Sabah uyandığımda hava daha aydınlanmamıştı. Hangi gerizekalı okulu sabahın 7:15 inde başlatır ki? Cevap veriyorum, Barış Ayhın Lisesi. Saate baktığımda saatin 5:30 olduğunu gördüm. Hemen kalktım. Evet 5:30 da kalkıp hazırlanıyorum. Önce duş aldım. Sonrasında okul formamı giydim. Formam Lacivert kalem formlu etekten, beyaz gömlekten, lacivert ceketten oluşuyordu. Bence bir devlet lisesine göre gayet güzel bir forma takımı. Ayakkabı olarak beyaz topuklularımı giydim. Saati kontrol ettim. Saat 6:00 olmuştu. Hemen makyaj masama oturdum. Saçlarımın dalgalarını belirginleştirmek için jöleyle saçlarımı karıştırdım ve sağa doğru ayırdım. Gözlerimin altına koyu mavi göz kalemi sürdüm. Göz kapaklarımın üstüne de çok ince bir çizgi olarak beyaz kalem sürdüm. Vişne çürüğü renginde rujumu da sürünce tamam oldu. Saat daha 6:30 du. Babamın yanına gidip onu uyandırdım. Hemen kahvaltımızıda yapıp çıktık. Okulum yakındı. Arabayla 5 dakika sürüyordu. Ve lisenin önüne gelmiştik. Köşede sigara içen erkekler, etek giyen kızlara laf atıyordu. Çardağın birinde pantolon giymiş kızlar test çözüyorlardı. Bahçede yürüyen kızlı erkekli bir grup gülüyorlardı. Ben simdi Aritmetik Kolejine devam ediyor olsaydım benimde böyle bi grubum olabilirdi. Onları boşvererek okula adımımı attım. Topuklularımdan tık diye bir ses geldi ve herkes bana döndü. O uğultulu hal yok olmuş, herkes susmuş, bana bakıyordu. Basımı ve omuzlarımı diklestirerek yürümeye başladım. Uygun bi köşe bulunca çantamdan ders programını çıkardım. Babama e-posta olarak atmışlardı. Sınıfımın 11/D ymiş. Sınıfımı bulmam hiç zor olmamıştı. Önlerden bir sıraya oturdum ve telefonumu çıkardım. Tam ekran kilidini açacaktım ki, kapıda babam belirdi. "Meleğim kayıt işlerin halloldu. Bugün başlıyorsun. Gitmeliyim toplantım var. Çıkışta servisler arayolda bekliyor olacakmış. Görüşürüz" diyip gitti. Bende telefonuma döndüm. Telefon saatine baktığımda saatin daha 6:50 olduğunu gördüm. Daha erken olduğuna göre cevapsız cağrılarıma cevap vermeyi düşündüm. Telefon işaretinin kenarında kırmızı daire içinde 12 yazıyordu ki buda bende merak uyandırmıştı. Hemen üstüne tıkladım. Ahu (9) Elif(3). Ahu daha önemli olduğu için hemen isminin üstüne dokunarak sağa çektim. Çaldı çaldı ve karşıdan bir 'alo?' sesi geldi.
-Alo. Ahu naber?
-Hiç Ela bizde okulda oturup hem seni bekliyor hemde geçen gece bizi nasıl sattığını konuşuyorduk.
Wow! İşte bunu beklemiyordum.
- Şey... İşte bende bunu söylicektim.
-Bizi nasıl sattığını mı?
-Hayır Ahu. Ben okuldan ayrıldım. Başka bir okuldayım.
-Oha! Yoksa Bilgiç Koleji'ne mi geçtin?!
-Iıı Hayır.
-Öyleyse MUT kolejindesin?
- Hayır Ahu. Sey ben Barış Ayhın Lisesi'ndeyim. Bugün ilk günüm. Ve ben artık gelmiyorum.
-Ben zaten biliyordum bizim gruba senin gibi ezik yakışmaz diye. Duydunuz mu kızlar? Ve Mert?
Mert mi? Olamaz. Hemen telefonu kapadım. Bu bana cidden ağır olmuştu. Ancak onu bir daha onları görmeyecektim değil mi? Bu düşüncem birazcık içimi rahatlamıştı. Kafamı sola çevirdiğimde bekleyen bir kız gördüm. Elini uzatıp
- Selam ben Alara. Yeni gelmiş olmalısın.
-Evet öyle. diyip kafamı çevirdim. Bu liseden bir çevrem olsun istemiyordum.
- Madem ters davranıyorsun bende öyle davranırım. Benim yerim. Kalk.
-Sana mı sorcam? Üstünde adını da göremiyorum. derinden bir offf çekerek arka sıraya oturdu. Sanırım kimse burda terslenmeyi sevmiyor. Umrumda mı? Asla !