Geciken bölüm, askıdaki hikaye falan filan derken böyle bir bölümdü bu da. İlhamım olmadığı halde ilham perilerini gafasına vura vura getiren ve bölümü yazmamda aşırı derecede süper süper katkısı olan Mel Quyine gelsin bölümümüz. Hiç ithaf yapmayan ben bile dayanamadım yane jfdklhgkjf
Günlerden perşembe, okul sessiz, okul bomboş.
Eros ve Hakan çok şükür rapor aldılar da yoklama derdinden kurtuldular. Yeminle derdini ben çekiyordum, iyi oldu. Okulda da ne kadar "Ama koparız, ama film izleriz, okulun ağzına tükürürüz." dense de o laflar falan, hepsi yalan. (Allahım ne kafiyeli insanım)
Okula uğrayıp gerizekalıların raporunu verdik, sonra da dışarlarda sürtmeye çıktık. Seni de görmedim, hiç haberim yok. Ayrılık çanları çalıyor sanırım tatlı kız. Okulda çan çalmıyor ama neyse. (Hayır bu cümleyi batırmayacağım.)
Tayfun'un bilmem nesinin bilmem nesinin düğünü varmış hafta sonuna. Aysu da kışlık bir şeyler bakacakmış, grubu topladığımızla alışveriş merkezine gittik. Ama biz bir şey unuttuk. Gerçi onlar gerizekalı, zaten bilmezler. O yüzden ben bir şey unuttum olarak düzeltiyorum cümleyi. Şimdi biz okula gittik, ilk dersten raporu verip geri çıktık. E o zaman saat daha 8:30 - 9:00. Kaçta açılıyor bu içinde her zaman kaybolduğum gerizekalı alışveriş merkezi?
Hah, ben onu unuttum işte.
Gittik alışveriş merkezinin önüne. (Alışveriş merkezi yazmak çok zoruma gidiyor ama AVM kelimesi de çok gıcık geliyor. Mağaza desem anlar mısın tatlı kız? Ama alışveriş merkezinin içinde kaç tane mağaza var, sen de haklısın. Alışveriş merkezi demeye devam o zaman. Of çok uzun. Dur ya şuraya bi parantez açmışım, bu vesileyle onu kapatalım.)
Bir baktık, bir daha dönüp baktık, kapıya gidip kapıdaki görevliye sorduk. Hakan bana baktı, ben Eros'a baktım, Aysu Tayfun'a baktı, Tayfun alışveriş merkezine. Kimse göz göze gelmedi yani. Arada bir göz teması kurulsa birisini başına kabak fena halde patlayacaktı zaten.
Açık değil ki alışveriş merkezi.
Az ilerisindeki kafe? Orası da iptal.
Tek açık olan yer karşısında alışveriş merkezi yan tarafında da kafe olmasına karşın inatla ayak duran, parkın içindeki çay bahçesi. Süleyman abimiz sabahın köründe gelmiş, çayını demlemiş. Biz de kış günü ne yapalm, son çare alışveriş merkezi açılana kadar oraya sığındık.
Başbakan gelmiş yaklaşık bir ay önce. Geldiğini hepimiz hatırlıyoruz (nasıl unutulur o koskoca billboardlar) ama Süleyman abimizin mekanına geldiğini bilmiyorduk. Genellikle mekan sahipleri oraya gelen ünlü ya da politikacılarla fotoğraf çektirir, çerçeveletir ve duvarına asar. Süleyman abinin mekanda duvarda asılı tek resimde "İstanbul Hatırası" standında Osmanlı saray kıyafetleri giyip çektirdiği resim.
Eros fotoğrafı adama gösterip "Yanındaki de yenge herhalde." deyince Süleyman abimiz "Ee her Süleyman'ın bir Hürrem'i olacak." dedi. Yanlış adama dedi onu. Hatta genel olarak yanlış insanlara dedi. Bu masada (bi sn kaç kişi var masada? Eros, Hakan, Aysu, Tayfun, ben) 5 kişi var, 5'i de yanlız. Hadi benim başım bağlı, Aysu'yu Davıd'a sattık desek, Hakan da eski kıza dönse (bu arada kızın adını bilmiyorum), Eros salağı başımıza kalır, Tayfun da şu yaşıma geldim hala bir kıza sarktığını görmedim. Yok yani, Hürrem falan çıkmaz buradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Genç Erkeğin Gizli Defteri: Eren
أدب المراهقينSen, yeni keşfettiğim ve dinlemekten bıkmadığım şarkımsın. Kapak tasarımı: @BengisuDeres