Gül Rengi

6.4K 472 17
                                    

        - 3. Hikaye-    

Aşık olduğunda dünyaya gül renginde baktığınızı söylerler. O an yaşadığı tam olarak buydu. Sadece biraz farklı bir şekilde.

"Bu senin sanırım," sesini duyunca adamın elindeki gül rengi atkısına baktı yavaşça. Saniyelerdir boş boş adamın yüzüne baktığını fark edince utandı ve yanaklarının ısısı yükseldi. "Evet, teşekkür ederim," diyerek yün  atkıya dokundu. Nasıl düşürdüğünü bilmese de, bunun çok iyi bir şeye neden olduğunu düşünüyordu. Başka türlü bu adamla nasıl konuşabilirdi ki?

İkili sessizce asansöre bindi ve genç kadın yalnız olduklarını fark edince telaşlandı. Mutlaka saçma bir hareket yapıp rezil olacaktı, kendini kontrol etmeliydi. "Kaçıncı kat?" sorusuna o kadar hızlı yanıt verdi ki, adam şaşkın bakışlarını bir süre kadının üstünde tuttu. "Üç."

Kadın adamın bakışlarından kurtulunca onu iyice inceledi. Gri takım elbisesi, elinde tuttuğu siyah çantası ve dağınık kumral saçları ile etkileyici görünüyordu. Rahat biri gibi duruyordu. Üçüncü kata geldiklerinde genç kadın istemeye istemeye asansörden indi. Birden arkasını dönüp asansörde kalan adama baktı ancak kapanan kapılar yüzünden bu ancak iki saniye sürdü. Asansörün çıktığı katı zihnine not etti, altı.

Acilen altıncı kattan bir arkadaş edinmeliydi!

Bu ilk karşılaşmayı takip eden günlerde genç kadın giyimine daha fazla özen göstermeye başladı. Kışın soğuğu yüzünden en yeni kazakları, en tarz botları satın aldı. Makyaj malzemelerine yaptığı yatırımı da birkaç yüz lira yükseltti. Ona bu şekilde güzel görüneceğini düşünüyordu. Ancak adamla bir daha hiç karşılaşmamıştı. Yirmi dokuz yaşındaydı ve hala aşık olarak evlenebileceğine inanıyordu. Ancak ilk bakışta aşık olmayacak bir kişiliği vardı. Yani imkansıza inanıyordu.

Sonunda, adamla karşılaşmasının üstünden on yedi gün geçmişken yeniden karşılaştılar. Adam onu hatırlıyor gibi durmuyordu. 'Asansör dolu olduğu için' diye avuttu kendini Yaren. Üçüncü katta inmeyip altıncı kata kadar adamı izledi. Ardından o da altıncı katta indi. Adamla arasına birkaç kişinin girmesine izin verdi ve adamı takip etti. Kısa bir yürüyüşün ardından adamın bu katta yer alan bir hukuk bürosunda çalıştığını öğrendi. Bu büroyu araştırarak ismini hatta sülalesini bulabilirdi. Yüzüne engel olamadığı bir tebessüm yerleştirdi ve yeniden asansöre ilerledi. Asansörün gelmesini beklerken bir ses duydu. Yine o güzel ses...

"Üçüncü katta çalıştığını sanıyordum."

Yaren adama o kadar hızlı döndü ki, dengesini kaybedip iki adım gerilemek zorunda kaldı. Gerçekten böyle bir yeniden karşılaşma hayal etmemişti. Hayallerinde rezil olmak yerine prenses gibiydi. Gerçek dünya çok acımasızdı. "Evet. Ben sadece... Buradan geçiyordum."

Söylenebilecek en saçma bahane, az önce dudaklarından dökülmüş. Ne yazık ki geri alamıyordu. "Sabahın sekiz buçuğunda?" diyen adamın yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. O sırada gelen asansör ile bir sürü insan Yaren'in üstüne üstüne gelerek işine gitti. Genç kadın asansöre binmesi gerektiğini biliyordu ancak bunu yapmadı. Bunun yerine adama bakmayı tercih etti. Yüzü çok güzeldi, uzun zamandır böyle tatlı birini görmemişti. Asansör kapandı, üst kata çıktı. Birkaç dakika sonra yeniden gelecekti.

"Pekala. Sanırım tanışmamız şu anı kurtarmak için çok yerinde bir hareket olabilir," dedikten sonra elini uzattı ve ismini söyledi. "Ben Yaren."

"Ben Ömer," diyen adam kadının elini sıktı ve gülmeye devam etti. Yaren göz ucuyla asansörün olduğu kata baktı. Otuz saniyesi vardı, söyleyeceklerini düzgün seçmeliydi. "Tanıştığıma sevindim Ömer. Aslında sana söylemek istediğim bir sürü şey var ama önce... Daha sık karşılaşsak olmaz mı? Kaç haftadır seni görmeyi bekliyorum."

Farklı Hayatlar [Tek Bölümlük Hikayeler]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin