•Hikayeyi çevirdim.Biraz uzun sürdü umarım beğenirsiniz ^^•
Sana hayatımın nasıl sonsuza kadar değiştiğini anlatayım.
Ilık bir bahar gecesiydi ve 13 yaşındaydım.Ailem haftasonu için tatile gitmişti ve evde beni tek başıma bırakmışlardı.Ben de yakın iki arkadaşımı çağırmıştım,David ve Arnold.
Benim yatak odamdaydık.Müzik dinliyorduk ve Arnold birden müziğin sesini kıstı."Neden korku hikayeleri anlatmıyoruz?"diye sordu."Korkmak istiyorum."
"İyi fikir" diyerek David de katıldı."İlk kim anlatmak ister?"
"Benim...bir tane var."Gönüllü olmuştum."Ama bilmiyorum,bunu söylemem gerekirse..."
David "Hadi,anlat!"dedi.
"Tamam bu gördüğüm en iyi korku hikayesi.Her şey yıllar önce olmuş.Bir adam ve 7 yaşındaki oğlu.Annesi oğlunu doğururken ölüyor.
Adam ve çocuğu şehrin dışında oturuyordu ve etraflarında hiç kimse yok.Telefonları da yok çünkü o zamanlar telefon hattı şehrin dışında çalışmıyor.
Bir gün babası işten eve döndü ve evi yanarken gördü.Babası hemen çocuğunu düşündü ve evin içine girdi.Her yerde çocuğunun ismini söylüyordu.Çocuğunun cevabını duyduğunda çocuk yatak odasındaydı.
Babası hemen kapıya koştu ve açmaya çalıştı ama kapı kilitliydi.Kapıyı kırmaya çalıştı ama kapı çok güçlüydü.Oğlu bu sırada çığlık atıyor ağlıyor ve yardım için bağırıyordu.Babası kapıya omuz atıyor,tekmeliyor,menteşelere vuruyor ama kapı açılmıyordu.Babası hiçbir şey düşünemiyordu sadece kapı ve oğlunun diğer taraftan gelen çığlıkları.
Oğlu yanarak o evde öldü ve babası da.Asla kapıyı açmaktan vazgeçmedi ve sonuna kadar orada kaldı ama ateşler..."
Arnold bana garip bir şekilde baktı ve "Bu korkunç değil" dedi ve David de "Korkunçtan çok üzücü"diyerek ona katıldı.
Sonra onlara hikayenin son bölümünü anlatmaya karar verdim.Onlara söylemeyi planlamıyordum ama onları etkilemek için anlatmaya karar verdim.Bu çok aptalcaydı onlara söylememeliydim.
"Bekleyin hikayenin devamını bilmiyorsunuz.Eğer denerseniz babanın hayaleti oğlunu kurtarmak için kapınızı açmaya çalışıyor.Ve eğer bunları söylerseniz...Nasık söyleyebilirim bilmiyorum...Basitçe eğer ona seslenirseniz ve yanma hakkındaki şeyleri söyleyip gelip yardım etmesi için bağırırsanız sizin kapınıza geliyor ve sizi alıyor..."
David bana dikkatlice baktı"Hiç denedin mi?"
"Hayır"diyerek cevapladım."Denemeye korktum"
Arnold'un gözleri büyüdü ve "Bunu şu an deniyoruz!"
Titredim.Bir hayalet çağırmak istememiştim ve efsaneyi onlara söylememeliydim.
David gülümseyerek"Evet,neden olmasın"dedi
Onlara istemediğimi söylemeye çalıştım ama bana seçme şansı vermediler.
Arnold küçük bir çocuk sesiyle"BABA!Baba!Bana yardım et!Alevler her yerde ve korkuyorum!"dehşet içinde bağırdı.
Sonra güldü.Ben gülümsemedim bile ama o güldü...David onu eğlenerek izliyordu,hiçbir şey söylemedi.
Arnold bu sefer daha yüksek bir sesle bağırmaya başladı
"YANIYORUM,BABACIĞIM!YANIYORUM BANA YARDIM ET!"
"KES ŞUNU ARNOLD!KOMİK DEĞİL!"diyerek bağırdım.
Gerçekten korkmuştum ve bir daha Arnold'un sesini duymak istemiyordum.
Arnol"Neyden korkuyorsun?Hadi ama bu sadece aptal bir hikaye.En iyisi bile değil.
Sırıtarak devam etti
"BABACIĞIM YARDIM ET!ALEVLER BENİ YAKIYOR.BEN..."
Hepsi bu kadardı.Kapım gürültülü bir şekilde çalmaya başlamıştı.
Arnol bağırmayı kesti.Hepimiz donmuştuk.Birbirimize baktık.Kimse konuşamıyordu.
"BOM!..BOM!..BOM!.."
Yerimizden sıçradık.
"BOM!..BOM!..BOM!.."
"Bu ses ne!"diye bağırdı Arnold.
"Eğer bu bir şakaysa hiç komik değil"dedi David.Yüzü bir kağıt gibi beyazlamıştı.
Kapıya vurmalar devam etti.
Sonra o adamın çığlığını duyduk.Bu haykırış aklımdan asla çıkmadı.Hala duyabiliyorum.Ölen bir hayvanın ağlamasına benziyordu.Bir insan sesi değildi ve kesinlikle üzgündü.
Kapıya vurma sesi ve çığlık devam etti.
Dehşete düşmüştüm ve dolabın içine saklanmaya çalıştım.Arnold sandalyeyi aldı ve birine vurmaya hazırlandı.David duvara yaslandı ve ağlama başladı.
"Hayır,hayır!"
Kapıdaki çığlık daha da güçlendi.Daha çok ürkütücü ve korkunç.Kapıya vurması daha da güçlendi.Bir an menteşelerin uçacağını sandım.
David paniklemişti.
"Daha fazla dayanamayacağım.Buradan çıkmalıyım."Pencereye koştu ve pencereyi açtı.
"Hayır!"ağlıyordum "Bunu..."
Daha cümlemi bitirmeden David aşağı atladı ve düşme sesini duydum.Her şey bir an durdu.Sonra ağlama sesini duydum.
"AHHH!BACAĞIM!YARALANDIM!AHHH!"
Pencereye koştum ve aşağı baktım.David merdivenlerde yatıyordu ve yaralanmıştı.
Delirmek üzereydim.Bunların hepsi kabustu ve David in çığlıkları sadece durumu kötüleştiriyordu.
Arnold ve ben David'e yardım etmek için dışarı çıkmaya korkmuştuk.
Bir şey kokmaya başlamıştı.Kokuyu başta hiç hissetmemiştim ama şimdi odadaki hava berbat bir kokuyla doluydu.Boğucu bir kokuydu,yanık et kokusu.Dayanılmazdı.
Pencereden uzaklaştım.Arnold'u odanın ortasında hareketsiz bir şekilde dururken gördüm.Gözleri büyümüştü ve kapıya bakmaya başladı,transta gibiydi.Ardından eğildi ve halıya kustu.
Kapının çalması,bağırışlar,çığlıklar ve Arnold'un kusması benim için fazlaydı ve ben de kusmaya başladım.
Belki de David'in çığlıkları kapıdaki adamı kapıya çekiyordu.Gidip pencereleri kapattım.
Kulaklarımızı kapatarak halıya kapandık.
Yavaş yavaş çığlıklar geçti ve yanık et kokusu dağıldı.Kapının vuruş sesleri zayıfladı ve kesildi.Sonunda her şey sessizleşti.Tek duyduğumuz David'in acıyla ağlamasıydı.
Arnold bana baktı ve kısık sesle sordu
"Şimdi ne yapacağız?"
"Polisi arayabiliriz"dedim"Ya da itfaiyeyi...Ya da David için bir ambulansı"
"Telefonun nerede?"
"Merdivenlerde"
"Sence...o gitti mi?"
"Şey...sessiz"tereddütle cevapladım.
"Bu doğru ..." dedi. "Gitmemiz gerekecek ... Şey, ben gideceğim ... Her neyse, gitti, değil mi?"
"Sanırım öyle."
Arnold yavaşça kalktı ve tereddütle kapıya yürüdü.Kapının kolunu tuttu ve açtı.Koridora baktı,boştu.
Yüzünde sırıtışla bana döndü "Kapı her zaman açıktı.Aptal hayalet..."
Cümlesini tamamlayamadı.
Hızlıca ona kapıdan bir el uzandı ve Arnold'u boynundan yakaladı.Arnold'un gözleri büyüdü.Kol yanıktı ve kararmıştı.Hala yanık etin kokusunu duyabiliyorum.
Tepki vermeden önce Arnold kayboldu,hızlıca salondan geçti ve kapı sertçe kapandı.
Kapıya koştum ama açmaya cesaret edemedim.Arnold'un adını bir kaç kez bağırdım.Cevap yoktu.Kapıyı açmaya cesaret edememiştim,yanan adamın hala orada olmasından korkuyordum.O geceden sonra hiç kimse Arnold'u bir daha görmedi.
Ailem beni psikiyatrise götürdü.Hiçbir şey söylemedim.Aileme bile.Zaten bana inanmazlardı.David de aynı şeyi yaptı.Bir ay hastanede kaldı,düşünce kaburgasını kırmıştı.
Bugün bile kapıları rahatça açamıyorum,diğer tarafta bulabileceklerimden korkuyorum.