Bölüm 1

101 19 17
                                    

Beyaz formamın üstüne giydiğim bordo bol uzun kolluyu düzelttim, ardından bizim okuldakilerin inek kuyruğu diye adlandırdığı at kuyruğumu düzelttim ve okul bahçesine girdim.

Her zaman ki gibi kimi görürsem teker teker selam vere vere binaya girdim. Kolumda ki siyah saate baktım, derse yaklaşık 10-15 dakika geç kaldım, hızlıca ilerlerken ilk ders kimin dersiydi diye hatırlamaya çalışıyordum. Birden aklıma gelince adeta kalp krizi geçirdim;

İlk ders Kasım hocanındı yani, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi. Sınıfın önüne gelince derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım, içerden ince ama sinirli olduğu belli bir ses, "GİİİR!" Diye bağırdı. Bunun olmasını beklediğim halde korkudan yerimden zıpladım, ardından hızla kapıyı açtım. Kasım hazretleri gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu.

"Luna hanım hiç gelmeseydiniz yahu!" Zorla hafifçe gülümsedim ve tahtada ki çocuklara kısa bir bakış atıp. "Kasım hocam, çok özür dilerim ama evden çıkmıştım tam geliyordum ki birden kalbimde bir acı, içimde kötü bir his." Ardından sınıfa döndüm, herkes anlamış gülmemek için kendini tutuyordu.

"Ardından hocam korkuyla çantama baktım ve ne göreyim DİN KİTABIMI UNUTMUŞUM!" Ardından bir kaç kişi kendini daha fazla tutamadı ve kahkaha atmaya başladı. Ben ise hiç takmadan Kasım hocaya geri döndüm. "O an ki üzüntü size anlatamam kendime dedim ki ilk ders harikalar harikası din üstelik Kasım hocanın o kitabı almadan asla gitmem! Hemen koşa koşa eve gittim kitabı aldım geldim hocam, her şey sizin için hocam eksik gelmiyim diye hocam." Dedim.

Sınıfta herkes kendini; gülmemek için tutuyordu bazıları da kahkahaya boğulmuştu bile. Tahtada ki çocuklar ise oldukça ciddi görünüyordu, Kasım hocaya gelecek olursak gözleri dolmuştu ve gururla bana bakıyordu. "Tamam kızım geç hadi yerine, SİZDE LUNA'DAN ÖRNEK ALIN ÖRNEK SAYGISIZLAR!" Diye bağırdı.

Kurnaz bir gülümsemeyle boş yer aradım en arka cam kenarı boştu hemen oraya geçtim ve oturdum. Önümde de okulda ki en yakın arkadaşım Fulya oturuyordu. Daha doğrusu ona Yantaş da diyorlar. Evet evet, yanlış okumadınız yandaş değil yantaş. Hani güzel kız ya yantaş o manâ fazla zeka beklemeyin bizim sınıf okulun en sorunlu sınıflarındandır.

"Yine iyi yırttın!"
"İşim bu kızım her işten sıyrılırım ben!"
İkimiz de hafifçe kıkırdadık, ardından Kasım hazretleri tahtada ki çocuklara. "ŞİMDİ YERİNİZE!" Diye bağırmasıyla Fulya önüne döndü. Bir tanesi aynı ciddi ve soğuk suratla yanıma gelip oturdu.

"Pardon başka bir yere oturur musun?" Dedim çocuğa bakıp. Bana hiç bakmadan, "Hayır." Dedi ve çantasını kucağına aldı. "Kalksana!" Dedim hafif bir sinirle. Göz devirdi ve bana döndü, "Neden kalkıyorum, buraya ilk ben oturdum çok meraklıysan sen kalk!" Dedi. "Dil de pabuç gibi maşallah!" Hafifçe sırıttı. "Uzun olan sadece dilim değildir."

İlk anlamadım ve göz devirdim ardından jeton düşünce ona döndüm ve koluna sertçe vurdum. "Sapık!" O ise sadece sırıtıyordu.
"Valla ben boyum uzun diyecektim senin fesatlığın,"
"Aynen kesin öyle diyeceksindir."

"LUNA KIZIM SENDE Mİ UYUYORSUN BU HAYIRSIZA!" Diye bir ses duyunca Kasım hocaya döndüm. "Yok hocam Allah korusun olur mu öyle şey ben dalmışım ondan." Dedim ve önüme dönüp defterimi çıkarttım.

"Bana daldın ha, bu kadar hızlı olacağımızı bilmiyordum güzelim daha tanışmadık bile." Diye fısıldadı. "Ya senin sorunun ne, zihinsel özürlü falan mısın!?" Dedim ona bakmadan. "Yok zihinsel özürlü değilim ama adım Toprak. Sende Luna'sın."

Onu dinlemiyormuş gibi yapmaya devam ettim, "Belki tanıyorsundur zaten beni, Korkmaz holdingin veliahtı olduğum için." Konuşmasından ego kastığı hissediliyordu.

Minyon KumralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin