▻ four ❝james potter × reader❞

5K 271 275
                                    

james potter × reader

× × ×

I get to love you, it's the best thing that I'll ever do

I get to love you, it's a promise I'm making to you   

-ruelle-



× × × 

Hogsmeade gezilerini her zaman severdin aslında. Okulun bunaltıcı havasından uzak, derslerin sıkıcılığından arınmış küçük köyde istediğince eğlenmek, arkadaşlarına takılmak ve tüm paranı gereksiz şeylere yatırmak sana iyi gelirdi.

Fakat o gün, tüm Hogsmeade gezilerinden daha heyecanlıydın. Genellikle dönemindeki kızlarla takılan sen, bu sefer -ve hayatında ilk defa- bir erkekle baş başa olacaktın.

Aslında durum birazcık karışıktı senin için. James Potter ile nasıl takılmaya başladığınızı bile hatırlamıyordun ancak birkaç ay sonra hayat sizi iki sevgili haline getirmişti. Doğrusu pek sevgili sayılmazdınız. Daha çok birbirinden hoşlanıyormuş gibi duran iki arkadaştınız. Herkesin bildiği gibi sen de James Potter'ın -her ne kadar şu sıralar ağzına almasa da- Lily Evans adlı Gryffindor'lu kıza aşık olduğunu bilirdin. Ancak James, Lily'nin kendisini reddettiğinden sıkıldığı için mi yoksa Lily Evans'ı gerçekten unuttuğu için mi sana ilgi gösterdiğini bilmiyordun. Bu konuda James sana karşı kapalı bir kutuydu.

Fakat ne olursa olsun, o gün James buluşmak için sana sormuştu ve tüm soru işaretlerini yok ediyordu bu durum.

O gün, havanın güneşli olmasına güvenerek ince kıyafetler giymiştin ve yazlık cüppeni sırtına almıştın. James ile Hogsmeade'de buluşacaktınız. Saat öğle vaktinde, Üç Süpürge'de, Çapulcular olmadan.

Saat 12'yi vurduğunda Üç Süpürge'nin kapısından içeri girmiştin bile. Kalbin küt küt atıyordu ve içten içe kalbinin atışını biri duyacak diye çekiniyordun. James'e karşı fazla istekli görünmek gibi bir amacın yoktu. 

James'in henüz gelmediğini fark ettiğinde ise köşedeki masalardan birine geçtin. James'in geleceğine o kadar inançlıydın ki bir an gülümsemekten geri durmuyordun. Hatta birkaç tanımadığın insana selam verdin. Madam Rosmerta'yı, bir arkadaşını beklediğini söyleyerek geri çevirdin ve umutla caddede geçen insanlar arasından James'i görmeye çalıştın.

Uzun bir süre -yarım saatten daha fazla belki- bekledikten sonra gülümsemen solmaya başladı. Artık gözlerin caddede değil, Üç Süpürge üzerine gergin gergin dolanıyordu. Sıkılmıştın ve James'in hangi cehennemde olduğunu bilmiyordun.

Saat 13:00'ı vurduğunda umudunu kaybediyorsun ve gidip kendine bir kaymak birası alıyorsun. James'e o kadar sinirlisin ki, kaymak birasını bir yudumda bitiriyorsun. Her an birine patlamak üzeresin ki Üç Süpürge'den çıkarken sana omzu değen bir alt sınıfı haşladın.

Kızların yanına dönmeye pek cesaretin olmadığı için caddede kalmaya karar verdin. Belki Balyumruk'tan bir kaç çikolata alırsan kendine geleceğini umuyorsun. Aynı zamanda Zonko'ya da uğrayıp birkaç zararlı şaka malzemesi almayı aklına yazıyorsun. James Potter, seni her ne nedenden ektiyse, geri sert bir cevap vermeye hazırsın.

Balyumruk'tan elinde kocaman bir kese kağıdıyla çıktığında Lily Evans'ın arkadaşlarıyla eğlenceli vakit geçirdiğini görmek seni daha da sinirlendiriyor.

