0.2 - rock you like a hurricane

463 48 3
                                    

2 Eylül, Okulun İlk Günü

"Bıraktığın için teşekkürler." dedi Lion, sırt çantasını omzuna atarken.

Normalde bisikletiyle gelirdi fakat dün akşamdan sonra bu riski göze alamazdı. Boz ayı bisikletini görmüş olabilirdi.

"Sen iyi olduğuna emin misin? Bak, Lion, eğer bir sorun yaşadıysan - yani dün akşam, bana söyleyebilirsin." Atlas neler olduğunu anlatmasını istese de Lion ağzını açmamakta kararlıydı. Bir sorun olursa eğer, kendi başına halledebilirdi. Hep öyle yapmıştı zaten. Ayrıca ailesinin başında birsürü sorun varken kendi sorunlarıyla boğmak istemiyordu onları.

"Beni merak etme. Çıkışta görüşürüz."

Okula doğru ilerlerken onları gördü. Mike, Lucas, Will ve Dustin aralarında hararetle konuşurak hızlı adımlarla okula gidiyorlardı.

Arkalarından gidip yanlışlıkla kulak misafiri olmak sorun olmazdı herhalde.

Hızlı adımlarla gruba yetişti. Aralarında 10 adım vardı.

Dustin, "Bence katılmalı. Neden önermiyoruz ki? Bir savaşçımız olsa fena olmazdı." dedi.

Mike, "Hayır. Böyle bir şey olmayacak. Anlatabildim mi? Henüz onu tanımıyoruz bile. Hem, El varken -" sözünü tamamlayamadan Lucas araya girdi. "El varken mi? Ben mi körüm, yoksa sen halisünasyonlar filan mı görmeye başladın?"

"Geri gelecek!" dedi sinirle Mike. "Eminim buna. Geri gelecektir."

Will, "Evet, ama o yokken arkamızın kollanması fena olmazdı." dedi tereddütle.

Dustin, "Pekala. Lion'ın gruba katılmasını isteyenler?" diyerek oylamaya sundu.

Dustin, Lucas ve Will ellerini kaldırdığında Mike onlara hayattan bezmiş bir bakış attı.

"İyi. Ne yaparsanız yapın. Ama o kız, bir gün arkamızı kollarken arkamızdan saldırırsa, size demiştim dediğimde bana kızmayın." diyerek önden yürümeye başladı.

"Peki bunu bana sormayı düşündünüz mü, kerizler?"

Lion sinirlenmişti. Hemde fazlasıyla. Nasıl olur da onun hakkında sadece bir koruma görevi görecek kız gibi düşünürlerdi.

Dörtlü, gelen sesle arkalarına döndüler. Lion'ın kaşlarını çatmış bir şekilde orda durduğunu gördüklerinde, hepsinin yüzü donuklaşmış ve ağızları hafifçe açılmıştı.

"Kim sizin aptal grubunuza katılmak ister ki? Ben yokum. Kendi arkanızı kendiniz kollayın."

Yanlarından hızlıca geçip giderken hepsinin duyacağı bir şekilde, "Kerizler." dedi.

Okulun ilk günü daha iyi başlayamazdı.

***

Öğle arası geldiğinde Lion dünyanın en sıkıcı gününü geçiriyordu. Yemekhanede bir masaya yalnız başına oturup önündeki yemeği didiklemeye başladı.

Eski arkadaşlarını özlüyordu. Onlarla sohbet etmeyi, kahkahalar atmayı, okuldan sonra şehirde gezmeyi...

Eve gidince onları aramalıydı.

Things We Lost In The Fire // stranger thingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin