SEYAHAT MACERASI B1

374K 12.7K 11.1K
                                    

1*** 

(Herkes kitaba başlama tarihini atabilir mi acaba?:))

(Düzenlemeden dolayı ara yorumlar yok oldu. Coşturursanız sevinirim. :D)

Müzik: FEEL IT STILL

-

"Hala emin misin? Koskoca 3 ay Elsa, tek başına kolay değil."

Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. Hepi topu fotoğraf çekecektim. Sergim için gerekliydi. Bazen arkadaşlarımın anne babammış gibi davranması beni geriyordu. Eğer yalnızsanız ve aileniz ile kavgalıysanız kendi ayaklarınızın üstünde durmanız bir şekilde gerekiyordu.

"Bak Nil, kimse beni yemeyecek. Kaç yaşında insanım, hayatımda ilk defa seyahata çıkıyormuşum gibi davranma lütfen! Son dakika dahi fikrinden vazgeçmiyorsun. Pes arkadaşım, pes." dememle gözlerini devirdi.

"Tamam, o zaman bende işlerimi bitirip geleceğim. Aykut da gelir belki." Omuz silktim, Aykut görüp görebileceğiniz en rahat adamlardan biriydi.

"Evet canım, bekle sen."deyip gülümsedim. Bunları dediğimde koluma çimdik attı.

Kaşlarım istemsizce çatıldı. "Ah, seni geri zekalı! Acıdı."

Yüzümü buruşturup kolumu ovalarken ekrana baktım. "Tamam kızılların atası, ben gideyim artık. "

Nil, liseden arkadaşımdı. Üniversiteyi aynı okulda okumuştuk. Sevgilisi Aykut'u ise çocukluktan tanıyordum. Babamın iş arkadaşının çocuğuydu.

Kızıl bombam aniden kollarını bana doladı. Saçları kızıl ve teni bembeyaz olduğu için ona kızıl bomba diyordum. Nil yine her seyahate çıkışımda olduğu gibi bu seferde bir daha dönmeyecekmişim gibi davranıyordu.

"Nil..." diye mırıldandım. "Lütfen ağlamaya başlama yine yalvarırım."

"Na-napayım." dedi göz yaşlarını silerken. Ardından güldü. "Balık burcu olmak kolay değil. Dikkat et kendine."

Kollarımı Nil'e sardım. Hayatımda olmasını seviyordum. Beni önemsiyordu, seviyordu. Aykut ile beraber koruyor, kolluyordu.

Havalanını  girişine geldiğimizde onları durdurdum. "Tamam, artık gelmenize gerek yok. Sizi gördükçe ajite oluyorum, sinirlerim bozuluyor." Sesimde alay çanları çalıyordu. İki aşık beden birbirine bakıp güldüklerinde onkara son kez el sallayıp valizimi sürüye sürüye ilerlemeye başladım.

Koşar adımlarla işlemleri hallettikten sonra uçuş ekranının önünde durup kendi seferimi aramaya başladım. Yaklaşık kırk dakika sonra uçuşum gerçekleşecekti.

Birkaç adım geriye adım atarken birden dizime çarpan bir varlıkla dengemi kaybettim ve ayağım kaydı. Lanet olsun! Aksilikleri bu kadar çabuk beklemiyordum.

Korkuyla ağzımdan minik bir "Ah!" sesi çıktı. Çaresizce kendimi yerde bulmaya çalışırken buram buram parfüm kokan bir göğüs tam yüzümün önünde durdu. Siyah tişörtten başka hiçbir şey göremiyordum. Belimde bilmediğim bir kol hissedince kafamı yukarı kaldırmamla kollarını belime saran bu bedenin beni yavaşça kaldırması bir oldu.

Çevremde bana bakınıp gülen iki gerizekalı kızı görünce iğrenerek yüzümü buruşturdum. Kadın kadının gerçekten düşmanıydı.

O an ki sinirle hızlıca beni tutup düşmeme engel olan bedene döndüm.

"Arkası dönük bir insanın arkasına ne diye valiz bırakırsınız ki? Sizin yüzünüzden az daha yere düşüyordum."

Yirmi sekiz yaşlarında olduğunu belli eden bu adam umursamaz bir ifade ile yüzüme baktı. "Sende sağına soluna bakıp, sakarlık yapıp valizime takılmasaydın."

COOL AĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin