OCAK

24 0 0
                                    

Senin  bu ellerindeki sıcaklık benim içimi ısıtan 

Senin gözlerin benim üstümde oldukça,

Kara kış bana etki etmez, yatağım, montum, döşeğim, olur.

Şömine başındaki mutluluğumuz bu ocak,

Burada ısınacak,burada yaşlanacak,burada solacağız.

Taş bir plak dönerken eski bir gramafon da 

Tiz bir ses içimizde dansa davet edercesine kaldıracak bizi

Senin ellerin avuçlarımda, gözlerin gözlerimde 

Salondaki zigon  sehpalar,tozlu raflar bizi izleyecek 

Dünyanın merkezi o ahşap salon olacak.

Sen eskilerden bahsedecekken sözünü keseceğim

Patavatsızlıktan değil ben bu anın tadını,dans ahenginde çıkaracağım 

Sen anlayacaksın adam huzurumsun dercesine sarılacaksın 

Saat bilmem kaçı vuracak,mumlar biter gibi tökezlemeye başlayacak 

Eski gramafon susacak...

Ve bu ocak bir başlangıç olacak.


Tozlu raftan bir kitap çekip şu dizileri mırıldanacağım 

        İlk bahar gibi rengarenk düştün içime

        Tatlı su balığı masumiyeti kopardın içimde.

        Dertlerimi unutturdun kadın,

        Hoş geldin soluma.

       Biraz dağınığım toparla beni...

Çekingen bir tavırla dinlerken kelimelerimi

Büyüsünü hiç bozmak istemezcesine bakarken 

Şubat kapıyı çalar...

     



Sabrı Tükenmiş AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin