▻ twenty three ❝james potter × reader❞

2.2K 136 97
                                    



"Ellerimi bırak, seni-" diye bağırmaya çalışıyorsun ama karşındaki çocuk çevik bir hareketle iki elini kendi eli arasına sıkıştırıp diğer eliyle ağzını kapatıyor. Seni bir adım daha ileri itiyor ve sırtın sert duvara çarpıyor.

"Yakalanmak istemiyorum." diye fısıldıyor. Sesi o kadar kısık ki dudaklarını okumasan ne dediğini anlamayacaktın bile. Cevap vermeye çalışıp James Potter'ın ellerini salya içinde bırakabilirsin ancak bunu seçmiyorsun. Zaten sana belli bir mesafede duruyor -yakın olsaydı şimdiden James kasıklarına sert bir darbe yiyeceğinin farkındaydı- ve James Potter'ın ellerinin nerelerde gezdiği düşünülürse bunu yapmak ne kadar temiz olurdu emin değilsin.

Ayak sesleri koridor boyunca yükseliyor.

"Dışarı çık, Çatalak." diyor Sirius Black yankılı sesiyle. Koridorda olmalı. "Buralardasın biliyorum. İkimiz de bu bahsi benim kazanacağımın farkında. Hadi uğraştırma beni."

Adım sesleri gittikçe yavaşlıyor ve yaklaşıyor. İkinizin sığındığı dar ve karanlık kapı arkasında Sirius'un sizi fark etmesi zor. Neden bilmiyorsun ama James'in oyununa uymaya karar veriyorsun.

Aslında buraya gelirken sıkıcı sıkıcı derslikte unuttuğun kitabı alıp ortak salonuna dönmeyi planlıyordun fakat işler garip bir hal almıştı. James Potter, etrafını paranoyakça süzerek ve herkesin alışık olduğu hınzır bir sırıtmaya içeri girmişti. İçeriye girinceye kadar senin orada olduğunu fark etmemişti bile.

"Ne yapıyorsun burada?" demişti seni ilk gördüğünde ve kaşları endişeyle çatılmıştı. Sonra Sirius'un boğuk bir sesi duyulmuştu ve sen daha ne olduğunu anlamadan bileklerinden sıkıca tutup seninle kapının ardına saklanmıştı. Şimdi ikiniz de dev kapının ardındaydınız ve James ile bu kadar yakın olmak seni gergin yapıyordu.

Kapının ardında ki döşemelerden gıcırtılar geliyor. "Burada mısın küçük geyik? Hadi ortaya çık."

Sirius'un sınıfın içinde gezdiğini ve sıraların altında James'i aradığını duyabiliyorsun. O kadar gergin hissediyorsun ki nefes almaya bile çekiniyorsun.

"Pekala, sanırım James burada değil." diye kendi kendine konuşmaya devam ediyor Sirius ve sessiz adımlarla sınıftan çıkıyor.

Bir yarım dakika sonra James usulca senin bileklerini bırakıyor ve elini ağzından çekiyor. Sana oldukça mahcup bir bakışı var fakat sen bir şeyin eksik olduğunu biliyorsun. Aşırı sessizlik seni rahatsız ediyor.

Tamamen içgüdüsel bir hareketle kapıyı itmeye hazırlanan James'i yakasından olabildiğince sessizce kendine çekiyorsun ve işaret parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmasını işaret ediyorsun. James'in nane kokan nefesi yüzünü yalıyor. Bu kadar yakından James'in yüzündeki küçük çil tanelerini bile ayrıntısıyla görebiliyorsun.

James her ne kadar sana ne olduğunu çözmeye çalışıyor gibi baksa da aslında sen de neden böyle davrandığını bilmiyorsun. Tamamen içgüdülerinle hareket ediyorsun.

Bir dakikadan daha kısa bir süre öylece bekliyorsunuz. Ve sonra bir ses koridorda yankılanıyor.

"Ah, Çatalak gerçekten burada değilsin değil mi? Sanırım kütüphaneye baksam iyi olacak."

Bu sefer sesli ayak sesleri duyuluyor ve zamanla uzaklaşıyor. Ancak yine de James sen ellerini yakasından çekinceye kadar bekliyor. Daha sonraysa sakin bir hareketle tahta kapıyı itiyor ve dar aralıktan çıkıyorsunuz.

"Bugün yine aptal olduğumu kanıtladım. Süpersin, Y/N." diyor James etrafı kolaçan ettikten sonra. Sesinde neşe var, her zaman olduğu gibi.

Gülüyorsun ve gözlerini kısıp James'e bakıyorsun. "Pekala, süper olduğumu kabul ettiğine göre Yüce Ego Hazretleri saygısız davranışlarını affedebilirim." 

James, oldukça çekici bir gülüşle bakıyor sana ve sonra bakışlarını yere indirerek saçlarını karıştırıyor. "Bu kadar hızlı affedildiğime göre, şanslı günümdeyim."

"Eh, bu kadar memnun olmayacağını bilseydim affetmezdim." diyorsun ve aranızdaki havanın ağırlaşması seni ürpertiyor. Daha önce James ile hiç bu kadar flörtöz bir konuşma yaşamamıştın ve bu durum senin içten içe hoşuna gidiyor. En son James'in, Gryffindor'lu kızıl saçlı kıza abayı yaktığını duymuştun ama sana olan gülüşünü gördüğünde o kadar da abayı yakmamış olduğunu düşünüyorsun.

"Fena halde memnun değilim ben." diyor James ve sıralardan birine yaslanıyor. Ela gözleri kıpır kıpır. "Kendimi affettirmenin daha eğlenceli yolları olduğunu düşünüyorum."

James'in ilgisi seni şımartıyor ve omuzlarına uzanan bir tutam saçı baş parmağının çevresinde döndürüyorsun. Madem Potter flört etmek istiyor, geri kalacak değilsin.

"Belki bana bu haftasonu bir şeyler ısmarlarsan Potter, böylece seni affedebileceğimi düşünüyorum."

James konuşmanın kendi istediği gibi gitmesinden ötürü keyiflice yaslandığı masadan ağırlığını çekip omuzlarını oynatıyor. Böyle bakınca onu şımarık bir kediye benzetiyorsun.

"Belki bir ateş viskisi?" diyor gülerek. "Fena olmaz ha?"

Ateş viskisine pek uzak biri değilsin, 17 yaşına girdiğinde içmiştin en son. James'in 17 olup olmadığı hakkında emin değilsin ama yine de kabul edercesine kafa sallıyorsun.

"Hogsmeade de görüşürüz, Potter." diyorsun ve çekici olduğunu düşündüğün bir gülümsemeyle bakıyorsun. James ardından göz kırpıyor ve sen de arkanı dönüp sınıftan ayrılıyorsun.

 James ardından göz kırpıyor ve sen de arkanı dönüp sınıftan ayrılıyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


×

En son geçen sene bölüm attığım sevgili JP trashımı okuyan var mı cidden bilmiyorum ama umarım birileri bu bölümü görür.

Evet, Şuşu'nuz üniversite sınavı belasını şimdilik defetti. Benim için çok uzun, sıkıcı ve zorlu bir yıl oldu ve bu süre zarfında hiç buraya bakacak gücüm olmadı. 

Ama bitti. Ve gerçekten bittiğine inanamıyorum. Lise bitti, sınav bitti. 

Lise bitti.

Ve 10. sınıfı bitirdiğimde burada delice HP kurguları yazdığımı hatırlıyorum. 2 sene o kadar hızlı geçti ki! Biraz hüzünlüyüm bu konu hakkında. Lise kötüydü kabul ediyorum ama bu özlememe engel değil.

Her neyse, sıkıcı konuşmaları bırakalım. Birazcık planlarımdan bahsetmek istiyorum. Doğrusu daha fazla HP fanfic yazar mıyım, bilmiyorum. Sanırım farklı bir şeyler yapmak istiyorum. Belki bir Marvel kurgusu çıkarabilirim.

Bölüm biraz saçma olmuş olabilir çünkü bir kısmını bir sene önce, bir kısmını iki üç ay önce yazmıştım ve şimdi tamamladım. Öyleyse kusura bakmayın.

Ah, yine de burada bölüm yayımlamayı çok özlemişim.

Sizi seviyorum.

Gelecek bölümde görüşmek üzere!

james potter; trashHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin