Acı

68 1 2
                                    

Sabahın erken saatinde uyandım. Gözüme vuran cılız güneş ışığı oldukca rahatsız ediciydi. Herkes uyanmış bişiler yapıyorlardı. Belinay yanımda masumca uyuyordu. Dün gece bir ağlama nöbeti geçirince yanımda uyumuştu. Yavaşca yatakda doğruldum. ayaklarımı boşluğa bıraktım dağınık sacım yüzüme döküldü halim bithap bir şekildeydi. Ayağa kalktım saçımı toplayıp odamdan çıkıp dışarı çıktım. Dışarda yüzümü yıkadım. Merdivenlerden aşağa indiğimde evin önünde 13 tane tabutla karşılaştım. Ailem gelmişti. Tabutların üstünde yeşil örtüler vardı. Dışarda ki insanlar sanki onlar orda yokmuş gibi bişiler uğraşıyorlardı. Bense öyle tabutlara bakıyordum. Dünya da şuan zaman durmuş olmalıydı. Gözüm sadece tabutların üsütündeydi kafamda hiç bir düşünce yoktu. Sessizdim oysa ki içimde fırtınalar kopuyordu. Sorular,nedenler,nasıllar? Hepsinin cevaba ihtiyacı vardı ama cevap vereceklerin kolunu kıpırtacak hali yoktu.

