2.Bölüm

62 11 6
                                    

Bahar kapıyı açar mısın?
Kardeşin Burak geldi galiba.
Kim o demeden de kapıyı açma kızım.
Tamam Anne!
Kim sin?
Abla benim
Kim gelmiş kızım.
Anne Burak geldi.
Al içeri kapıyı örtün.

Burak:"Abla ben acıktım.
Evde ne var?"
Evde yemek var,ısıtayım da ye.
Burak:"Yok,abla ben ekmeğime ne varsa koyar çıkarım.Acelem var arkadaşlarım beni bekliyor."
İyi tamam sen bilirsin.
Dediği gibi ekmeğine ne var ne yok koyup dışarı çıktı.Aradan yarım saat geçmedi kapı bir daha çaldı.
"Kim o"
Abla benim
Kardeşim yeni gittin,ne var ne oldu?
"Aç kapıyı abla susadım"
Çaresiz açtım suyunu içtikten sonra gitti.

Az sonra yine:
Burak Yeter artık.
"Abla ne yapayım altıma mi kaçırayım"
Of Burak burada senin bekçin mi var Bıktım kardeşim .
"Aman abla ya yine başladın söylenmeye.

Kapının anahtarını verin diyorum vermiyorsunuz,kaybederim diye.
Neymiş kaybedince bulurlar,yedeğini çıkartırip eve hırsızlığa gelirlermiş.
"Anahtar yoksa açacaksınız kapıyı ben bilmem."

Her gün abartısız böyle aç kapa aç kapa...
O değil de kapı da isyanlarda.Açıp kapatmaktan dayanamadı,bozuldu.

Kardeşim sabahtan akşama kadar kendinden küçük çocukları başına toplar,misket oynardı.Bir torba kadar misketleri vardı.Misketlerini özenle saklar,çocukları yüter ellerinden misketlerini alırdı.Ben deyim beşyüz siz deyin bin o kadar çoktu yani.

Kardeşim ihtiyacı olmazsa pek eve falan uğramaz.Gece de gelmeyecek böyle giderse.Ya acıkır,ya susaşır,ya da tuvaleti gelir.
Bazen de sık sık gelir,arkadaşları olmadığı zamanlar Eve bir girer bir çıkar,sıkıntısından. Biz de kapının önünde ağaç oluruz.Kapının bekçisi gibi kapıyı açıp kapatırız.Dediği olmadığı zaman kapıyı ya tekmeler yada kapıyı taşa tutardı.

İçinde oturduğumuz bu ev bize dedemlerin kalmadır. Derme çatlı, ahşap iki katlı eski yapı.

Benden üç yaş kız kardeşim evin ortancalısıydı.Babam Banu'ya kıyamaz daha bu güne bugün öte git dememiştir.Burakla Banu dokunulmaz ikiliydi.Ben büyüktüm babama göre.Büyükler olgun olmalıymış.Sofrada bir şey mi eksik "Büyük sen kalk getir"derdi.İki kardeşim yaramazlık yapsa onlar küçük sen büyüksün,derdi.
Evin büyük çocuğu olmak oysa ne zordu.

Hiç unutmam Burak ,üç yaşında,Banu
beş ben de yedi varım.Babam Burak'a
psiklet aldı.O psiklette gözüm kaldı.Beni bindirmedi.Sen büyüksün altında kırılır diye.Psikletin yanına dahi yaklaşamadım. O kadar üzülmüştüm artık siz düşünün, resmen üvey evlattım. Neden bana böyle davrandığını anlayamıyordum.
Hatta bir gün anneme sordum.
Anne,"Babam bana neden böyle davranıyor diye"
Annem de nasıl davranıyor diye hiç bir şey yokmuş gibi sanki ben uyduruyor muşum gibi tepki verdi.
Hatta anneme,"Ben üvey evlatlık mı yım diye sordum."
Nereden vardın böyle bir kanıya dedi.
Öz ve öz evladımızsın dedi.Bir daha duymamış olayım.

Hayatımda hep annemi daha yakın buldum kendime.Babam soğuktu.
Bir yanım hep eksik kaldı benim.
Çocukluktan gelen bir soğukluk var babamla aramda.Pek babamla bir araya gelmezdik.Onun geleceği zamanlarda odalara kaçardım.Yemek yiyeceğimiz zaman bir arada olurduk.Sevgisini gösteremezdi. Diğer kardeşlerimin de bir gün başını okşadığını görmedim.Hep bir soğukluk hep bir mesafe vardı aramızda.Yüzü somurtkan çok zor gülümser.

Annem öyle değil tam aksine sıcak kanlı yüzü hep güler,fedakar bir kadın.Tüm sevgisini verirdi çocuklarına.Derdimiz sıkıntımız olduğunda o hep yanı başımızdaydı.
Veli toplantısı mı olacak annem giderdi.Bize kıyafet mi alınacak annem alırdı.Babalık görevini de üstlenmişti.Bir çalışıp ekmek getirmediği kalmıştı.

"Her ne olursa olsun babandır. Allah'ım yokluğunu eksik etmesin.
O olmazsa yerde ki karıncalar baş kaldırır.
Evlendiğinde evlatların olduğunda anlayacaksın diyordu."  Annem.

Kim bilir doğru söylüyordu, annem.
Kendince haklıydı,belki
Babamızdı,bizim. Aç açıkta bırakmıyordu.Ona sorsak  onun da haklı olduğu taraflar mutlaka çıkacaktır.Belki ailesinden öyle gördü.Ya da sıkıntılı bir çocukluk geçirdi.Kim bilebilir?

SINAVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin