Hiçbir şeyden asla vazgeçme
vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir.
Hayat herkese adil değildir. Belki de kimseye adil değildir de biz bunu fark etmiyoruzdur. Ben hayatın hep adil olduğunu düşünen bir insandım ama bu saatten sonra kendi adaletimi kendim sağlayacaktım. Canımı yakanın canını yakmayacak alacaktım...
Babam...
Hayatıma yön vermeye çalışan adam. O benim sevdiklerimi tek tek yok eden adamdı. Annemi o öldürmüştü. Sadece gelebileceği yüksek bir mevki için. Ya annem o bu olanları hak etmiş miydi? Ve onca yıl babamın söylediği yalana kanmıştım. Annemin doğumhanede hayatını kaybettiğini söylemişti. Şimdi ise gerçekler birer birer ortaya çıkıyordu .
Gözlerim karşımda umursamaz bir şekilde oturan iki adama kaydı. Şeytanın insanlarla oynadığı gibi benimle oynamak isteyen iki adam...Gözlerimi Barlas'a dikmiş ne düşündüğünü anlamak ister gibi bakıyordum. Hayatım hakkında ne gibi fikirleri vardı. Babam ona çalışıyordu. O başa geçebilsin diye karısını öldürecek kadar cani babam ona çalışıyordu. Ama neden? Ne çıkarı vardı ki?
Etrafımda nasıl oyunlar dönmüştü böyle? Ben nasıl yalanlara inanmıştım? Etrafım yalanlarla çevriliyken ben hala doğruları göremiyordum.
Oturduğum koltuktan doğrulmuş sakin adımlarla babama doğru ilerlerken aklımdan geçen sorulara bir cevap istiyordum. Onun oturduğu koltuğa yaklaştıkça olacaklara dair görüntüler gözlerimin önüne geldikçe yüzümdeki sırıtmaya engel olamıyordum.Kollarımı iki yanıma açıp "babacığımmm!"derken bir yandan da ona doğru eğiliyorum bu arada bir elim arka cebime doğru yol almış ilerliyordu. Elimde hissettiğim soğuk metalle yüzümdeki gülümseme artarken odada açtığım çakının klik sesi yankı buluyor,odanın gerginlik safhası hat safada devam ederken soğuk metal babamın boynuna dayanıyor ve ben ondan ayrılıyordum.
"Şimdi" derken babamın suratındaki korkuyu görüyorum ve tatmin olmuş bir şekilde arkamda olan adama sesleniyorum. "Dışarıda bekle beni!" Derken bir şey yapamayacağından emindim çünkü güçlü yapısının altında yatan o korkak adamı görmüştüm. O odayı terk ederken ben sadece babama odaklanmıştım. " Evet sıra sende. Her şeyi anlat eksiksiz." O beni tanırdı. Ben onun kızıydım ve neler yapacağımı biliyordu. O benden korkuyordu korkmalıydı da ...
🐼🐼🐼🐼
Bazı olaylar insanları derinden sarsar ve tekrar eski hallerine dönemezler ya da tam tersi olur ve o kişi asla yıkılmaz ve daha güçlü bir hale gelir. Benim olayım da buydu ben daha güçlüydüm şimdi. Sadece tek yapmam gereken planımı kusursuz bir şekilde işleve dökmekti. Eski ,yıkık dökük evin içinde ayaklarım hareket ederken beynim ileriyi düşünmekle meşguldü. Eski tahta kapı gıcırdayarak açılınca başımı oraya çevirdim. Karşımda yaşlı bir adam vardı. Hadi ama bu kadar adama bu karşımdaki yaşlı adam mı diz çöktürüyordu. Saçmalıktı...
Gözlerimi kısarak karşımdaki şahısa bakıyordum benimle dalga falan geçiyor olma ihtimalleri neydi? Bu adam tekerlekli sandalyeye mahkumdu ve bunca adamı bu haliyle nasıl kendi boyundurluğu altına alabilmişti? Şaşırtıcıydı. Karşımda rahat bir şekilde duruyor ve konuşmamı bekliyordu sanki ne diyeceğimi biliyormuş gibi. "Daha önce haber vermeni bekliyordum." Derken gözlerimdeki şaşkınlık onu fazlasıyla tatmin etmişe benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Teen FictionSadece intikam uğruna vazgeçilen hislerdi... Sadece intikam uğruna duyguları yok etmekti... İntikam oyununda kazanan hiç bir zaman belli olmazdı. Bir meleğin merhameti de bir gün kazanırdı. Bir şeytanın acımasızlığı da.