10.Bölüm

217 3 0
                                    


"Ama bu olanaksız!" diye haykırdı ateşli McConnor yumruğunu masaya vurarak. "Bu adam yirmi beş yıldır satranç oynamamış olamaz, kesinlikle olamaz! Her hamleyi, her karşı hücumu beşaltı hamle önceden hesapladı. Böyle bir şeyi kimse rastgele yapamaz. Bu kesinlikle olamaz, öyle değil mi?"

Son soruda McConnor elinde olmadan Czentovic'e dönmüştü. Ama dünya şampiyonu hiç istifini bozmadı.

"Bu konuda yorum yapamam. Beyefendi özgün ve ilginç bir oyun çıkardı; bu nedenle ben de bilerek ona bir şans verdim." Bunu söylerken kayıtsızca ayağa kalkıp o tüccar tarzıyla ekledi:

"Beyefendi ya da beyler yarın yeni bir oyun isterse, saat üçten itibaren emrinizdeyim."

Bıyık altından gülmeden edemedik. Czentovic'in tanımadığımız yardımcımıza büyüklük edip de şans falan vermiş olmadığını, bu açıklamanın kendi başarısızlığını örtbas etmek için uydurduğu saf bir bahane olduğunu hepimiz biliyorduk. Böyle sarsılmaz, bir kibirin kırıldığını görme isteğimiz daha da arttı. Bizim gibi uysal, zararsız gemi yolcularının üzerine bir anda yabanıl, hırs dolu bir savaşma hevesi gelmişti, çünkü okyanusun ortasındaki gemimizde satranç şampiyonunun tahtından edilebileceği düşüncesi bütün telgraf bürolarının tüm dünyaya ilan edeceği bir rekor aklımızı başımızdan almıştı. En canalıcı anda beklenmedik bir biçimde oyuna karışan kurtarıcımızın yarattığı gizemli havanın çekiciliği ve adamın neredeyse korku dolu alçakgönüllülüğü ile profesyonel oyuncunun sarsılmaz özgüveni arasındaki karşıtlık da eklendi buna.

Kimdi bu yabancı? Burada rastlantı, daha keşfedilmemiş bir satranç dehasını gün ışığına mı çıkarmıştı? Yoksa ünlü bir usta anlaşılmaz bir nedenden dolayı bizden adını mı gizliyordu? Bütün bu olasılıkları büyük bir heyecanla tartıştık, en çılgın savlar bile, yabancının akıl almaz utangaçlığı ve şaşırtıcı,

açıklamasını unutulmaz oyun yeteneğiyle bağdaştırmaya yetecek kadar çılgın gelmiyordu bize. Ama bir konuda düşünce birliğine vardık: Yeni bir savaşı izleme zevkini kendimizden kesinlikle esirgemeyecektik. Yardımcımızın ertesi gün Czentovic'e karşı bir oyun oynaması için her şeyi yapmaya karar verdik, oyunun parasal tehlikesini göğüsleme işini McConnor üstlendi. Bu arada kamarotun ağzını arayıp da yabancının Avusturyalı olduğunu öğrenince, yurttaşı olarak ricamızı ona iletmek görevi bana kaldı.

Apar topar kaçan yabancıyı gezinti güvertesinde bulmam uzun sürmedi.

Şezlonguna uzanmış kitap okuyordu. Yanına yaklaşırken, onu inceleme olanağı buldum. Köşeli başı, hafif yorgunluk belirtisi olarak, yastığa dayanmıştı; yaşına oranla genç görünen yüzünün tuhaf solgunluğu yine dikkatimi çekti, bembeyaz saçları şakaklarını çevreliyordu; neden bilmem, bu adamın birdenbire yaşlanmış olduğu izlenimine kapıldım. Yanına vardığımda, kibarca doğruldu ve kendini tanıttı, soylu, eski Avusturya ailelerinden birine ait olan soyadı hemen tanıdık geldi bana. Bu soyadını taşıyan birinin Schubert'in çok yakın bir dostu olduğunu ve eski imparatorun özel doktorlarından birinin de bu aileden geldiğini anımsadım. Kendisinden Czentovic'in meydan okumasına karşılık vermesini rica ettiğimizi Dr. B'ye iletince, gözle görülür biçimde afalladı. O oyunda bir dünya şampiyonunun, üstelik dönemin en başarılı, en ünlü şampiyonunun bulunduğundan haberi olmadığı ortaya çıktı. Nedendir bilinmez, bu açıklama onun üzerinde tuhaf bir etki yaptı sanki, çünkü rakibinin gerçekten de tanınmış bir dünya şampiyonu olduğundan emin olup olmadığımı tekrar tekrar sordu. Bu durumun görevimi kolaylaştırdığını kısa sürede anladım ve ince ruhlu biri olduğunu hissedince, olası bir yenilginin getireceği parasal yükün McConnor'ın kasasından karşılanacağını ona söylememenin iyi olacağını düşündüm.

Uzun süre bocaladıktan sonra Dr. B. en sonunda bir oyun oynamayı kabul etti, ama becerisine pek fazla bel bağlamamaları konusunda öbür beyleri bir kez daha uyarmamı rica etmeyi de unutmadı.

"Çünkü," diye ekledi dalgın dalgın gülümseyerek, "bir satranç oyununu bütün kurallarına uygun olarak oynayıp oynayamayacağımı gerçekten bilmiyorum.

 

SATRANÇ - Stefan ZweigHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin