Multi Medya'daki bölüm şarkısıdır. Keyifli okumalar dilerim, Papatyalarım.
Şarkının adı: Gülden Mutlu - Çiçek gibi
Yorganın, yere düşmesiyle içime giren soğuk bir esintiyle gözümü açtım sabaha. Kalktığımda üstümde hissettiğim ıslaklıkla şaşırdım. Altıma kaçırma ihtimalimi düşündüm bir süre. Aklıma dün Uzel ile yağmurda ıslandığımız gelince yarı çaplı bir haykırdım kendi kendime. Telefonumu elime alıp ekrana baktım usul usul. Gözlerimi ovuşturdum. Ekrana odaklandım yeniden.
"Gül'üm kişisinden 3 cevapsız arama."
" Bu Uzel neden sabah sabah beni aramış olabilir ki?"
İçimdeki papatya girdi devreye düşünmeye başlayınca.
İçimdeki papatya; " Seni özlemiştir kesin. Sensiz yapamıyor kız nihayetinde."
" Ben de onu çok seviyorum. Üstelik beni çok sevdiğini de biliyorum ancak Uzel'i kessen sabahın köründe kalkmaz. Bu işte bir terslik var."
Öksürükler arasında kalışım ile üşümem arasında bir ilişki varken hasta olacağımın belirtilerini sezmeye başlamıştım bile.
Telefondaki arama tuşuna basıp aradım en güzel Gülümü.
Telefondan gelen en nefret ettiğim ses çıktı yine karşıma:
"Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."
Merakım git gide artarken kapıdan içeriye giren annemin bana bakan o ela gözleriyle göz göze geldim. Yanıma yanaştı yavaşça. Oturdu yatağın bir ucuna. Kıyafetlerimi elledi, kızgın bakışlar attı o gözlerine detay veren kaşları.
"Rüya! Sen... Sen..."
"Anne altıma işemedim merak etme o kadar küçük değilim. Üstelik Uzel beni sabahın köründe aramış. Onu yeniden aradığımda ise ulaşılamıyor. Başına kötü bir şey gelmemiştir değil mi?"
"Rüya sen önce kıyafetlerini değiştir ve bana bir açıklama yap. Kıyafetlerin neden ıslak?"
"Anne, biz Uzel ile yağmurun altında biraz ıslandık da."
"Rüya biraz mı?"
"Tamam birazdan fazla."
"Sonra?"
"Sonra ise yağmurda dans ettik koştuk kaldırımlardan kaldırımlara. Yağmur durunca da oturduk dışarıda. Akşam olduğundan dolayı da ayrıldık."
"Sen neden ıslak yattın?"
"Çünkü eve gelince ağırlık bindi üstüme kıyafetlerimi düşünecek halim bile yoktu. Islak yatmışım. Sabah fark ettim bende. Sabahın köründe kalktığımız içinde kurumamış kıyafetlerim üzerimde. Anne ben çok üşüyorum."
"Kesin hasta olacaksın. Hep böyle yapıyorsun. Ben nasıl baş edeceğim seninle. Ahh! Ahh!.."
İçimdeki papatya devreye giriyor;
"Sanki çok küçüksün. 18 yaşındasın. 18! Kendi başının çaresine bakabilecek kadar büyüdün bence."
"Evet ama annem kabullenmiyor ki içimdeki papatya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM PAPATYA
Teen Fiction"Rüzgar ne kadar sert eserse essin, yıkamadı Papatya'yı." Romanı yayınladığım tarih: ~|17.02.18|~