'Zeycan! Zeycan!' birinin sarsmasıyla düşüncelerden uzaklaşıp bakışlarımı beni sarsan kişiye yönelttim. Kuzenim Hakan'dı. 'Efendim.'  'Kitlendin duymuyordun sarsmak zorunda kaldım.' 'Tamam iyim ben bırak.' 'Eminmisin bak hastaneden doktor geldi bugün burda olcaklar istersen bi kontrol etsinler seni.' 'Hayır iyim dedim ya bırak.' Ellerinin arasından çıkıp kendimi eve attım. Hemen üstümü değiştirdim. Benim hızlı hareket etmem bişileri devirmeme sebeb olmuştu. Gürültüye uyanan Belinay 'Ne yapıyorsun?' 'Giyiniyorum.' 'Nereye?' 'İşim var gelicem. Annemler gelmiş dışarda tabutlar sakin ol lütfen ben gelene kadar kendine dikkat et.' 'Nasıl gelmişler mi?' hızlıca yataktan çıktı tam odadan çıkıcaktı ki kolundan tutup kendime çevirdim. ' Tabutu açmıyorsun kesinlikle bakmicaksın yüzlerine. Tamam mı?' 'Neden?' 'Çünkü hafızanda en son onların gülürken ki halleri var bırakta son kez öyle hatırlayalım onları hafif morarmış yüzler değil kahkalarında mutlu olan aile tablomuz kalsın.' Başını önüne eğip tamam dedi. Öylece dururken birden sarıldı ve ağlamaya başladı. 'Bi.. Biz ne yapıcaz Zeycan?' Ben hiç cevap veremedim sadece sarıldım sıkı sıkı sarıldım başka bişi yapamadım. Ağlaması yavaşlayınca usulca onu bıraktım 'Sakin ol tamam mı kabullenmeye başlamalıyız artık bu gün onların bedenleriyle son günümüz o yüzden tabutun içinde de olsalar onlarla son günümüzü çok güzel geçirmeliyiz. Sen şimdi yüzünü yıka ve giyin beni bekle. Tamam mı?' 'Tamam. Tamam da sen nereye gidiyorsun?' 'Ben hemen gelcem gelincede ailecek vakit geçiricez.' Onu oda da bırakıp dışarı cıktım ayakkabılarımı giyip fırladım.  Bi komşumuzda bilgisayar ve yazıcı vardı. Komşumuza gidip ondan bilgisayarını ve yazıcıyı kullanmak için izin aldım. 13 tane fotoğrafı yazdırdıktan sonra köy bakkalına gidip atık kartton ve yapıştırıcı aldım. Hızlıca eve gelip çıkardığım resimleri kartona yapıştırıdım. Sonra o fotoğrafları tek tek tabutlarfın üzerine koydum. Her fotoğraf tabutta kimin olduğunu gösteriyordu. Kimse yaptığım işe karışmadı. Geri doğru çekilip önce fotoğraflara sonra tabutlara baktım. O gülen gözler şuan açılamıyordu bile. Belinay elinde bir sandalye ile yanıma geldi. Sandelyeyi yerleştirip oturdu.  Elimden tuttu. 'Ee ne yapıcaz bu gün onlarla son günümüz ya?' Gülümseyerek ona baktım bende gidip bir sandelye aldım ve yanına oturdum. Öylece bakıyorduk biz. Herkes de durmuş bizi izliyorlardı. Ben halamla göz göze gelince kafamı çevirdim. Birden Belinay konuşmaya başladı. 'Hatırlıyor musun anne her temizlik sonrası birer fincan çay ile kendimizi ödüllendirirdik.' cümlesi bitince gülümsedi. Sıra bendeydi 'Ya sen anne evi doğru düzgün süpüremiyorum diye her temizlikte kavga ediyorduk her seferin süpürgeyi elimden alıp bezi veriyordu bide ezberlemiş gibi aynı laf 'Evlenince 3 gün içinde seni geri getircekler başıma kalcaksın.' bende hep 'aminn' derdim.' 'Peh oda bişey mi ya babamı biliyorsun eve geldiğinde yemek hazır olmazsa kıyamet kopardı anne bi gün yemek yapamamış önceki yemeklerden verince babamla kavga etmişlerdi en son annem 'o kadar biliyorsan kalk git mutfağa yap da bu akşam senin elinden yiyelim.' demişti babam mutfağın yolunu tam tutucakken geri dönüp 'bu akşamlık böyle olsun' demişti. O akşam çok gülüştüm.' 'ahah :) Biliyorum onu bende çok gülmüştüm duyunca. Bizde de varya öyle bi tane pos bıyıklım yemek yedi en son annemden yoğurt istedi evde de yoğurt bitmiş annem babama 'alamadım yoğurt bu akşamda yeme' dedi babam hiç cevap vermeden sofradan kalktı evden çıktı 5 dakkika sonra eve döndü elinde bir kovba yoğurtla döndü açtı tabağa koymadan kovadan yoğurdu yedi.' Belinay sessiz kaldı sıra kardeşiyle ilgili bir anısını anlatmaya gelince durdu. Hangisini anlatsa bilemedi. O söze başlayamayınca ben gircektim söze o sıra omzumda bir el durdu beni.  Kafamı kaldırdığımda halamı gördüm. ' Ne yapıyorsunuz siz rahat bırakın bak insanlar geliyor taziyeye onlar sizinle konuşmak istiyor.' 'Bizim bu gün onlarla son günümüz Belinay ve ben bu gün burda oturup onlarla konuşacağız gömülene kadar böyle sohbet ediceğiz gelenlerle sen ilgilen biz bu günümüzü ailemize ayırdık.' cümlem bitince elini omzumdan ittirip kaldığım yerden devam ettim. 'Ne diyordum hee babaannem biliyormusun kuzen onun sayesinde süper masaj yapıyorum düşün 7 yaşından beri onun ağrıyan yerlerini ovalaya ovalaya ağrı noktaları bulup ovaladıkca insanlar rahatlıyor ve bana dua ediyorlar.' Belinay sessizliğini korudu.  'Bizim ufaklıklar varya tam adamı çıldırtcak cinstendi. İkisi yan yana geldi mi kafayı yemek elde değildi. Ama neşeleride yetiyordu.' Derin bir nefes alıp geri verdi. Tam ben söze başlicak iken 'Mert dünya da eşi benzeri olmayan bir çocuk her kızın sahip olması gereken bir kardeş düşün kızlar hakkında her şeyi bildiğinden kız tavlama konusunda mükkenmeldi zaten çok yakışıklıydı. Saf ve tertimizdi kardeşim ölümü hiç hak etmiyordu. Bu tabuttun içinde olan kimse ölümü hak etmiyor. Ya Zeycan biz neden yaşıyoruz? O kazada biz neden ölmedik ? Neden yanlız kaldım ben ? Ben şimdi kime anne dicem başım sıkıştı mı kime gidicem ben ? Ailem öldü! Ben ne yapıcam sen ne yapıcaksın? ' Sözler yerini ağlamaya bırakmıştı. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Elimden hiç bişi gelmiyordu öyle duruyordum başka bişi yapamadım. Ağladı ağladı dakkikalrca ağladı. En sonunda sakinleşti ve elimi tuttu. 'Biz biribirimizi hiç bırakmayalım aynı evde kalalım aynı yatakta yatalım sen hiç yanımdan ayrılma sakın gitme bi sen kaldın sende bırakma beni.' Elimi tuttan elini usulca sıktım. 'Söz veriyorum seni hiç yanlız bırakmicam. Sen bana git desende gitmicem asla.' İkimizde daha fazla konuşamadık. Saatlerce öylece oturduk kimse yanımıza yaklaşmadı konuşmaya çalışmadı. Biz el ele öylece oturuyorduk ta ki imam gelene kadar. İmam önce yanımıza gelip ' Başınız saolsun kızlar. İzin verirseniz eğer ailenizin cenaze namazını kılmamız lazım. Sonrada defin edicez.' Belinay yavaşca ayağa kalktı bende ayağa kalktım. Erkeklerden uzakta bir kenarda durduk gene el eleydik. İmam safları tutturdu namaza başladılar. Namaz bitti helallikler verildi. Sıra ailemi defin etmeye gelmişti. Evin yanına 13 boş mezar vardı şimdi fark etmiştim. En başta olan tabutu alıp açtılar içindeki cansız bedeni yavaşa çıkartıp boş mezarın içine koydular üstüne 9 tahta yerleştirip dualarla kürek kürek toprak atılmaya başladı. 

HERKES GİDER Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin