Kraliçe ne yazıkki bidaha asla kalkamayacağı bir uykuya dalmıştı. Bu durum tüm deniz kızlarını üzmüştü.
Kraliçe için deniz kızları büyük bir tören hazırlamışlardı. Onu bu törenle ebediyete uğurlayacaklardı. Fakat tören'in ortasında "Ben kraliçe'nin oğlu Patrick" diyen bir deniz erkeği ortaya çıkana kadar.
Bunu duyan deniz kızları bunun sadece saçma bir yalan olduğunu düşündü. Fakat Anna için durumlar aynı değildi.
Çünkü Kraliçenin bahsettiği kolye boynundaydı. Ama buna inanmak istemiyordu. Anna üzgün ve bitkin haldeydi. Çünkü kraliçeyi kaybetmesi onu çok üzmüştü. Üstelik bir çocuk ben kraliçe'nin oğluyum demişti. Anna şaşkındı buna inanmak istemiyordu. Ama biraz sonra olacaklardan habersizdi. Patrick aslında patrick değil kötü kalpli bir deniz aslanıydı. Bütün deniz kızları etrafa saçılmıştı. Aslında korkacak bişey yoktu. Çünkü deniz kızları'nın arasında hayvan hükmetme gücüne sahip olan bir deniz kızı vardı.
Deniz kızı hemen deniz aslanı'na sihir yapmaya başladı. Fakat fazla yaramadı galiba dedik içimizden. Aslında baya bi yaramıştı çünkü artık o bizim sadık dostumuz olmuştu. Üstelik deniz kızı Tamara ona konuşma gücü vermişti ve ona sorucak sorularımız vardı. İlk başta sorulan sorular arasında seni buraya kim yolladı sorusuydu. Ve cevapı bizi şok etmişti. Söylediği isim ise patrick'ti tüm herkes şaşırıp yuvalarına kaçıştılar. Ancak çok geçti patrick sulara girmişti bile.
Geldiği yerde katliam başlatmaktan başka bişey yoktu. Çünkü Geldiği yerlerde tüm deniz kızlarını birbirine düşürmüştü. Geldiği yerlerde "NEFRET" hakim olmuştu. Bu durum adeta felaketi getiriyordu. Eğer deniz kızları birbirine nefret beslerse "SEVGİ YOSUNU"yok olur ve bir daha asla yüzgeçlerini göremezlerdi.
Anna telaşlıydı umarım "SEVGİ YOSUNU"na zarar gelmez diye içinden fısıldadı.
