Sinem ;
Nasıl ya? Ne yani beni aralarında istemiyorlar mı? Buna inanmıyorum. Ben bunu bir daha yapmayacağım. Arkadaş filan edinmiyeceğim. Kimse beni istemiyor.Niye zorla arkadaşları olayım ki? Neden ben hep dışlanıyorum? Ben. Ben. Ben. Hep ben. Kimse yanında istemiyor. Kimse sevmiyor. Sinem kim ki? O sadece bir varlık. Kimse için önem taşımıyor. Kimse benimle ilgilenmiyor. Ben mi yalnız hissediyorum? Yoksa cidden böyle mi? Kafam çok karışık..
Böyle düsüncelerle yatakhaneye giderken biri arkamdan seslendi.
x: Sineeem! Dur!
Bu. Bu Güneş'ti
Onu dinlemeyek yatakhaneye girdim. Yatağıma çıktım ve hüngür güngür ağlamaya başladım. Neden bilmiyorum ama ben Aras'ın sözlerine çok kırılmıştım.
Birden içeri Güneş girdi. Odada on kişi falan vardı. Güneş bana baktı, birde odadakilere baktı!. Ve sonra;
Güneş: Çıkın dışarı!
x: Ne oluyor?
Güneş: Lan çık diyoruz sanane çık dışarı!
Güneş'in bağırmasıyla herkes dışarıdaydı. Hemen kapıyı kapattı.Bana döndü endişeli gözlerle bana baktı. Ve konuştu.
Güneş: Sinem. N'oldu? Niye ağlıyorsun? O sersem için mi? O salak Aras için mi?
Sinem: Hayır! Güneş lütfen. Yalnız kalmak istiyorum.
Güneş: Hayır! Asla yalnız bırakmam! dedi ve bana doğru yürüdü. Yanıma gelip yatağıma çıktı. Gözlerimdeki yaşları silerek konuştu.
Güneş: Bak ne olduğunu anlatırsan hem için rahatlar. Hem çözüm buluruz.
Sinem: Hiç. Hiç birşey olmadı. Beni istememenizden başka Aras'ın odunluklarından başka hiç birşey olmadî.
Güneş: Ne istememesi he? Kim istemiyor?
Sinem: Şuanda kim var yanımda sadece sen! Onlar beni istemiyor. Güneş anla artık.
Güneş: Yanında yalnız ben varım. Kabul. Ama şuanda kapının arkasında Aras, Eren, Buğra ve Ceren var.
Sinem: Bu beni ilgilendirmiyor.
Güneş ;
Sinem: Bu beni ilgilendirmiyor. diyip ranzadan aşağıya indi. Ve hızlıca dolabına gitti. İlaç şişelerinden bir kaçını alıp lovaboya gitti. Ben de bizimkilerin yanında durdum.
