Eş...

23.6K 1.8K 1.8K
                                    

Flashback devam

Alfa Yoongi'nin(?) beni sürükleyerek getirdiği evden, hayır malikaneden içeriye hızlıca girdiğimizde, daha içeriyi inceleyemeden başka bir alfa gelip beni merdivenlerden hızlıca yukarıya çıkardı ve sağ taraftaki odalardan birine yönlendirdi.

Girdiğim odadaki erkeksi kokuyla biraz afalladım, koku gerçekten kelimelerle ifade edilemeyecek kadar keskin ve mükemmeldi(?) ve ben kurdumu o anlarda zor tutuyordum.

Beni içeriye getiren alfa, beklememi ve birazdan içeriye baş alfanın geleceği hakkında birkaç şey söyledi ve dışarı çıktı, ama onu o anlarda dinlediğim pek söylenemezdi. Kurdumu tutmaya çalışıyordum.

Kurdumu biraz olsun binbir zorlukla sakinleştirebildiğimde, büyük odayı incelemeye fırsat bulmuştum.

Odanın içinde, siyah renk hakimlik kurmuştu. Siyah parkeler, siyah bir avize, siyah dolaplar, siyah perdeler...
Tabii, sadece siyah yoktu odada, siyahın sevgilisi, beyazla bezenmişti bazı yerler. Kar beyazı duvarlar, bembeyaz yatağın üstüne serilmiş simsiyah bir çarşaf...
Ve de odada yanan bir şömine vardı.

Şömine benim için yakılmış olmalıydı, Kuzey sürüsünün kurtları yapılarından dolayı asla üşümezlerdi, fakat biz Güney sürüsü tam tersiydik, soğuğa oldukça dayanıksızdık.

Odayı incelemeye devam ederken, kapı hafifçe tıklatıldı ve içeriye, uzun boylu, keskin yüz hatlarına sahip, yaşlıca bir adam girdi.

Aurasını benden gizlemesinden anlaşılıyordu ki, baş alfa o idi.

(minim açıklama, baş alfalar fark edilmemek için kokularını gizler)

Baş alfa sessizce kapıyı kapatıp, ayakkabılarının zemine vurarak çıkardığı tok sesle yanıma doğru yaklaştı.

"Gerçekten, söylenilenler gibisin, oğlumun yanına yakışacaksın." Beni süzerken söylemişti alfa.

Oğlumun yanına yakışacaksın?

Şakın yüzüme bakıp söyledi, "Ah, sana söylemediler mi yoksa? Oğlumla mühürleneceksin genç adam. Ailenle konuşup anlaştık bile, en kısa zamanda mühürleneceksiniz ve sen bu topraklarda yaşamaya başlayacaksın." Arkasını dönüp yürümeye başladı. "Oğlumla tanışmak istersin değil mi? Birazdan yanına gelecek, bu arada kaçmayı düşünme bile küçük adam, eğer ki böyle bir şey yaparsan, olacaklardan sen sorumlu olursun."

"Gerçi oğluma karşı koyabileceğini sanmıyorum ama." Kapıyı kapatmadan önce söylemişti.

Hadi ama! Onca şey söyleyip, bana soru sormuştu ve cevabımı bile beklememişti, yaşlı bunak!

Baş alfa söyledikleri ve beni odada yalnız başımıza bırakınca, sadece donup kalmıştım. Tamam, böyle bir şey bekliyordum ama, Jeon Jungkook...

Daha olanları sorgulayamadan kapı açıldı ve içeriye mükemmel kokunun sahibi adımladı.

Jeon Jungkook karşımdaydı, ve ah, Tanrım! Onun kokusunu hissedebiliyordum.

Kokusuyla, kurdumu içimde tutamazken, yüzüm kızarmaya ve sarsılarak titremeye başlamıştım bile.

Ve o kadardı ki, kurdumun içimde 'eş!' diye çığılıklar attığını duyabiliyordum.

O denli etkileyiciydi ki, karşımdaki alfa yüzünden gözlerim dolmuş ve dişlerim takırdamamak için büyük bir savaş veriyordu.

(buraya da açıklama yapayım dedim, çok hızlı olmadı mı? gibi sorular geliyor çünkü,, kook baş alfanın oğlu, kokusu zaten güçlü, ki tae'nin kurdu kokulardan fazlasıyla (bayağı fazla vdhzmxhzkod) etkileniyor benim hikayemde,,+ çünkü neden olmasın?)

Alfa ise benim bu halimi zevkle izlerken, siyahlarla süslenmiş yatağa oturmuştu.

Beni bu kadar etkilemesi hoşuna gidiyordu. Sadece kokusuyla etkilemesi.

"A-alfa.." Cümlemin geri kalanını tamamlayamayacak düzeydeydim artık.

Titreyen bacaklarım, artık beni taşıyamazken, alfanın güçlü kolları tarafından kucağına çekilmiştim. "Yere düşmeni istemeyiz, değil mi güzelim?"

Alfanın kokusu artık tamamen burnumdaydı ve daha da kızaran yüzümle neredeyse ağlayacaktım.

"Eş..." Ağzımdan çıkan tek kelime sadece bu olmuştu. Ama bu kelime alfanın beni anlaması için yeterliydi bile. Onu istiyordum, çok istiyordum. Eşi olmak, mühürlenmek, istiyordum.

Bu kadar çabuk kabullenmem, alfayı şaşırtmış olmalıydı ki, ben değil, kurdum kabullenmişti,
onu tutamıyordum.

Bir eliyle beni tutarken diğer eliyle boynunu sarılan kolumu tutmuştu ve kısaca bir süre, suratıma şaşkınca bakmıştı. Ama alfanın surat ifadesi eski halini almıştı istifini bozmadan, hafifçe sırıtıyordu.

"Demek eş, hmm?" Burnunu burnumdan çekip yavaşça boynuma gömdü.

"O zaman istediğini yapmalıyım, değil mi güzelim?" Dudaklarını boynumda hissedebiliyordum.

Ve de dişlerini.



yn, ŞOK ŞOK ŞOK ÇILGIN ÇOCUK TAE KURDUNU TUTAMIYOR, BAKALIM DADDY CEYKEY NE YAPACAK, HABER BÜLTENİMİZDE KALIN ÇOCUK ADAMLAR

yn, ŞOK ŞOK ŞOK ÇILGIN ÇOCUK TAE KURDUNU TUTAMIYOR, BAKALIM DADDY CEYKEY NE YAPACAK, HABER BÜLTENİMİZDE KALIN ÇOCUK ADAMLAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4

 unique, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin