Multi medya'daki şarkı bölüm şarkısıdır. Keyifli okumalar dilerim, Papatya'larım.
Şarkının adı: Brianna - All I Need
Güneşin sıcağı terletiyordu insanı. Kelebekler, arılar uçuşuyordu, çakır gökyüzüyle. Papatya toplamayı her zaman çok severdim. Uzel ile genelde güneşli günlerde kırsal bir alana gelip ilk önce papatya toplar daha sonradan ise ağacın gölgesinde sofra bezimizi serer, piknik sepetine doldurduğumuz yiyecekleri ve eşyaları çıkartırdık. Yemeklerimizi yedikten sonra da topladığımız papatyaları alır güneşin batışına kadar taç yapmaya çalışırdık. Ağaçların bir-iki metre ilerisindeki uçuruma oturur, güneşin batışını izleyip resim çizmeyi de ihmal etmezdik tabi. Uzel Papatya sevdalısı değil. Sadece ben Papatya sevdalısıyım. Uzel benim en yakın destekçim, dostum, sırdaşım. Uzel'in de en sevdiği çiçek Gül. Gülü nadiren bulabiliyoruz. Aslına bakılırsa ben Uzel'i genelde Papatya olan yerlere götürüyorum. Ne yapayım çok seviyorum. Papatya topladıktan sonra zamanımız kalırsa onu kocaman rengarenk Gül bahçelerine götürüyorum. O da tam bir Gül delisi. Gülleri görünce kendini kaybediyor ama koparmaya kıyamıyor. Kökünden alıyor mutlaka bir demet.
Güneş'in batışı ile resim çekinip, eşyalarımızı topladık. Eve doğru yol aldık. Yavaş yavaş yürümeye başladığım anda Uzel'in bana kızması bir oldu.
"Rüya neden bu kadar ağır yürüyorsun, kamyonsun mübarek."
Güldüm ve hafif bir tebessüm ile:
" Hatırlıyor musun? Yumuşak yüz hatları, tatlı dilli, ağır başlı, çukur gamzeleriyle dikkat çeken bir öğretmenimiz vardı. Bize hep ben bir insanın ağır başlı olduğunu yürüyüşünden ve bakışlarından anlarım demişti. Biz öğretmene 'nasıl yani' diye sorduğumuzda ise bir insan yavaş yürüyüp önüne bakıyorsa ağır başlıdır demişti. Yani Uzel bunun kamyonlukla bir alakası yok" dedikten sonra kahkahalara boğulmam an meselesi idi.
***
Uzel benim can dostumdu. Her üzüntümü ve sevincimi sadece Uzel ile paylaşır ve onunla kırsal alanlarda vakit geçirip hasret giderirdim. Tabi Ilgaz'ı da unutmamak gerekir. Ilgaz'da Uzel ile benim ortak arkadaşımızdı. Ilgaz erkeklerin dünyasını bizden iyi bildiği için bize bol bol öğütler verir ve bizi topa tutardı. Çok komik haller içinde olduğu da aşinaydı. Ilgaz olmadığı zaman Uzel ile tek takılıyorduk. Ilgaz olduğu zaman biz plan yapmadan önce bize haber verirdi. Sonra Ilgaz'a uyup bir yerlere giderdik ve sonucunda koskocaman bir pişmanlıkla eve geri dönerdik. Genelde komik anılar olarak hep hafızamın bir köşesinde saklarım yaptığımız delilikleri. Kırsal alanda Uzel ile sadece piknik yapıp resim çekinmezdik. Ben ve Uzel gitar ve piyano kursuna gitmiştik. Gitar ve piyano çalmayı da öğrenmiştik. Kimse sesimizin şarkı veya türkü söyleyecek kadar güzel olduğunu söylemedi. Kendi sesimizin güzelliğini kendimiz keşfettik. Orda nadiren gitar da çalıyorduk, şarkı söyleyip eğleniyorduk. Piyano çalmak istesek de orada çalamazdık nedeni çok açık değil mi sizce de? Koskocaman piyanoyu kendi başımıza nasıl taşıyalım?
***
Mahalleye geldiğimizde Uzel ile vedalaştım. Apartmandan içeriye girdikten sonra elimdeki sepet ile en üst kata çıktım. Kapıyı açan abim olunca biraz tedirgin oldum. Abim beni her zaman kıskanırdı. Kıskanmak güzel bir duygu çeşidiydi. Abimin kıskanmaları, kızmaları ve hatta bazen de beni kısıtlamasını çok seviyordum. Bunu sadece abim yaptığında seviyorum. Çünkü insanların beni kısıtlamasından nefret ederim. Özgürlüğümü kısıtlıyorlarmış gibi bir his veriyor bana. Bunu kimse istemez. Uzel'in de abisi var. Adı Efdal. Efdal abi de benim abim gibi Uzel'i kıskanıyor, kızıyor, kısıtlıyor ve seviyor. Fakat Uzel abisinin yaptıklarını sevmiyor. Abisinin yaptığı ve ona verdiği değerin farkında ama o abisi de olsa kısıtlamalardan hoşlanmaz kafasına estiği her şeyi yapar. Efdal abi bu duruma üzülüyor ama yine de her seferinden vazgeçmiyor bu kısıtlamalardan. Efdal abi de benim abim Akel'de arkadaşlar. Onlarında yaşadığı çok olay veya sorun çıkıyor ama her şeye rağmen birlikte atlatıyorlar. Abime Şimşek lakabını yakıştırıyorum, ben. Çünkü şimşek gibi çakması an meselesi. Dikkat sizi de şimşek çakabilir!...
(Rüya'nın Uzel ile gittiği kırsal alanda giydiği kıyafet.)
(Rüya'nın Papatya'dan yaptığı taç.)
(Uzel'in Gül'leri ile çekindiği resim.)
(Bu da benim size karşı olan duygu ifadem.)
Bu bölüm 550 sözcüktür.
Bu bölümü yayınladığım tarih: 18.03.2018
Sende bu bölümü okuduğun tarihi buraya yazar mısın Papatya'm?
Arkadaşlarını etiketler misin?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM PAPATYA
Teen Fiction"Rüzgar ne kadar sert eserse essin, yıkamadı Papatya'yı." Romanı yayınladığım tarih: ~|17.02.18|~