıktan sonra hazırdım . Telefonumu da alıp dışarı çıktım temiz havayı içime çektim ve yürümeye başladım . Durağa geldiğimde otobüs daha gelmemişti, beklemeye başladım.
Nihayet otobüs gelmişti bindim boş bulduğum bir yere oturdum. Otobüsten indiğimde temiz havayı içime çektim. Hava sıcak ve güneşliydi. Bengü'nün çalıştığı kuaföre doğru yürümeye başladım. Selen kuaför tabelasını gördüm ve içeri girdim. Bengü en sevimli gülüşlerinden biriyle karşıladı beni kendinden kızıl saçları ve yeşil gözleriyle o kadar tatlıydıki bende ona gülümsemeden edemedim
- Ooo Karaca hanım hangi dağda kurt öldüde geldin yanıma.
- Of Bengü yapma biliyorsun dün gece geç yattığımı.
-Sende şakaya hiç gelmiyorsun sen bugün kafede çalışmıyor musun?
- Bugün izinliyim. Evden kahvaltı yapmadan çıktım seninde işin bittiyse kahvaltı yapalım mı?
Bir yandan önündeki kızın saçlarını kesiyor bir yandanda bana cevap veriyordu:
- Tamam biraz bekle geliyorum
-Anlaştık
Kenarda ki mor koltuğa oturdum ve beklemeye başladım. Bengü'nün çalıştığı kuaför çok şirin ve sıcak bir kuafördü. Patronuda çok sevecen bir kadındı. Bir anda Bengü'nün sesiyle sıçradım.
- Karaca hadi çıkalım işim bitti.
- Tamam canım
Biraz ilerdeki bir kafeye girdik ve siparişlerinizi söyledik.
Siparişlerimizi beklerken telefonum çaldı Bilinmeyen bir numara arıyordu. Önce hiç umursamadım ama çok ısrarlı çalınca dayanamadım:- Alo kimsiniz
- Baban bize borç taktı şimdide ödeyemiyor babanın borcunu ödemezsen maalesef baban aramızdan ayrılmak zorunda kalıcak.
- Babammı ne borcu nediyosun sen?
- uzatma babanın bize 30 bin lira borcu var yarına kadar param gelmezse babanı unut ve sakın polisi karıştırma yoksa bulur senide öldürürüm anladın mı?
- Ben yarına kadar nasıl bulayım o kadar parayı
-Orası beni ilgilendirmiyor nasıl buluyorsanız bul ve söyliycem adrese getir.
O adresi söylerken Bengü meraklı gözlerleriyle beni yiyordu. Adam telefonu kapatır kapatmaz Bengü hemen başladı:
- Karaca o kimdi para falan diyordun ne parası hem babanın kime ne borcu varmış?
O sorularına cevap beklerken ben kendimden geçmiş bir şekilde bakıyor sorularına cevap verecek gücü kendimde bulamıyordum.
Arkadaşlar bu benim ilk kitabım ve çok heyecanlıyım yorumlarınızı ve oylarınızı
bekliyor olacağım umarım beğenirsiniz 🤗🤗🤗🤗😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMANTİK MAFYAM
RomanceGenç ve güzel kızımız Karaca ve Karaca'nın babasının borcu sayesinde Karacayı tanıyan genç mafya Kuzey . Aşkın derin sularında yüzen iki genç aşığa eşlik etmek istermisin?❤️❤️