0.3 - seven

537 43 72
                                    

Lion, yavaş yavaş uyandı. Bembeyaz bir odadaydı. Gücünü toplamak için yerde biraz bekledi.

Başı çok feci dönüyor, ağrıyor, midesi bulanıyordu. Aynı zamanda kolunda çok büyük bir acı vardı.

Bir süre yattığı yerden beyaz tavana baktı. Görüşü yerine gelince kafasını hafifçe döndürüp etrafına baktı.

Taş gibi bir yataktaydı. Odanın ucunda küçük bir tuvalet ve musluk vardı.

Yataktan kalkıp kapıya doğru gidecekken içeriye bir adam girdi.

Adam laboratuvar önlüğü giymişti, beyaz-gri, kıvırcık saçları ve mavi gözleri vardı. Hafiften göbeği belli oluyordu. Boynunda asılı bir kart vardı.

"Günaydın, Yedi. Kendini nasıl hissediyorsun bakalım?"

Lion, adama "Benimle dalga mı geçiyorsun?" der gibi baktım.

"Ah, dün için bizimkilerin kusuruna bakma, pek misafirperver değillerdir."

"Sen de kimsin?"

"Kendimi tanıtmadım değil mi? Ben Doktor Sam Owens. Bana sadece Sam diyebilirsin."

"Ben nerdeyim? Niye buradayım?"

"Lütfen otur. Her şeyi anlatacağım... ama bir şartla. Bu anlattıklarım çok gizli bilgiler ve kimseyle paylaşmaman gerek. Anlaştık mı?"

Lion, yüzünde hiçbir tepki olmadan Doktor'un dediği gibi yatağa oturdu.

"Bak, Yedi-"

"Bana niye Yedi diyorsunuz? Benim bir adım var. Edellion."

"Sen artık Yedi'sin." diyerek bileğini işaret etti. Lion, beyaz önlüğünün kollarını açarak bileğine baktı.

007

"Ne - nasıl - nasıl yani?"

"Sana anlatacaklarımı iyi dinle, tamam mı? Kafan karışırsa en son sorabilirsin."

Lion kızgınca Doktor'a bakınca Doktor tebessüm edip anlatmaya başladı.

***

"Yani... yapmam gereken şey, bana iğne yapmanıza izin vermem ve vücudumda işe yarayıp yaramayacağını bilmediğiniz deneyler mi uygulayacaksınız?"

"İşe yarayacak. Senden izinsiz hiçbir şey yapmayacağız, Yedi."

"Ah, evet, bir de o var. Kendi ismimi kullanamaz mıyım? Ayrıca neden Yedi? Laboratuvar faresi miyim ben?"

Doktor gülerek başını iki yana salladı.

"Bunu bir kod gibi düşün. Tamam mı? Seni tanıyabilmemiz için. Bunu kabul eden başkaları da var. Mesela Dokuz."

"Ben ateşi kontrol edebileceğim, zihin gücümle ateş yakabileceğim, öyle değil mi? Onun güçleri ne?"

"İnsanların zihnine girerek onları kontrol edebiliyor."

"Sizin hatalarınızı niye biz düzeltiyoruz ki?" diye sordu Lion. Olan tüm olaylar kafasını karıştırmıştı.

"Bu hatalar arkadaşlarına zarar verebilir. Bunu ister miydin, Yedi?"

Lion hafifçe başını hayır anlamında salladı.

"Canın acımayacak, havalı güçler edineceksin ve arkadaşlarını - aynı zamanda masum insanları kurtaracaksın."

Lion bir süre boyunca yere baktı.

"Ailem?"

"Onlara eğitim için kampa alındığın söylendi."

"Peki istediğim zaman deneyleri bitirebilir miyim?

"İstediğin zaman."

Doktor, Lion'a içten bir gülümseme verdi.

"Ee? Puding sever misin?"

Lion'ın gözleri ışıldadı. Kafasıyla hevesle onayladı.

"Pekala. Dokuz'la birlikte puding yerken tanışabilirsiniz bence. Sence?"

Lion yine kafasını salladı.

***

Dokuz, gerçek ismiyle Felix, çok arkadaş canlısı biriydi. Görünüşe bakılırsa bu deneyleri seviyordu. Şimdiye kadar birbirleri hakkında bir sürü şeyi öğrenmişlerdi.

Dokuz, boş puding tabağını masaya bıraktı. O sırada içeriye bir görevlinin girmesiyle Dokuz'un gitmesi gerekti.

"Süperkahramanlık yapma zamanı. Sonra görüşürüz, tamam mı?" diyerek gülümsedi Dokuz. Tam çıkmak üzereyken yeniden Lion'a döndü.

"Güçlerini aldıktan sonra lütfen beni kızartmamaya çalış."

Lion bunun üzerine gülümsedi.

"Bundan emin olamam."

Dokuz'un gitmesinin ardından başka bir görevli de Lion'ı aldı.

Yanında görevliyle birlikte uzun, dar koridorda ilerliyorlardı. Daha sonra soldaki bir kapıdan içeriye girdiler.

Ameliyathane gibi bir yerdi. Masanın üstünde ismini bilmediği bir sürü alet duruyordu.

Doktor, oturmasını işaret etti.

"Pudingi beğendin mi?" Lion kafasını salladı.

"Pudingi çok seviyorsun, belli. Dokuz'la da iyi anlaşacağınızı umuyordum." dedi Doktor, bir yandan da Lion'ın kafasına cihaz yerleştiriyordu.

"Şimdi, hiçbir şey hissetmeyeceksin. Biraz sıcaklık hariç. Bana güven." dedikten sonra masadan bir iğne aldı.

İğneyi yavaşça Lion'ın bileğine sapladı. Damarlarına hücum eden ateş rengi sıvıyı tüm vücudunda hissedebiliyordu. Biraz sonra Doktor'un dediği gibi vücudunu sıcaklık bastı.

Şimdi, damarları hiç olmadığı kadar belirgendi. Mavi değil, kırmızı-turuncu renginde atıyordu. Çok ürkütücü bir görüntüydü.

Lion, kendisine hayretle bakerken Doktor'un "İşte bu kadar. Bitti." dediğini bile birkaç saniye sonra farketti.

"Bugün dinlen. Belki akşam yemeğinde Dokuz'la konuşursun. İyice uyumaya bak, tamam mı Yedi?"

Lion kafasını salladı. "Yine de bana Lion deseniz daha az tuhaf hissederim."

"Ben Yedi'yle devam edeceğim." dedikten sonra güldü.

Kısa oldu ama bu bölüm geçiş bölümü. Diğer bölümler daha uzun olacak. Lion'ın Yedi olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 07, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Things We Lost In The Fire // stranger thingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin