Babam gene eve küfür ederek geldi. "Lanet olası siktiğimin bankaları neden bu kadar seneti ard arda gönderiyorlar ki? Koskoca holdingin iflas etmesine yardımcı oluyorlar. Sanki orospu çocuğunun biri bütün bankalarla anlaşma yaparak beni batırmaya çalışıyor." Babam küfür ederken bende kahverengi saçlarımı düzeltiyordum. kahverengi gözlerimi ortaya çıkaracak siyah göz kaleminide çektiğimde hazırdım. Koşar adımlarla aşağı indim. "Ben çıkıyorum. Görüşürüz!" diyerek tam kapıdan çıkacakken babam " Hiçbir yere gitmiyorsun Ela! Otur şuraya! "diyerek kolumdan çekti. Birden kendimi koltukta buldum. "Ne oluyor baba! Borç senetleri yüzünden bana kızamazsın!" sesimin istediğimden yüksek çıktığını farkettiğimde sustum."Bak Ela, sana milyarlarca kez söyledim. 'Artık bu 'sosyetik' çevreden uzaklaşmalısın.Bizim eskisi kadar iyi bir durumumuz yok.Bu çevreden kopsan iyi edersin. Eğer bunu kendin yapmazsan ben zaten yapacağım." "Ama baba! Ben devlet saçmalıklarına katılamam. Katılayımda ahmak seviyesine düşeyim! Ahu'ların grubuna dahil olmak için neler yaptım görmedin mi?!" "Evet kızım gördüm! Tam bir fahişeye dönüştün! Şu üstündeki kot şorta bak! Şu göbeğini bile örtmeyen tişörte bak! Ya ayağındaki topuklulara ne demeli?! Ahu için değmez! Yeter artık Ela! 2 . dönem o liseye başlayacaksın!" "Baba ne dediğinin farkında mısın?! Ben annem gibi sürtüğün biri değilim baba! Bana niye sürtük muamelesi yapıp duruyorsun ki?! Her kavgamızda!" Artık direnemeden bir damla yaşı serbest bıraktım. "Bir fahişenin kızı olmak benim suçum değil! " Koşar adımlarla yukarı, odama çıktım. Çıkarken babam arkamdan adımı cığırıyordu. Aldırmadan kapımı kilitleyip Eyfel Kulesi, Pisa Kulesi, Antik Tiyatro ve Kız Kulesi baskılı, mavi tonlarında olan defterimi aldım. Satırbaşına bir çiçek koyup bazen en yakınlarınız sizi yargılar ve bu serçe parmağını sehpaya vurmaktan daha çok acıtır. cümlesini karaladım. Önceki sayfalarıma baktım çoğu insan kalbinin kırılmasına alışıyor bazen veya hayat turuncu ile kırmızının uyumu kadar güzel (!)tarzında cümlelerdi. Üzgün olduğumda bu deftere yazardım. Aynı zamanda da üzgün olduğumda bu defteri okurdum. Yani esprili şeyler yazmakta fayda oluyordu.
Babam kapıma vurmaya başlamıştı. Bende " Defol baba! Senin sürtük iş başında!" diye bağırıp kulaklıklarımı taktım. Bruno Mars- The Lazy Song şarkısını açıp ayna karşısına geçtim. Hem bağıra bağıra şarkı söylüyor hemde dans ediyordum. Bu çok eğlenceliydi. Şarkıyı yaklaşık 10-15 kere dinledikten sonra -aynı zamanda da dans ettim- yorulmuştum. Yatağıma uzandım ve olanları sindirmeye çalıştım. Yarın liseye kayıt yaptırmaya giderken neler yapmam gerektiğini düşünerek uyumaya çalıştım...