Bilinmez

45 8 0
                                    

Gördüğüm şey ne olabilirdi bilmem.  Ancak incelemeye başladım. Bu şey  bir albüm veya kitap gibi ancak alfabesi ise karışıktı. İncelemeye başladım ancak sadece resimlere bakabildim. Çünkü alfabesinden hiç bir şey anlamamıştım. Bu kitabı ne yapacaktım. Aklım karışıktı. Kitabı saklamaya karar verdim. Biraz baktıktan sonra bir tahta parçasının altını uygun gördüm ve oraya koydum. Saraya döndüm. Kendime oylanacak bir şeyler aradım. Bu sefer kendime kıyafet diktirmeye başladım. Bunun için Madam Emma' yı çağırttım. Bana pembe kabarık ve beni rahatsız etmeyecek bir elbise istedim. Ölçülerini aldı ve çizimler denemeye başladı. En sonunda karar verdi. Bir kaç gün sonra kıyafetim geldi. Tam istediğim gibi bir elbise. Onu giydim, saçımı yaptırdım, kendimi mutlu hissediyordum. Ancak birden uyku bastı ve uykuya daldım. Rüyamda yine o kadının sesini duydum bana kitap kitap diyip duruyordu. Kalktığımda korkmaya başlamıştım. Ne olabilirdi, kim olabilirdi. Hiç bilmiyordum ancak bildiğim tek şey ortada bir şey döndüğünü bildiğimdi. Anneme olan biteni anlatmaya karar verdim ve her şeyi anlatarak ona içimi döktüm. Annem bir şey demedi. Saat gece yarısını geçmişti. Birden bir sesle irkildim. Bahçeye baktım ve annemle babamı gördüm. Bir yere gidiyorlardı. Onları takip etmeye başladım.
En sonunda kulübeye geldiler. Ne olduğunu tam anlayamadım. Annemle babam aradıkları şeyi bulamadılar ve hemen oradan ayrıldılar. Ne aradıklarını az çok tahmin edebiliyorum. Sanırım buraya kitap için gelmişlerdi. Ama neden.  Odama çıktım ve aynanın karşısına geçtim. Bir şeyler düşünmeye başladım. Kitabı, rüyamı , annemin davranış biçimi. Ancak uykuma yenik düştüğüm için uyudum ve düşünemedim. Umarım bir sonuç bulabilirim. Ertesi sabah babamla birlikte kır yürüyüşü ne çıktık. Babam bana
"Buralar eskiden çok güzeldi." Ona cevaben
" Eskiden mi? "
" Evet"
" Eskiden ne olduki. "
"Savaş" dedi üzgün bir sesle.  Üzülmüştüm ancak bu savaşın hangi savaş olduğunu bilmiyordum.
Babama sordum ve bana
" Taht Savaşı "dedi. Onunla amcam arasında bir savaş. Babam onu özlediğini beraberken buranın daha güzel olduğunu söyledi. Ona beni getirmesinin asıl amacının ne olduğunu sordum. Bana sana bir sorum olacak dedi. Bana " Eğer bir gün aileni yada herhangi bir şeyi seç deseler ne dersin? Yani demem o ki bizi her zaman bırakmanı istemiyoruz. Şaşırdım. Bir şey diyemedim. diyemedim diyemedim. Beni saraya geri götürdü. Hiç ama hiç bir şey anlayamamıştım. Eve döndüm ve biraz dinlendikten sonra kulübeye gittim. Kitabı aldım ve incelemeye yeniden başladım. İyice göz gezdirirken sonra işime yarayacak bir şey buldum. Bu hem resim hem de benim anlatabileceğim latin alfabesi ile yazılmış olan bir yazıydı.  Resimde bir kadın ve büyük bir asa vardı. Kadının saçları kahverengi, gözleri yeşildi. Elindeki asa parıldıyordu. Peri alfabesini okumaya çalıştım. Biraz olsa da anlamaya çalıştım. Kitap okuyucum bana bir şeyler söylerdi. Kitabı biraz daha inceledikten sonra birden gözüme çarpan şey...

Sihirli Ağaç Ve Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin