Okulum nedeniyle başka bir şehirde kaldığım için ailemle yüz yüze konuşabilecek bir durumum yoktu. Maalesef durumumu onlara telefonla iletmem gerekti.
Yanımda Ahmet ve Teoman annemi aramamı bekliyordu. Ne var ne yoksa çekinmeden derdimi açabildiğim annemdi. Komodinin üzerindeki telefonu alıp annemin numarasını çevirdim.
Aranıyor...
Kalbimin ritmi hızlanmaya başlamıştı. Nasıl söyleyecektim onu bile bilmiyordum. Çağrı cevaplandı.
"Oğlum?" Annemin sesi kulaklarıma dolduğunda rahatladım. Yavaş yavaş kalp atışım eski ritmine dönüyordu.
"Anne?"
"Efendim, Asil?"
"Anne ben bir konu hakkında konuşacaktım. Ama babamın da duyması gerek. O da yanında mı?"
"Evet. Konuşabilirsin."
Muhtemelen sesi hoparlör moduna almıştı. Teoman ve Ahmet'in de duyabilmesi için ben de hoparlör moduna aldım. Derin nefes alıp konuşmaya başladım.
"Anne? Baba? Ben sizi olduğum kişiyi açıklamak için aramıştım." dedim. Babamın sesi geldi.
"Oğlum, lafı dolandırma da anlat. Neden çekiniyorsun?"
Gerilmeye başlamıştım. Gözlerim acımaya başlamıştı. Ağlayacak gibiydim.
"Anne... Anne ben..." sesim titremeye başlamıştı. Teoman ve Ahmet sakin olmam gerektiğini fısıldıyorlardı. Tekrar konuşmaya yeltendim. Fazla uzatmayacak ve söyleyip bir an önce bitmesini sağlayacaktım.
"Anne... Ben eşcinselim." dedim. Sesim çatlamıştı. Gözyaşlarım firar etmeye başlamıştı. Hattın karşısından ses gelmiyordu. Sonra annemin sesini işittim.
"Oğlum..." dedi. Telefonu babama verdi. Kalp atışlarım tekrar hızlanmaya başladı. Sesi dışarıdan duyulacak gibi atıyordu. Göğüs kafesimden fırlayacak gibiydi.
"Asil! Ne eşcinseli? Ne diyorsun? Nasıl hemcinslerini tercih edebilirsin? Aileni utandırdın. Sen bundan sonra benim oğlum falan değilsin." diye bağırdı. "Baba..." dedim. "Baba deme bana!" dedi. Oda kapısının vurulma sesi geldi. Anlaşılan odadan çıkmıştı. Annemin sesini işittim tekrar.
"Asil... Baban haklı." dedi ve telefon kapandı. İliklerime kadar ağlama hissiyle doldum. Göğüs kafesim daralıyordu. Teoman ve Ahmet yanıma gelip teselli etmeye çalışıyorlardı. Fakat hiçbirinin dediğini idrak edemiyordum. Dış dünya ile tüm ilişkim kesiliyordu resmen. Nefesim daralmaya başlamıştı. Beynimi delmek istiyordum. Ailemin bunu yapmasını istemiyordum. Bağırmak, boğazımı yırtarcasına haykırmak istiyordum. Fakat sadece gözyaşlarım tercüman oluyordu hislerime. Hissizleşiyordum.
Bölüm Sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Güller
Historia Corta"Kırmızı renklerin en yoğunudur. Herkes farklı yorumlar. Tıpkı yaşanılanlar gibi." -kalemdenpandomim 22.03.18'