Ana caddeden aşağı sinirle inerken, bir yandan ağzına tonlarca çikolata tıkıyorsun. Fakat Madam Pudifoot'un aptal çayhanesinin önünden geçerken başka bir şey dikkatini çekiyor. Bir çığlık -oldukça neşeli bir çığlık- uzaklardan duyuluyor. Daha çok neşeli bağırışlar gibi geliyor.

Etrafına bakınıyorsun ve sesin kaynağını arıyorsun. Ancak sesin kaynağı çevrenden gelmiyor. Tam da Üç Süpürge'nin çatısının az ötesinde, bir süpürge üzerine binmiş iki genç neşeyle haykırarak sana doğru uçuyor.

Evet, tam anlamıyla uçuyor. Süpürge üzerindeki ikiliyi tanımamak elinde değil zaten. Ancak bir sorun var, James ve Sirius süpürgeleriyle üzerine doğru uçarken yavaşlamıyorlar.

İlk başta onları görmenle istemsizce yüzünü kaplayan gülümseme bir anda soluyor ve çatının üzerinden üstüne gelen süpürgeden büyük bir çığlıkla kaçıyorsun. Neyse ki senin çığlığınla James üstün süpürge kullanma yeteneklerini hatırlıyor ve son anda süpürgenin ucunu kaldırarak Madam Pudifoot'un duvarına toslamaktan kıl payı kurtuluyor. Yine de bu ani fren ikisini de süpürgeden atıyor.

Birkaç saniye, tam duvarın yanına süpürgeyle yıkılmış ikiliye bakıyorsun. İkili de sana bakıyor ve sonra James Potter tüm caddeyi sallayacak kadar sesli gülüyor. Aynı şekilde Sirius Black de ona katılıyor ve sonra sen de onlarla gülmeye başlıyorsun. Çevreden birkaç kişi size dikkat etse de sonrada dikkatler dağılıyor.

Yine de James'e kızgınsın ve ikili devrildikleri yerden ayağa kalktıklarında kaşlarını çatıyorsun. İşaret parmağını sallayarak James'e yaklaşıyorsun.

"Sen neredesin kaç saattir?" diye bağırıyorsun. James, utangaç bir tavırla ellerini saçlarına götürüyor. Ne zaman James'in özgüvene ihtiyacı olsa bunu yaptığını bildiğinden kaşlarını azıcık da olsa yumuşatıyorsun.

"Neler oldu, bilemezsin Y/LN." diyor dudak büzerek James.

"Ama-"

"Bu sefer Jam haklı Y/N." diyor bilmiş ve ciddi bir havayla Sirius senin lafını bölerek. Sirius senin şafını sık sık kesmediği için duruyorsun. "Gelebilmek için canımız çıktı. Başımıza neler geldi bilemezsin. Başkası olsa onu ekerdik bile."

Sirius'un, James ile birmiş gibi konuşması biraz moralini bozsa da bozuntuya vermiyorsun.

"Kahvaltıda Peter'ın başına biraz talihsizlikler geldi, Y/N. Onunla uğraşırken arabaları kaçırdık-"

James'in hızlı hızlı konuşmasını elinle durduruyorsun. Çünkü onun 'yalan söyleyen' ses tonuyla konuştuğunu fark ettin. Ancak umurunda değil çünkü her ne olduysa James sırf senin için şatodan süpürgeyle Hogsmeade'e geldi.

"Daha fazla uzatıp canımı sıkmana gerek yok. Şimdi buradasın ya." diyorsun.

James durup geniş bir gülümsemeyle sana bakıyor. Sen de ona, onun kadar geniş ve içten bir gülümsemeyle bakıyorsun.

Bu büyülü anı ise bir öksürük sesi kesiyor. "Şey, ben de buradayım da." diyor Sirius alaycı bir havayla.

Yanakların kızarırken gözlerini James'ten kaçırıyorsun. "Hala birkaç saatimiz var. Üç Süpürge'ye gidebiliriz."

James, Sirius'a 'hayır' manasında bakışlar atıyor ancak Sirius onu dinlemiyor bile. "Harika fikir, Y/N." diyor. "Hadi gidelim.


- - - -  

- - - -  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
james potter; trashHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin