morg

46 2 0
                                    

Kim ölse kendinizde ölmek isterdiniz. Ben bütün ailemi kaybettim şuan ölsem mi yaşasam mı bilmiyorum.

İlk acılan yüz Mert'in yüzü idi. Belinay tekerlikli sandelyesini hemen oraya sürdü. Kardeşinin yüzüne baktı. Bembeyaz yüzünde renkli tek şey moraran dudaklarıydı. Bir an tereddüt etmeden öptü kardeşini. Yavaşca sandelyesinden kalktı. Kardeşinin boynuna sarıldı. O anda tekrardan ağlamaya başladı. Ne doktor ne hasta bakıcıları ellemedi ona nede olsa son veda idi. İkinci yüzler annesi ve babası oldu. Belinay çığlık attı. 'ANNEE! ANNEMM! BABACIĞIMM! ' O an dışarda olsak dışardaki herkesi yerinden zıplatacak bir çılğlıktı  bu.  Onların yüzlerinde yara izleri vardı. Belinay hiç zaman kaybetmeden önce annesinin sonra babasının yüzünü öpmeye başladı.  Bunlar olurken morg görevlisi miniğimin yüüznü açtı. Bembeyazdı yüzü küçüğümün, mosmor olmuştu dudakları. Ellerim hemen ellerine gitti. Buz kesmişti zavallım. Isıtmak istedim onu ama benim sıcak tenim onun soğuna karşı koyamamıştı. Ya diğeri sapsarı saçları ile yatıyordu o soğuk gri şeyin üstünde. Dört yaşındaydı daha hayatta yapacak bir sürü şeyi vardı ama o ÖLDÜ.. Yengemler, abimler tek tek baktım yüzlerine. Kanım çekilmişti. Babaannem evet yaşlıydı ama ölüm bedenine hiç yakışmamıştı. Babam! Babamın yüzünde kan yoktu. Tertemizdi. Bir yara izii kirli sakal,pos bıyık ve soğuk bir ten vardı karşımda. Koca çınar benim babam oda ölmüştü. Soğuktu. Kardeşim sarışın ve geniş omuzluydu. 17 yaşında ama yanımda abim gibi duruyordu. Çok kavga ederdik ama hep benimle konuşurdu. Oda soğuktu.  Normelde de öyleydi ama artık gülümsemiyordu bana sarı saçları bile soğuktu.

En son açılan yüz annemin yüzü idi. Annem benim 18 senden tanıdığım en mükenmmel kadın. Bir evladını toprağa verip geri kalan dört evladına defalarca sarılan annembenim tek gerçeğim. Annemde ölmüştü. Annem bir kaç gün sonra toprağın altına girecekti. Annem öldü. Annem öldü. Bir kaç gün sonra onun yoldaşı dokuz tahta ve kara toprak olacaktı.  Anneme sarıldım. Soğuk teni sıcak bana değdi. Soğuktan ve ıslaktan nefret eden ben annemin soğunu bu kadar seveceğimi tahmin etmezdim.  Annemdi o benim dokuz ay karnında taşıyan,sütünü emziren,yaramazlık yaptığımda önce döven sonra ağlamama dayanamayıp sarılan annem. O yoktu artık benim anne diye çağıracağım kimse yoktu.  Harclığım bittiğinde para isticem bir babam yoktu. Dara düştüğümde akıl dabışacağım yengelerim yoktu. Azarlicak abilerim. Önce kavga edip sonra gülümseyen kardeşim.  Miniğim ve prensesim yoktu artık. Sürekli yaptığım işlere karışan bi babaanem yoktu.  Azrail neden hepsini alıp beni bırakmıştı. Hem ağlıyor hemde düşünüyordum bununları. Daha fazla dayanamadım doktor önce beni sonra Belinay'ı çıkardı. Morgdan çıkıp odaya varana kadar ağladık. El ele ağlamaya devam ettik. Artık ağlamamız başka bir boyuttaydı.  Sessiz ama ıslaktı. Odaya geldiğimizde Belinay zorla yatakları birleştirdi.  Doktor sakinleştirici iğne ile bayıltı bizi. El ele uyuduk. Onlar soğukta uyurken biz ele ele sıcak yatakta uyuyorduk.

Uyandığım saat sabahım beşiydi. Oda önceki günlere göre az kalabalıktı. Sessizce yatağımdan kalktım. odadan çıktım. Yavaşca ayağımı sürüyerek boş koridorda yürüdüm.  Merdivenin başına gelince ağır ağır indim basamakları. Son kata inene kadar hiç durmadım.  En son kat morgdu. Neden en son kat morgdu. Toprağa en yakın yer orası olduğu için mi?

Önce ilk kapıdan girdim. O adam yoktu masası boştu. Ben öyle ayakta duruyordum. Dakikalarca ailemin içinde olduğu soğuk odaya baktım. Dakikalarca gelemelerini bekledim.  ama kimse gelmedi. Onlar nefes bile almıyordu nasıl gelecekler.

'ANNEE! BABAA! AİLEMMM!' çığlık atmaya başladım. Etrafa saldırdım. Çığlıklarımı duyan birirleri geldi yanıma. Morga girip İlke'nin içinde olduğu soğuk dolabı açmaya çalıştım. Ama yanıma gelenler beni zorla dışarı çıkardı.

HERKES GİDER Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin