Sabah kalkar kalmaz hazırlanıp çıktım. Bugün yürüyerek gidecektim. Babam ise annemle konuşmaya gidecekti. Yolumun üzerinde bir pastane gördüm. Hemen içeri dalıp küçük, frambuazlı bir pasta aldım. Hemen parayı ödeyip koşar adımlarla yürümeye başladım. Yaklaşık 6 dakika sonra okuldaydım. Hemen girişteki saate baktım. Saat daha 7ydi. Hemen sınıfa çıkıp Alaranın sırasına oturdum. Yan tarafada pastayı koydum. 5 dakika sonra oda geldi. Birden donup kaldı. Ayağa kalkıp ona sarıldım. Kulağına da "dün için özür dilerim. Lütfen beni affet." diye fısıldadım. Ayrıldığımızda gözleri dolu doluydu. O da " peki" diye mırıldanıp sıraya oturdu. Hemen pastayı açtı. Pastayı açar açmaz sol gözünden bir damla yaş süzüldü. "S-sen iyi misin?" kekeledim çünkü onu kırmaktan bir anlığına korkmuştum. Başını olumsuz anlamda salladı.Hemen sıraya oturdum. " Ne oldu? " diye usulca sordum. Biraz bekledi. Sonra bana sarıldı. Bende sarıldım. Sarsılarak ağlıyordu. Hıçkırıklarının arasından "Ece. Sabah. Araba. Öldü. " kelimelerini seçebildim. Hemen onu kaldırdım. O bana "Nereye? " diye sorup duruyordu. Okuldan çıktık ve alt sokağa indik. Sola dönüp Odel Kafe'nin önünde durduk. Onu sırtından iterek içeri soktum. Ardından da ben girdim. Cam kenarında, iki kişilik bir masaya oturduk:
-Bak canım. Eğer sen anlatirsan bende herseyimi anlatacağım. Gerçekten de öyle yazacaktım. Başka şansım yoktu değil mi?
-Peki. Ece benim en yakın arkadaşımdı. Çok yakındık. Geçen hafta pazar sabahı bize kahvaltıya gelirken araba çarpmıştı. Bütün müdahalelere rağmen öldü. yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Devam etti:
-Ve o frambuazlı pastayı çok severdi. dediğinde ellerini yüzüne kapadı. Ben sadece omuzlarının hareketini izliyordum. Hıçkırarak ağlıyordu.
-Evet sıra sende. başını kaldırmış bana bakıyordu.
-Şey benim hikayem biraz farklı. Annem beni ve ablamı terkedip gitti. Sürtük olmak uğruna. Bizi hep babam büyüttü. Ablamla aramızda 12 yaş vardı. Annem erken anne olmuş. Ablamı doğurduğunda 15 yaşındaymış. Sonra ben olmuşum filan. Ben 10 yaşındaydım. Ablam bir kafe açmak istiyordu ve en uygun yer burasıydı. Bu kafe açıldıktan 26 gün sonra ablamı kanlar içinde burda bulduk. Babam ablamın hep asil ve yukarılarda olmasını istemişti. Ablam ölünce beni bu şekilde yetistirdi.
-Seninkilerde kolay şeyler değil.
-Öyle.
-Bak bu konuştuklarımız aramızda kalacak.
-Söz mü?
-Söz
Şimdi Alaranın gönlünü aldım. Sıra Burakta!!
Arkadaslar tatildeyim ve telefonumu havuza düşürdüm. Tablettende ancak bu kadar olabiliyor. Sizi seviyorum :*