1

25 2 0
                                    

Adalet, işlediğimiz suçları değiştirmeyecek...

  Duyduğumuz siren sesleriyle Derinle bir süre bakıştık ikimizin yüzünde de arsız bir gülümseme vardı. Ellerimizdeki siprey boyaları yere attık ve saatlerdir zaman öldürdüğümüz 12 metrekarelik ara sokaktan yardırarak çıktık. Hiç durmadan koşuyorduk. Açıkçası sahile doğru koşuyorduk ama benim içimden hiç oraya gitmek gelmiyordu. Şimdi orada yeni sevgili olmuş aşk ptırcıkları vardır.Aşklarını insanların gözüne soka soka ilişki yaşayanlardan hoşlanmıyorum. Aşktan da hoşlanmıyorum. Duygu yaşamaktan da. Küçükken de hiç ağlamazdım. Çünkü daha 5 yaşında hayatın şerefsiz gerçeğini kabullenmiştim. Peki ağlayınca kaderim mi değişiyor? Tabii ki hayır! E o zaman ağlamanın amacı ne?
-Defneeeeee!!!
Derinin sesiyle arkamda kaldığını anlamış arkamı dönmüştüm. Yanında bir araba duruyordu. Siyah, klişe arabalardandı. Siren seslerinin yükseldiğini duyduğumda koşarak arabanın yanına gittim ve arka kapıyı açarak koltuğa oturdum. Sanırım biraz geç binmiştim çünkü daha kapıyı kapatamadan araba çalışmaya ve son sürat yol almaya başlamıştı. Kimdi bu sabırsız?
Sürücü koltuğuna baktım ve at kafalı Görkemi gördüm. O at kafa Adanın sevgilisiydi. Adayı sevmezdim çünkü her an her yerde ağlayabiliyordu ve bu hoşuma gitmiyordu. Ağlayan insanlardan hoşlanmazdık. Derin de ben de. O kız bizim yurda geldiğinde ben 11 Derin 12 yaşındaydı. O kız da 10 yaşındaydı ve inanın ağlamadığı her dakika tuhaf bir alâmetmiş ve az sonra kıyamet kopacakmış gibi geliyordu. Aslında Derin de bizim yurda 7 yaşında gelmişti ve o da çok ağlıyordu. Onu ben duygusuzlaştırdım sanırım.

-Ne düşünüyordun da kocaman arabayı görmedin ya da onu da geçtim benim boru sesimi bile duymadın? Tamam yardırarak koş dedik ama kendini kaybet, arkana bakma demedik di mi?
-kes be, ben adam ettim lan seni, neyin kafası?
-tamam be sus seninle didişmeyeceğim.
-bence de, kaybedersin!
-a ah, ben mi kaybederim?
İşaret parmağını göğsünün biraz üstüne bastırıp, şaşkın ifadeyle konuşmuştu.
-e evet neden şaşırdın ki?
-neden şaşırmıyım? Ablan sayılırım ben senin!
-alakası yok! Arada sadece bir yaş var!
-o bir yaş koca bir yıl biliyo musun, hani 12 ay 365 gün 6 saat!
-nolucak. toplayınca. sadece.BİR.yıl.
-EEEEE YETER BE Bİ SUSUN!
At kafalı Görkem bağırınca sustuk. Tabii ki ondan korktuğumuz için değil. Kavga uzamasın ve biz kazaya sebep olmayalım diye. Sonuçta bizim birbirimizden başka kimsemiz olmadığı için bağlıydık birbirimize.

Yol boyunca hiç konuşmadık ve Görkem bizi yurda götürmek yerine Umutların evine bıraktı. Umut da Derin'in kankasıydı. Ama o çocuğu da sevmezdim çünkü gereğinden fazla iyi niyetliydi ve aşırı saftı.Sevgilisi Handan da onun tam zıttıyfı zaten. O kız tam benim kafadandı ama onunda mükemmel bir hayatı vardı. Onu da bu yüzden sevmiyordum. Tamam sinsi ve kurnaz olabilir hatta cadaloz. Ama müko ailesi ve tonla parası vardı.

Umut bize yukarıdaki odaya çıkmamızı söyledi. Derin de ben de uykusuzluktan bayılacaktık. Odada iki yatak vardı. Derin benim yüzüme bile bakmadı. Yatağa uzandı ve gözlerini kapadı. Ben de ona bakmadan yatağa girdim ve gözlerimi yumdum. Uyuyamıyordum. Ama oturup koyun sayacak halim de yoktu. Çantamdan uyku hapımı aldım ve dörde bölüp bir parçasını içtim. Bir taneden fazlası zararlıydı ama zararından çok uyuyup kalmaktan ve yaşananacak aksiyonlardan mahrum kalmak istemiyordum. Gözlerimi tekrar yumdum.Uykum gelince kendimi ona teslim ettim.

____________________________________
"Defne, Defne uyan! "

Korkuyordum. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Yeniden aynı şeylerin yaşanmasından. Ama korkmamalıydım. Defne Koçovalı'ydım ben. Korkmak benim ne haddime?

Yavaşça gözlerimi araladım. Derin in benim için endişelendiği gözlerinden okunuyordu. Sağ elini alnıma koydu. Hissediyordum, ter içinde kalmıştım. Derin, derin bir nefes aldı ve alnımdaki elini yavaşça geriye doğru kaydırarak saçımı okşadı.
-Korktun mu?
Cevap vermedim. Daha doğrusu veremedim. Konuşamayacak kadar korkmuştum. Boğazım düğümlenmişti.
-tamam sadece gerçek olmayacak bir kabustu.
Eğilip alnımı öptü ve geri çekildiğinde bana gülümsemesini bahşetti. Onun böyle duygusal hallerine sinir oluyordum. Duygularına alışırsam, belki bu sertliğimi kaybedebilirdim. Duygusal insanlardan olmak hayatta isteyeceğim en son şeydi.

Ama şuan onun bu haline ihtiyacım vardı... 

Saçlarımdaki elini tuttum. Bu yaptığıma şaşırdı tabii. Ama daha önemli bir işimiz vardı. Yarın akşam Koşuyolu Mahallesindeki, yaşlı bir amcanın evini soyacaktık. O yüzden şimdi güzelce uyumalıydık. Sabah evin adresini tam olarak öğrenip, bir planlamayla, 8 milyon TL yi aşırmış olacaktık. Bu çok gerekliydi çünkü Derin bir hafta sonra yurttan çıkarılacaktı. Yaşı dolmuştu. E yani bi zahmet dolsun teeeee 11 yıldır yurtta kalıyordu. Planım,  Onunla beraber yurttan çıkıp yeni çalacağımız parayla bir konak alıp, pis işlerimize devam etmekti. Ama yurttan çıkıp bir sene kendini idare edene kadar beni yanına alamazdı. Bir sene sonra da ben çıkıyordum. Hiç bi bokuma yaramıyordu bu durum.

Derin yanımdan kalkarak yatağına geçti ve tekrar uzandı.

-bizim birbirimizden başka kimsemiz yok seni aptal! İyi geçinmezsek hayatta kalamayız.

Gülümsedim.

-kendi adına konuş.

-11 yıldır birbirimizi tamamlayarak buraya geldik. Şimdi seni burada bıraksam, tekrar eski Defne Koçovalı olabilir misin?

    Olabilir miydim? Bilmiyorum. Sanırım haklıydı. Defne Koçovalı pes etmezdi. Tamam ağlamazdım, duygusuzdum,  ama çabuk pes ederdim. Ben Derin e ruhsuzlaşmayı öğrettiysem, o da bana pes etmemeyi öğretmişti. Hatta henüz tam olarak öğrenememiştim. Şimdi beni burda bırakırsa kesin en ufak şeyde pes ederdim. Peki Defne Koçovalı bu muydu? Hayır! Sanırım haklıydı. O olmadan benim bir parçam eksikti. Defne Koçovalı değildim o yokken.. Gözlerimi sımsıkı yumdum.

-Uyu lütfen, tamam mı?

Kıkırdamaya başladı. Neye gülüyordu ki?

-lan mal neye gülüyon?

-hiç, son sözü ben söyleyince cevap bulamadın ya ona gülüyorum.

Kıkırdamaya başladım. Bana da komik gelmişti.

-o zaman beraber gülelim.

Odayı kıkırdama sesleri kaplarken gözlerimin kapandığını fark ettim ve vücuduma daha fazla acı çektirmeden uyudum.

Okuraşklarım, canlarım, yeni hikayem. Daha doğrusu hikayemiz. Kankamla beraber konu buluyoz. O da Suga fanı olduğu için bir YOONKOOK shipi hayran kurgu yazalım dedi. Ben de kıramadım ay iyilik meleğiyimmm😆😆neyse sizleri seviyorum. Takipte kalın ayrıca Defne'nin soyadı ÇUKUR dizisinden. İzlemeden ölmeyin mükemmel bir mafya dizisi neyse. Sizi seviyorum aşklar Öpüldünüzzzzzzz😍😘

Benim davam senin ellerinde YoonKook/BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin