Bölüm-2

79 38 8
                                    

Kısa süreli bır şokun ardından hayattan kısa bir süreliğine resetlenmiş bir şekilde sadece karşımdaki daha demin azarladığım hocaya bakıyordum. Bu sessizliği bozarak konuşmaya başladı:

-Bakmaya devam edicek misin ?
Ellerini gözlerimin önünde salladı ve kendime gelmemi sağladı.
-Şey ben kusura bakmayın siz bu kadar genç olunca ben de sandım ki ...
-Neyse ne. Sana vereceğim cezayı daha sonra seninle paylaşırım. Simdi dersimize dönelim.

Hayda !Daha ilk dersinden adamın dikkatini çekmiş bir de üstüne ceza almıştım. Tebrikler kızım Bahar aferin sana. Bu arada üniversitede ceza vermek nedir kardeş? Şimdi hocaya "Hocam tek ayak üzerinde mi durduracaksınız yoksa velimi mi cağıracaksınız?" demek vardı ama sonuç olarak yemez yani o kadarı. Ne ceza verebilirdi ki alt tarafi bi sunum vs yaptırır dünyanın sonu mu?
.

Dersler bitmiş ve derslerle beraber ben de bitmiştim. Kendimi yorgunlukla eve attım. Aniden anımsadığım şey ile yerimden fırladım. Burak.. akşam sekiz de beni alacaktı ve saat yedi. Akıl mı kaldı bende be. Istemeye istemeye kalktım ve duş aldım. Ne giyeceğimi düşünüyordum dolabımın başında. En sonunda siyah düz renk eteğim ile üzerine salaş kırmızı gömleğimi giydim. Aynada kendime baktığımda işte tarz bu dedim ve hızla telefonumu elime alıp Burak'ı aradım.

-Ben hazırım aşkım nerdesin geliyo musun?
-Beş dakikaya kapıdayim canım.
-Tamam çıkıyorum.
Koluma siyah küçük askılı çantamı takıp evden çıktım.
Burak geldiğinde arabaya atladım.
-Nereye gidiyoruz hiçbir şey söylemedin.
-Sen fazla mı meraklı oldun sevgilim. Tamam birazdan öğreneceksin az sabır.

Yol boyunca sohbet ettik. Burakla sohbet etmeyi çok severdim. Kültürlü,akıllı,olgun bir kişiliğe sahipti. Kısacası onunla her şeyi yapmaktan ayrı bir zevk alırdım.
Arabayı deniz kenarında durdurduğunda meraklı gözlerle ona bakmaya başladım.
-Geldik işte in bakalım.

Arabadan indim o da yanıma gelip ellerini belime yerleştirip bir tekneye doğru beni sürüklemeye başladı. Tekne kırmızı renk ile donanmış, çok güzel süslenmişti. Beni tekneye bindirdi ve teknede adama çalıştırması için eli ile işaret yaptı.
Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken beni isaret parmağını dudağıma bastırıp susturdu.

-Biraz sessiz kalalım lütfen.
Tekne karadan iyice uzaklaşmıştı. Elimden tuttu ve tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya  başladı.
-İki senedir hayatımdasın. Bana aile oldun,bana arkadaş bir dost oldun ve en önemlisi hayatımın anlamı gözümün nuru oldun.  Hayatımın geri kalanında hep sen ol istiyorum. Her sabah uyandığımda seni göreyim her gece yattığımda sana sarılarak uyuyayım istiyorum. Bahar ben biz olalım istiyorum. Yani uzun lafın kısası benimle evlenip hayatıma renk katar mısın Baharım?

Dilim tutulmuştu. O kadar güzel ve anlamlı konuşmuştu ki bu gözlerimden yaşlar gelmesini sağlamıştı. Bu asla beklediğim bir olay değildi. Yani evlilik ve ben yan yana bile komik iki kelime ve karşımda benden bir cevap bekleyen bir adam... Tamam Burak ile çok iyi vakit geçiriyorduk ama evlilik çok çok ayrı bir mesele idi benim için. Üstelik yaşım daha çok gençti ve hedeflerimi başarmadan böyle bir sorumluluk altına girmek en son isteyeceğim şeydi. Ama gel de bunları şimdi ona anlat. Kalbi çok kırılır mıydı acaba? Belki de beni terkederdi işte o zaman ne yapardım ben.

Yaklaşık iki dakikadır umut dolu gözler ile bana bakmaktaydı ve benim ağzımdan tek bir cümle çıktı.
-Olmaz Burak.

Yüzündeki hayal kırıklığını hiçbir betimleme anlatmaya yetmezdi. Gözünden yanaklarına usulca bir damla düştü.
-Seni anlıyorum. Ama ne olur sen de beni anla yalvarırım. Seninle iyi anlaşmamız hemen evleneceğimiz anlamina gelmez ki. Sen de ben de çok genciz ilişkimiz devam ederse ileride zaten olacağı varsa olur. İdeallerim var Burak bunu sen de biliyosun. Onları başarmadan olmaz.
Kendini zar zor toparlayıp konuşmaya başladı.

-Ben sanmıştım ki..
Durdu daha fazla devam etmedi. Onu çok üzmüştüm belki ama doğru olan buydu.
Teknedeki kaptana seslendi ve kıyıya döneceğimizi söyledi. Onu üzmek hayatımda isteyebilecegim son şey bile degilken onu bu kadar üzdüğümü görmek bana yoğun bir acı vermişti.

.

Kıyıya yanaştıgımızda arabaya geçtik ve oturduk. Ikimizde de adeta bir ölüm sessizliği vardı. Konuşmuyor hatta yüz yüze bile gelmekten çekiniyorduk. Yol boyu camdan dışarıyı seyrettim. O da ciddi yüz ifadesi ile arabayı sürmekteydi.
Evimin önünde durdurdu arabayı. Onun gönlünü almak istercesine konuşmaya başladım.

-Bıraktığın için çok saol ve bugün bana yaşattığın her şey içinde. Seni seviyorum bunu unutma olur mu.
Eğilip tam yanağından öpecekken kendini geri çekti. Bu hareketi beni şoke etmişti.
-Bahar yol boyunca çok düşündüm . Yaşananları düşündüm. Seninle ilişkimizi düşündüm ve ne kanıya vardım biliyo musun? Sen beni arkadaş olarak göruyosun Bahar. Bana karşı hissetliklerin arkadaşça duygular ama farkında değilsin.
-Bu doğru değil Burak. Lütfen sen beni en iyi tanıyanlardan birisin böyle bir fikre nasıl vardın bilmiyorum ama ..
-Bahar ben ayrılmak istiyorum.

Söyleyeceklerim boğazıma mıh gibi oturmuş dilim adeta lal olmuştu. Bu kadar kolay mıydı onun için ayrılık ? Kestirip atmak bu kadar kolay mıydı ? Dirayetli durmaya çalışıp zorda olsa konuşmaya çalıştım:
-Bu kadar basit demek hee! Sevgi ,aşk bunlar basit kelimeler değil Burak böyle teklifini reddince her şeyi kestirip atacaksan bence de daha fazla devam etmeyelim. Ama şunu bil ki pişman edeceğin laflar söyluyosun.

Hızlıca arabadan inip apartmana attım kendimi gözümden yaşlar istemsizce akmaktaydı. Buraya kadar mıydı her şey? Ne kadar basit kestirip atılmıştı yaşananlar...

~

Sen De GidersenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin