bölüm 4

11 2 0
                                    


"Sessiz kız daha yeni başlıyoruz"

Sanki kipriklerimi japon yapıştırıcısıyla birbirine yapıştırmışlardı. En son bacağıma çivi girmişti , sonrası karanlık. Yattığım yer oldukça dardı ve küf kokuyordu . Ellerimi gözlerimi açmak için kaldırdığımda , kelepçeyle koltuk başlığına bağlandığını hissettim. "Ooo sessiz kız uyanmış" dedi nerden geldiğini anlayamadığım tok ses.

Gözlemi açamıyordum ve bulunduğum durum artık korkutuyordu. "Gözlerini neden açamıyorsun" dedi ve kahka attı. Sağ bacağımı kaldırmaya çalıştığımda saplanan ağrıyla acı ile inledim. Adam "patron gelecek konuşmamazlık yaparsan cezanı o tatlı canın çeker " dedi ve çok geçmeden kapı sesi duyuldu. Şu patron denilen adamı ölesiye merak ediyordum daha önemlisi benden ne istiyorlardı. Verdikleri boş kâadı imzalamıştım bana istediklerini yapabilirlerdi. Ama barmen "kiniş, kiniş" diyip işi inada bindiriyordu. Gözlerimi kesin yapıştırmışlardı bu itler. Yoksa neden göremiyim ki.

Kapı gürültüyle açıldı. Hissedebildiğim kadarıyla kafamı o yöne çevirdim. Adım sesleri yaklaştıkça gerginlikten karnım ağrımaya başlamıştı. Şu an içsesgülüm e çok ihtiyacım vardı -çarpıldı-. En ihtiyacım olduğu zamanlarda yanımda yoktu iç ses değil mübarek yabancı ses. Şu an hangi konumda olduğunu bilmiyordum sanki tüm algılarım kapanmıştı. Konuşmamak kolaydı da körlerin işi harbi zordu. " Daha ne kadar susacaksın " dediğinde gözlerimi açabilsem göz devirirdim. Tamam şimdi yalan konuşmanın bir gereği yok ben göz deviremiyorum. En fazla tek kaşımı kaldırırdım ama benim tepkisizliğim bunları çıldırtıyordu. Kudursun dursundu köpek.

"Sana bir teklifim var. Eğer barda şarkı söylersen panzehir yaparım gözlerini açarsın , hem her ay paranıda alırsın. Ama dersen yok ben istemiyorum. Vücudunda bıraktığım hoş izlerle açlıktan ve susuzluktan en fazla bir ay dayanırsın. "
Benden  herhangi bir tepki alamayınca konuşmaya devam etti " panzehir kanına girmeyince yanlızca kör olsan iyi göz kapakların da akacak "

En başından söyleselerdi zaten kabul ederdim böyle tekliflere gerek dahi yoktu. Saçmaydı. Bu adamların beyinleri harbi saçmaydı. İmzamı da alma amaçları farklıydı emindim .

Başımda dikildiğini hissettiğimde 'evet' anlamında kafamı salladım. Bakışlarından yüzümü incelediğini hissedebiliyordum. Sağ kolumun kelepçesini açıp kendine çekti. İğneyi onun yapacağına inanamıyordum ama kolumda oluşan eşşek ıssırığı iğneyi patron dedikleri adamın yaptığının ispatıydı. İlacın kana karışmasıyla, göz kapaklarım yavaşça aralandı. Odaya göz gezdirdiğimde, dikkatimi ilk çeken, sarı ve kahverengi arası gözlerdi. Hiç böyle bir göz rengi görmemiştim. Göz rengine inat buz gibi bakıyordu . Deponun soğukluğuna rağmen, sıradan bir siyah pantolon ve ince siyah gömlek giymişti. Bacağımın ağrısını hissettiğimde homurdandım. Ne gıcık bir durumdaydım öyle! Karşımdaki adama öfke saçan gözlerle bakmaya başladım. En azından öyle sanıyordum. Yüzümü bir süre daha inceledikten sonra büyük adımlarla odadan çıktı. Bu muydu yani?

Ne bekliyordun ki ?

İç ses haklıydı. Ne bekliyordum ki ? Birşeyler beklemem hataydı. İki kelimeyi bir araya bile getirmemişti. Odada yanlız kaldığında benim için bırakıldığını umduğum  deri pantolonu ve dar sol kolu olmayan vücuda yapışık bluzü üstüme geçirdim.

Kulak tırmalayan kapı sesi duyulduğunda , hiç tenezzül etmedim. Bir anda bağırtıyla başımı barmene çevirdim. "Ooo sessiz prenses daha yatacak mısın? " bakışlarımı görmüş olacak ki sırıtışı gülümsemeye döndü ve yanağımdan makas aldı. Yüzümü buruşturdum. "Sahne seni bekler güzelim ". Böyle insanlar türkiyenin neden gelişmediğinin cevabıydı. Giydiğim kıyafetleri farketmiş olacak ki "Sen onları giymeyeceksin" dedi. Ben gerizekalıydım hangi akla hizmet emin olmadan onun bunun kıyafetlerini üstüme geçirmiştim
Hem benim bu bacakla  sahneye çıkacak olmam imkansızdı .

Her adımımla sanki canımdan can koparıyorlardı. Odadan çıktığımızda bizi " O" şeklinde sekiz tane oda karşıladı. Duvarlar kan kırmızısı , kapılar ise düz mat siyah  rengindeydi. Bize en yakın odaya geçip elime siyah omuzsuz kadife , boğazlı tişörtle, gri sadece baldırımı kapatan şort verip dışarı çıktı. Az önce giydiklerimin neredeyse aynıydı.

Tahmin ettiğim gibi şort baldırımı kapatıyordu. Saçlarım tel tel olduğu için, gevşek bir atkuyruğu yaptım. Dudaklarıma da kırmızı mat rujumu yedirdim. Gözlerim ruh gibi olduğu için dumanlı bir göz makyajıyla iyi duruyordum. Kapı aniden açıldı ve içeri barmen girdi. Görüntümden memnun olmuş gibi gülümsedikten sonra ,"Hadi bakalım sahne seni bekler" dedi ve ilerledi. Onun aksine ufak adımlar atıyordum ve gayet memnundum. Merdivenlerden çıkarken aniden durdu. "Adım Uzay bu arada " Sanki çok umrumdaymış gibi adını söylemesi hafif sırıtmama yol açtı.

"Gitarist bu gün yok benle idare edersin artık " dedi ve gitarı eline aldı.

Guess I better wash my mouth out with soap
Sanırım ağzımı sabunla yıkasam iyi olacak

Think I just remembered something
Sanırım bir şey hatırladım

I think I left the faucet running
Sanırım musluğu açık bıraktım

Now my words are filling up the tub
Şimdi kelimelerim küveti dolduruyor

Darling, you're just soaking in it
Sevgilim, sen de onun içinde uzanıyorsun

But I know you'll get out the minute
Ama biliyorum ki dakikasında çıkacaksın

You notice all your fingers pruning up
Tüm parmaklarının buruştuğunu fark ediyorsun

I'm tired of being careful, tip toe, trying to keep the
water warm
Dikkatli olmaktan, parmak ucunda olmaktan, suyu ılık tutmaya çabalamaktan yoruldum

Let me under your skin
Tenine nüfuz etmeme izin ver

Uh oh, there it goes, I said too much, it overflowed
Uh oh, işte oldu, gereğinden fazlasını söyledim, dışına taştı

Why do I always spill?
Neden hep taşırıyorum?

I feel it coming out my throat
Kelimelerin boğazımdan gelişini hissettim

Guess I better wash my mouth out with soap
Sanırım ağzımı sabunla yıkasam iyi olacak

God I wish I never spoke
Tanrım keşke hiç konuşmasaydım

Now I gotta wash my mouth out with soap
Şimdi ağzımı sabunla yıkamam gerekecek

I feel it coming out my throat
Kelimelerin boğazımdan gelişini hissettim

Guess I better wash my mouth out with soap
Sanırım ağzımı sabunla yıkasam iyi olacak

God I wish I never spoke
Tanrım keşke hiç konuşmasaydım

Now I gotta wash my mouth out with soap
Şimdi ağzımı sabunla yıkamam gerekecek

Barmen gözlerini dikmiş bakıyordu. Umursamadan devam ettim şarkıya .

Think I got myself in trouble
Sanırım başımı belaya soktum

So I fill the bath with bubbles
Bu yüzden banyoyu köpüklerle doldurdum
Then I'll put the towels all away
Sonra tüm havluları kaldıracağım
Should've never said the word "love".

Söylediğim birkaç şarkı arasında en sevdiğim melanie martinez - soap olmuştu. Barın çıkışına hızlı hızlı yürürken , Uzay' ın önce omuzlarımı tutan kolu , sonra sözleri gitmemi engelledi .

" Sessiz kız daha yeni başlıyoruz"

Sıçtık cafer bez getir




Normal de kitap okurken sakin müzikler dinlemeyi , mesela Lana Del Rey tarzı şarkıcıları dinlemeyi tercih ederim. Ama hareketli ortamda oldukları için maalesef olmuyor. Eğer dinlemek istemezseniz sadece şarkının sözlerine göz gezdirseniz sevinirim. Umarım müzik zevkimiz tutar.

💫

SON ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin