Aras - Göl kenarı - ;
Aras ve Sinem mutlu mesut göl kenarında şeker yiyorlardır. Sinem'i buraya Aras getirmiştir. Ve çok ısrar etmiş ve annelerinden izin almadan Sinem'e buraya gelmeyi kabul ettirmiştir.
"Aras?"
"Efendim?
"Ben. Ben seni çok seviyorum." Sinem bunu söylerken çok utanmıştır ve yüzü kızarmıştır.
"Baksana dokmates tarlası oldu suratın. Utanma artık." diyip sineme sarılmıştır.
"Ukala şey!"
"Aaa ağzını bozma minik prenses! Hiç yakışmıyor."
"Çok biliyorsun Aras bey."
"Bak sende kabul ettin artık. Bana bey dedin.Ben kocaman adam oldum. Hadi gel kaçalım bu şehirden. Hem annem bana demir para bile verdi." diyip ayağa kalkmıştır Aras.
"Hah! Bozuk parayla olmaz o işler." demiştir Sinem.
Aras gölün kenarına gitmiş uzaklara bakıyordur. Bir kocaman büyük adam gibi...
Sinem onu hala küçük görüyordür. Ve gitmek için yaşlarının yetmedigini iddaa ediyordur. Ama Aras bunun tam aksine çok ta büyük olduklarını söylüyor dur.
Sinem gelmiş ve arasın omzuna elini koymuştur.
"Üzülme Aras."
"Üzülmem ben!"
"Hı hı. Sen hiç üzülmezsin." demiştir Sinem alayla.
"Ben senin dırdırını çekemem. Kücük prenses. Hadi git evine!"
"O niye?"
"Sen kücûksün ya."
"Hah! hiçte bile" demiştir Sinem sinirle.
"Bak Sinem sana bir sır vericeğim." demesine kalmadan ayağı kaymış ve göle düşmüştür.
Sinem ne yapacağını bilmez. Bağırïr ama kimse sesini duymaz. Ağlar ve ağlar. Minik prenses artık yoryulmuştur.
"Dayan Aras kurtaracagım seni"
"Tut elimi Sinem!"
"Tamam Aras tuttum elini"