YRB || 7.Bölüm ||

93 28 148
                                    

YARALI RUHLAR BAHÇESİ

7.BÖLÜM: Yalan.

🍃

Odanın içinde yanan şöminenin dışarı saldığı sıcaklığa savaş açan vücudumun soğukluğu tüm bedenimi titretirken, silkelenerek kendime geldim.Şaşkınlığın ve hüznün esir aldığı gözlerimi Oğuz, Orhan Bey ve babam arasında gezdirmekten başka bir şey yapamıyordum.

Dudaklarım birbirine kilitlenmiş ve bir daha açılmamaya yemin etmiş gibiydiler. Aralayıp nefes dahi alamıyordum. Dolu gözlerim, babamın yeşillerinden saçlarına kaydı.

Saçlarına aklar düşmüş, göz altları çökmüştü. Olduğundan daha da zayıflamış ve biraz kamburlaşmıştı, bu yaşlılığın mı yoksa hayatın tekmesi mi bilmiyordum.Bildiğim bir şey varsa, o çok kötü görünüyordu fakat ben ona fazlasıyla kırgın ve kızgındım.

Onun çimen renginde ki yeşillerine dalıp oynamaktı niyetim, girmiştim o alana fakat yerlere atılan o çakıl taşları teker teker ayaklarıma batmıştı. Düştüğümde ise ellerime, kollarıma ve yüzüme. Sonra her yanım acılara ev sahipliği yapmıştı.

Bana attığı bir adımda refleks olarak geri çekildim. Kalbim kuş gibi hızla kanat çırparken, zihnimin içerinde ki o küçük kızın şarkılarını duymayı diledim.

Ama duyamadım.

"Seray..."

Babamın sesi kulaklarıma doluştuğu an gözlerimi kırpıştırdım, dolu gözlerimden tekrar akmaya başlayan yaşlar yüzünden görüşüm bulanık olsa da ona bakmaya devam ettim.

Ses tonu bile çökmüş gibiydi.

"Yaklaşma."

Dudaklarımın kilidine anahtar olan tek bir kelimeyi söyleyebilmiştim. Ona delice sarılmak isterken, onu görmek de istemiyordum.

"Yaklaşma!" Birkaç adım daha attığında, yükselen sesim ile durdu. Burnumu çekerek bakışlarımı, Oğuz'un olayı kavramaya çalışan şaşkın gözlerine çevirdim.

"Oğuz, gidelim mi? Lütfen." Gözleri, gözlerimi bulduğu gibi yutkundu. İki büyük adımda yanıma hızla ulaştı ve sıcak elini soğuk elime kitleyerek beni kendine doğru çekti.

Kapıya beraber yönelirken, sessizliğin hükmettiği odada Orhan Bey'in sesi duyuldu.

"Hiçbir yere gitmiyorsunuz." Bakışlarım sinirle koyu renkli gözlerine dönerken, kaşlarımı çattım.

"Seray gitmek istiyor." Benden önce davranan Oğuz'a içten içe teşekkür etmek istesem de sadece minnettar bir şekilde bakmakla yetindim.

"Gitme, " dedi babam bakışlarını yüzümden bir an ayırmazken. "Gitme yalvarırım, sana bir kere sarılayım."

Çatık kaşlarım gevşerken nefes almaya çalıştım.Babamın gözlerine baktığım her an kalbimin kırılan dağılmış parçaları canımı yakıyor, daha derin izleri ruhuma kazıyarak gidiyordu.

Ah baba, diye geçirdim içimden. Her zerremle sana muhtaçken nasıl da kırdın beni?

"O iyi görünmüyor, gideceğiz."

YARALI RUHLAR BAHÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin