Satır arası yorum bayılırım.
Aşağıda ki açıklamada bahsettiğim gibi yardım edebilecekler lütfen mesaj atsın. Destekleriniz için teşekkür ederim.
Kelime sayısı: 824
"Neler oluyor?" Elimi başıma götürerek ovuşturdum.
"Uyandın mı?" Will gerçekten çok telaşlı gözüküyordu.
"Uyanmasa seninle nasıl konuşabilir?" Dustin de aynı şekilde telaşlıydı. Ama Will'e biraz sert konuşmuştu.
"Telepati güçlerim olsaydı belki." Will hafifçe tebessüm ederken Dustin de diğerlerine haber vermeye gitti."Neler olduğunu az çok hatırlıyorum. Bana bir şey yaptı o kız. Eleven? El? Herneyse o işte. Bir an size güvenmiştim. Belki de annemi dinlemeli hiç bir zaman dışarı çıkmasaymışım."
"O benim kız arkadaşım. Sadece bizi yanlış anlamış. Olay bundan ibaret." Mike açıklamasını bitirdikten sonra kolunda ki saatiyle oynamaya başladı.
Saat."Olamaz, olamaz! Saat kaç!"
"19:37"
"Çocuklar benim....gitmem gerek!" Ceketimi ve eşyalarımı aldığım gibi kapıya yöneldim. Arkamdan seslenen Dustin'i cevapsız bırakamadım.
"Hey haftaya aynı saat aynı gün?"
"Haftaya aynı saat aynı gün." Dustin gülümseyerek başını salladığında Will'e el sallamak için döndüm.Elimi kaldırıp hafifçe salladım. Karşılık verince de arkamı döndüm ve gittim.
Eski hayatıma, yalnız kız olmaya geri gittim.^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Geçen hafta yeterince annemden azar işitmiş, her zamankinden de fazla test çözmüştüm.
Bunu nasıl başarabildiğim aklım almıyor.
Her eve gelen öğretmenim aynı şeyi söylüyordu.
"Sende özel bir şey var Camelia."Bende özel olan şey ne? Ben sadece evde kapana kısılmış bir kızım.
Bir anda nerden geldiğini anlamadığım bir özgüvenle annemin yanına gittim."Anne ben sana bir şey söylemek istiyorum."
Ona söyleyeceğim şeyi onun anlayacağı türden söylemeliydim.
"Buyur Lia."
"Ben diğer çocuklara ne kadar zeki olduğumu göstermek istiyorum. Lütfen artık yeteneklerimi okulda sunayım." Daha fazla konuşmama izin vermemişti. Elini kaldırdı ve dur işareti yaptı."Bu konu hakkında tek bir şey dahi duymak istemiyorum Camelia."
Yavaş adımlarla ve somurtan suratımla yukarıya çıktım.
Tek tesellim 2 gün sonra kütüphaneye gidebilecek olmamdı.-ertesi sabah-
Alarmımla uyanmadım. Çalar saatim yerine beni uyandıran annemin sesi oldu.
"Camelia!"
"Daha erken anne!"
"Pekala bu okul haberini duymanın seni sevindireceğini düşünmüştüm."
Bunu duymamla yatakta dikleşmem bir oldu."NE?"
"Müdüre ve öğretmenlere senin başarılarından bahsettim. Hepsi seni görmek için sabırsızlanıyor. Bugün deneme günün. Yarından itibaren de artık oranın bir öğrencisi olacaksın!"
"Seni seviyorum anne! Teşekkür ederim. Birtanesin." Sımsıkı sarıldım. Bırakmak istemiyordum.
"Hazırlanman gerek Lia."
"Oldu bil." Ayağa kalktım ve klasik beyaz kazaklarım yerine mavi ve kırmızı çizgili bir kazak tercih ettim. Altına da standart bir kot.Saçlarımı ayırdım ve güzelce taradım. Çantama ne koyacağımı bilmediğim için birkaç temel eşyamı koydum.
Bir de yemek.Annemle evden çıktığımızda sokaklar her zamanki gibi telaşlı insanlarla doluydu.
Okula vardığımızda ise heyecandan ellerimi nereye koyacağımı bilemeyip saçma sapan şekillere sokuyordum. Daha da kötüsü çaresiz gözüküyordum."Hey Lia? Evde eğitim gördüğünü sanıyorduk."
Arkamı dönmemle bisikletli+kaykaylı gençleri görmem bir oldu. İşte birlikte takılmak için hevesten öldüğüm çocuklar.
"Son anda böyle bir karar aldık."
"Sana müdürün odasını gösterebiliriz." Heyecanla soran Will'i reddetmek istemiyordum. Bu yüzden tam kabul edecekken annemin seslendiğini duydum.
"Ne zaman tanışmıştınız ki? Ah kahretsin gitmem gerek okuldan sonra tam burda ol. Seni alacağım." Ve telaşla uzaklaştı.Ben ise Will'lerle müdürün odasından sınıfımı öğrenip -şansa bakın hepsiyle aynı sınıftayız- sınıfımıza ilerlemeye başladık. Ama önce rehberlik benimle konuşmak istedi. Sanırım benim adıma endişeleniyordu. Bana zor durumlarda ne yapmam gerektiğinden filan bahsetti. Birde dolap meselesi. Rehberlikten çıktıktan sonra derse geç kalmıştım.
İlk günden. Lanet.Kapıyı tıklattım. 'Gel!' Sesini duyunca içeri girdim.
"Evet. Yeni öğrencimiz Camelia. Camelia Nicholson. Max'in yanına geçebilirsin."
Dediğini yapıp tey tey Max'in yanına geçtim. Önlerde: Mike, Dustin, Lucas, Will ve Eleven oturuyordu. Biz ise Max ile arkadaydık.Ders boyunca Will'in kafasıyla bakıştım. Geçen hafta ki gibi bir anda kafasını bana çevirdi. Hemen gözlerimi kaçırdım. Birkaç saniye sonra bakıyor mu diye bakmak için baktım. Bakıyordu. Ve bu sefer o gözlerini kaçırmıştı.
Teneffüs zili çalınca herkes yerinden kalkarken ben olduğum yerde kaldım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Bir anda Max kolumdan tuttu ve
"Hadi AV kulübüne."
"Mike sen ve El kitapları alıp gelin. Biz Lia'yı AV kulübüne götürürüz."Dustin'in dediğini onaylayıp El ve Mike sınıftan çıktı. Bizde AV kulübü denilen yere geldik.
Bir süre sonra bu küçük odaya El ve Mike de geldi. Ellerinde kitaplarla. Neyi araştıracaktık?
"Şey... Camelia duyduğumuza göre çok zekiymişsin. Yardımcı olabilir misin?"
Lucas'a baktım. Kafamı salladım ve uzattığı kitaplardan birisini aldım.
"Neye bakmamı istiyorsun? Belki kitaba ihtiyacım olmayabilir."
"Zihin Okuyucularla ilgili bir bilgin var mı diye soracaktık. Ama belki kitaplarla aran iyi diye ordan da bulabilirsin. " Kaşlarımı kaldırarak 'ciddi misin?' Bakışlarımı attım.
Kafasını kararla salladı.Gözlerimi kapadım ve zihnimi yokladım. Bildiğim bir şey var mıydı? Odaklanmaya çalışırken tek duyduğum hızla çevrilen sayfa sesleri oldu. Daha sonra da beynime hücum eden bir ağrı.
Hala gözlerim kapalıyken konuştum
"Sanırım buldum."
Ve gözlerimi açtım.
Hepsi şaşkınca bakıyordu.
"Yanlış bir şey mi yaptım?"
"Bunu nasıl yaptın Lia?" Eleven merakla sordu.
"Neyi?"
"Zihninle sayfaları değiştirdin. Kardeş olabilir miyiz?" Neyden bahsediyordu?
"Eleven onunda senin gibi güçlerimi mi var?" Mike heyecanla sordu.Eleven'ın güçleri mi?
Ve her şey teker teker yerine oturdu. Beni, kitaplığa dokunmadan fırlatması gibi.Bölüm sonu.
••••••••••••••••••••••••••••
Bir dizi gibi canlanıyordur umarım kafanızda. Camelia ya birini bulmak istiyorum size daha kolay hayal edebilmek için ama bulamıyorum. Öneriniz varsa lütfen mesaj atın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lonely Girl // Stranger Things Fan Fiction
FanfictionAnnem fazla akıllı olduğumdan bahseder beni dışarı salmazdı. Ama bilmiyordu ki aslında pencereden izlediğim, hep bisikletleriyle dolaşan gençler gibi olmak istediğimi. Belki bu sene başlayabilirdim. Hawkins Lisesinde ki ilk seneme.