HERKES GİDER Mİ?

251 6 4
                                    

Güzel bir günün sonunda en kötü ne olabilir?

Sabahın 07.00'sinde gene sulu şakalarıyla uyandırmaya çalışıyordu beni. Başka seviyordum onu herşeyim onunlaydı bende onun için öyleydim. Sabah sabah o berbat sesi ile şarkı söylemeye başladı.

''Kuş uçuşu burdan ne tutar oralar

Hani kapasam gözleri karşımda sen vardın

Hani aşkta mesafe yoktur falan tamam

Ama dokunmak sarılmak diye bir şeyde var

Kasma kasma kasma kasma

Kasmadan da olur işte

Özlüyorsan duramıyorsan ''

Aman Allah'ım Yalın bu sesi duysa kesin intahar ederdi. Susması için kalmam hatta yüzümü yıkamam gerekiyordu yoksa kulağımın dibinde sürekli tekrarlardı şarkıyı..

Odadan halamın seslenmesiyle biraz alçattı sesini, ''Zeycan ! Hadi gidicez kahvaltıya gelin artık!'' Oow halam sinirlenmişti. Hemen yataktan kalktım o bet sesli hala şarkıya devam ediyordu.

Yüzümü yıkayıp hemen sofraya oturduk.Sonunda susmuştu. Oow ! Sofrada herşey şahaneydi. Evdeki herşeyi kaldırdığımız için ben zeytin,peynir beklerken beni sucuklu yumurta,domates,salatalık,reçel,bal,tereyağı,kızarmış ekmek ve diğerleri karşıladım. Şahane kahvaltıdan sonra son valizleride arabaya yerleştirdik. Yolculuğa başlamaya hazırdık. 15 kişi İstanbul'a gidiyorduk. Biz kalabalık bir aileydik düğün için geldiğimiz Giresun'dan geri dönüyorduk. Yolculuk şahane geçiyordu. Gece yarısı Bolu tünelinden çıkıp tek şeritli yola düşene kadar. Babam şöförlük konusunda ustaydı üstüne tanımazdı. Hatta eniştemle bu konu yüzünden ufak tartışmalatı bile olurdu. Gece 6 civarı herkes uyuyordu. Bende uykuya dalmak üzereydim. Bu istek babamın cığlığı ile dağıldı. Kafam bir anda cama çarptı. En son hatırladığım arabanın yuvarlandığı idi.

Uyandığımda bacaklarım havada Belinay üstümde kafası kanlar içinde yatıyordu. Seslendim uyandırmaya çalıştım ama ses yoktu! En arkadaydık ve arka kapı açılmıştı. Dışarı çıktım ve Belinay'ı da çıkarmak için çabaladım. En sonunda çıktı. Bir an bacağımda bir sızı fark ettim. Kafamı hızlıca aşağıya çevirdiğimde bacağım kanıyordu. Ama şuan daha önemli bir şey vardı ailem! Yuvarlanmanın etkisiyle araba ters dönmüştü. Hemen ön tarafa koştum. Babam direksiyonda kanlar içinde yatıyor ve yüzü kandan görünmüyordu. Kapıyı açmak için zorladım ama araba ters olduğu için gücüm buna yetmiyordu. Arabanın etrafında gezinmeye başladım. 'ANNE!' Kimseden ses çıkmıyordu. Defalarca seslendim ama kimseden ses yoktu. Yarı aydınlık bir orman boşluğunda ailem ölüyordu ve ben nefes alıyordum. Birden Belinay seslendi.Koşarak yanına gittim. 'Ne oluyor Zeycan? Kafam kanıyor Zeycan. Annem! Annem nerede Zeycan!' Cevap veremedim onu orda bırakıp tekrar arabaya yöneldim. 'Hala!HALAA!' Kısık bi ses duydum. Adımı söylüyor bana çağırıyordu. Arabaya dahada yaklaştım. Halam sabahki kahvaltının mimarı o yaşıyordu istemsizce gülümsedim. Sesi çok az çıkıyordu ne dediğini anlama çalışıyordum.

'Belinay! Kızım!' dedi Hızlıca cevap vermem gerekiyordu. 'O iyi hala annem annem nasıl?' Halam kafasını çevirdi o an kıırk camdan annemi gördüm yüzünde belli belirsiz kan vardı. Kolları koltuktan sarkmış uyuyor gibiydi. Gözlerim dolmuştu annemi buğulu görmeye başlayınca hemen gözlerimi sildim şuan ağlama zamanı değildi. Tekrar ona baktığımda kafasını azcık kaldırmış bana bakıyordu gözlerimiz mesafeye rağmen bir anda buluşunca gülümsedi. O an dünyalar benim olmuştu yaşıyordu. Bir anda gözleri kapandı azcık kalkan başı eski yerini buldu. 'ANNE ! ANNE bırakma beni ANNEE!' O an sanki baharda açan papatyaların üzerine yağan yağmur tepesine çıkan kara bulutlar gibi çiceklerim soldu dünyam karardı. Halamın sesi ile ona döndüm. Hala birilerinden ses geliyordu. 'Belinay sana emanet onu hiç yanlız bırakma. Kızım..!' Halamın da üstüne kara bulutlar geldi. Kızına son sözünü söyleyemedi.

'HALA! Hala ne olur yapma halaa ses verr halaa!' Ağlamak acizceydi ama suan zaten çok acizdim. Hayatımda hiç bu kadar çaresiz olmamıştım. Aşk,arkadaş,kavga,kalp kırıklığı hiç bir acı suan ki acımdan daha büyük olamazdı. Hızla yerimden doğruldum. Aklıma ambulansı aramak geldi. Yola çıkmak istedim ama imkansızdı. Yukarı doğru bakarken bir tır gördüm şöför sayıklıyordu. Sesimi olabildiğince yükselttim. Hatta bağırdım. 'NERDEYİZZ ?'

'Bolu tünel çıkışı.' Sesi yüksekti ama son nefesini veriyor gibi bir çırpıda söyledi adam ve sonra birdaha ondan da ses çıkmadı. Hemen cebimdeki telefonu çıkarmaya çalıştım bir yandan da sağlam olması için dua ettim. Neyse ki bişi olmamıştı. Ambulası aradım hızlıca konuşmaya başladım.

'Alo.'

'Buyrun hanımefendi.'Sakin ol yeri söyliceksin ve acele etmelerini söyliceksin sakin..

'B bbiz! Biz kaza yaptık bolu tünel çıkışındayız tır çarptı. Ailem! Ailem ölüyor yetişin.!'

Ne oldu bilmiyorum ama artık bedenim bunca şeyi kaldıramdı herhalde yere yığıldım. Telefondaki adama bile cevap veremedim gözlerimden yaşlar süzüldü gözümün önüne annem geldi. Gözlerim kapandı.

Ve sonra bütün hayattım değişti..

HERKES GİDER Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin