Taylor gece 4 buçuk gibi dışarıda silah sesleri duymuştu. Hemen kalktı. Pencereyi açtı ve baktı. Hiç bir şey görünmüyordu.
Odasından çıkıp Harrynin olduğu odaya gitti. Harry uyanmış ve üstünü giymişti. Elinde ise silah vardı. Taylor'ın korktuğunu görünce "Korkmana gerek yok. Önemli bir şey değil." Dedi. Ama bu dediğine kendisi bile inanmamıştı. Harry hızlı adımlarla aşağıya indi. Taylor da peşinden gitti. "Taylor sen burda kal cam olmayan ve güvenli bir yere git." Taylor endişelenmişti. "Geleceksin,değil mi?" Harry sarıldı. "Geleceğim. Söz veriyorum."Harry dışarı çıktı. Karşısında yıllardır düşman olduğu Joe vardı. Harry yokken Taylor'ı elde etmeye çalışmıştı ve başarmıştı. Ama uzun sürmemişti.
Joe elindeki silahı Harry'e doğrulttu. "Sonunda seni buldum. Benden saklanabileceğini zannediyorsan çok yanılıyorsun Edward Styles." Bu söylenenler onu korkutmamıştı. Harry silahını çıkarttı ve o da Joe'ya silahını doğrulttu. İkisi de birbirine silah doğrultuyorlardı. Birbirlerinden nefret ediyorlardı hem de ölesiye. Joe'nun amacı kötüydü. Harry sadece bunu engellemek istemişti. Ama geriye onu öldürmekten başka bir yol kalmamıştı.
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
Taylor içeride bekleyeli yarım saat olmuştu ve Harry gelmemişti. Aşağı inmeye karar verdi. Siyah üst ve pantolon giyip aşağıya indi. Sonra aklına hiç kullanmadığı ama lazım olur diye evde tuttuğu silahı geldi. Odasına gidip bir koşu silahı aldı,tekrar aşağı indi. Nefes nefese kalmıştı. Derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Gelen rüzgar dalgası ona çarpınca biraz üşüdü. Ama umursamadı. Dışarı çıktı ve bağırdı "her kimsen çık ortaya!" Sesi sadece yankı yapmıştı. Biraz daha uzaklaştı. "Cesaretin varsa yanıma gel!" Etrafına baktı. Kimse yoktu. "Biliyorum korktun ama şaka yaptım. Hadi gel insan gibi konuşalım." Yine ses gelmeyince sinirlendi. "Gelsene be!" Arkasından bir ses işitti. Ağaçların oradan geliyordu. Oraya doğru gitti ve biri gözlerini kapattı ve etik alkol kokusu aldı. Kokuya dayanamayıp bayıldı. "Tamamdır" dedi ve sinsice güldü mavi gözlü adam.
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
"Bak Harold,seninle düzgün konuşalım. Ya sen ya da-" Harry bağırdı. "Ya da ne? Taylora zarar mı vereceksin. Buna ölsem izin vermem."
Adam güldü. "Zaten öleceksin." Harry de güldü. "Sen mi ben mi?"Taylor'dan
Uyandığımda karanlık bir yerdeydim. Zemin tahtadandı. Duvarların boyaları sökülmüştü. Işık patlamıştı ve şu an geceydi. Küçük bir pencere vardı. Ellerim bağlıydı ama ayaklarım değildi. Kalkıp pencereden nerede olduğumuza baktım. Ormanların içinde, büyük ihtimal bir dağdaydık. Sayısız ağaç vardı. Bir köpek vardı. Ağaçlardan birine bağlanmıştı.
"Manzarayı sevdin mi?" Arkamı döndüm. Beni bayıltan adam tam karşımda duruyordu. "Ne istiyorsun benden? Umarım senden korkacağımı düşünmemişsindir."
Kahkaha attı ve bana baktı. "Çok cesaretlisin. Joe en çok bu yönünü seviyor." Kahretsin beni o buralara getirtmişti. Sonra aklıma gelenlerle aniden korktum. Akşamki silah sesleri onlardan geliyor olmalıydı. Ama onu asıl korkutan şey şuydu. "Harry nerede?"
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
"Bak dostum-"
"Bana dostum DEME!" Harry tam anlamıyla kükrüyordu. Bildiği bir taktikle Joe'nun elindeki silahı yere düşürdü. Hızlı davranıp silahı yerden aldı. "Haha,artık iki silahım var" dedi silahlara bakarken. Bir silahını Joe'nun kafasına dayadı. Diğer silahla da kafasına vurdu. "TAYLOR NEREDE?" cevap yoktu. Bu onu daha çok sinirlendi. Joe'nun suratına yumruğu geçirdi. "Söyle dedim" vurmak için silahı hazırladı.
"Dur!"
"Söyleyeceksen durayım söylemeyeceksen hiç meşgul etme." Joe'nun korktuğu gözlerinden belliydi. Sözde hiç bir şeyden korkmazdı. Adresi Harry'e söyledi. Harry gitmeden önce onu yakınlardaki bir kulübeye tıpkı bir köpek gibi bağladı. "Sana köpeklik yakışıyor. Taylor'ı aldığımda gelip sana kemik getiririz korkma." Dedi ve kahkaha atıp arabasıyla tarif edilen yere gitti.
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
"Söyleyecek misin o NEREDE?" Genç adam kafasını salladı. O sırada telefonu çaldı ve odadan çıktı. Sabah olmak üzereydi. Hava hafif aydınlanıyordu. Cam çıkabileceği büyüklükteydi. Kırsaydı çok ses çıkardı. Sonra büyük ihtimal evde sadece o adam vardır diye düşündü. Kapıya doğru gidip kapıyı araladı. O adamın geldiğini görünce hızlıca yerinde geçti.
"Yollarımı mı gözlüyordun?" Sinsice güldü.
Konuşmadım. Gerek yoktu.
"Tuvalet var mı?"
"Tuvalet yok bahçeye" ne dediğini sonradan anladım.
"Gidebilir miyim?"
"Yanında duracağım ona göre."
"E yok artık anasının... neyse tamam"
Kaçmak için fırsat bu fırsattı. Bahçeye çıktık. "Fazla yakınsın biraz daha uzağa git. Biraz daha... biraz daha git be bu ne... az daha git. Heh tamam. Ama dur böyle de görürsün. Sen sapıksındır az daha git. Git git git. Tamam."
"Başka bir isteğiniz?"
"Yok çekilebilirsin." Güldüm. O sırada adamın telefonu çaldı ve arkasını döndü.
Fırsat bu fırsattır Taylor.
Haydi.
Üç diyince.
Üç!
Sessiz olmaya çalışarak hızlıca koştum. Daha farketmemişti. Ne tarafa doğru gitsem diye düşünüp aşağı doğru inmeye başladım. Çok dik bir yere gelmiştim ki ayağım kaydı.
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
Harry'den
Mekana geldim ama evde kimse yoktu. Bahçeyi gezmek için dışarı çıktım. Orada bir adam vardı. Biraz daha yaklaştım. Silahımı çıkardım. Arkası dönüktü. Telefonla konuşuyordu. Arkasından gelip boğazını tuttum. Kafasına silahını dayadığımda yüzünü gördüm.
Bilin bakalım kim çıkacaaak? Tahminleri alayım. ♡
Bölüm nasıldı? Umarım hoşunuza gitmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Number// Haylor
RandomGizli numara: Alison Swizzle: sen de kimsin Gizli numara: beni tanımanın bir önemi olmayacak. Swizzle: peki ne oldu Gizli numara: hiç birşey. Haylor hikayesidir 👑