RAY- 1.BÖLÜM -NA

13 0 0
                                    

Uyanışımız, belki de hayatta ki yerimizi belirleyişimizdi. Gözlerimizi açttığımız ilk yerdi yuvamız. 

Yer de yatan cansız  beden içinde öyle olacaktı. Cansız bir şekilde yattığı siyah kumsalın üstünde ölü bir şekilde yatıyordu. Issız kayaların arasında nerdeyse çıplak sayılabilecek bedeni ile dururken etrafta ki tek ses okyanusun simsiyah kıyıya asice vuruşuydu. Dalgalar öyle bir kabarmıştı ki birazdan yerde ki bedene uzanabilirdi.

Hava kararmaya yakındı. Birazdan gece misafir olacak küçük pırıltılar gökyüzünü süsleyecekti.

Cansız duran bedenin üstünde kalçalarını ve göğüs kısmını örten yeşilliklerden başka hiçbir şey yoktu. Simsiyah olmasa da son derece koyu ve ıslak saçları başını ve sırtının bir kısmını kapatmaya yaramıştı sadece.

Kıpırtısızca duran bedeni sadece gecenin asiliğini üstünde taşıyan dalgalar dürtüyordu. Geri çekilen dalga son hızıyla tekrar çıplak sayılabilecek bedene vurunca bir kıpırtı oluşmuştu sonunda.

Yan yatan bedenden zarifçe uzanan ince kollar yavaşça hareketlenmiş ve ellerini olduğu yerde açıp kapamıştı.
Az sonra yan yatan bedenini bir güçle yana atarak sırt üstü yatmıştı. İki yanda cansız duran kolları ile gözlerini aralamıştı yavaşça.

Her hareketi o kadar zorlama ve dikkatliydi ki sabırsız zihinlere zarardı.

Aralanan gözleri insanı hayrete düşürürdü. Yüzünde ki saçları nazikçe arkasına atarken zorla açtığı belli olan gözlerini kırpıştırıp tekrar açtı.

Okyanus'un köpüklü suyunu harelerine hapseden gözlerden bakışları çekmek imkansız hale gelirdi insan için. Bir kez baktı mı takılı kalır suyu yudum yudum içen gözlerine kenetlenirdi.

Göz çevresinde ki siyah kum tanelerinin içeri girmesine izin vermeyecek kadar asi kirpikleri vardı. Uzun kirpikleriydi sanki gözlerinin güzelliği koruyucusu.

Nerdeyse ince biçimli kaşlarına değen kirpikleri ile mükemmel ve kusursuz bir çehreye sahip olduğunun sinyallerini veriyordu adeta.

Hayranlık uyandıran yüzünde öyle bir aura vardı ki insanı yavaş yavaş içine çekiyor usulca karşısına oturmak istiyordu insan.

Biraz daha kendine gelen beden zarifçe yerinden doğrulup etrafına bakınıyordu. Sağa sola dönen başı ile ahenk ile dans eden koyu saçları bir oyana bir bu yana savruluyordu. Beline kadar gelen saçları sırtına eşya misali örtülmüştü.

Boş ve anlamsız gözler ile etrafını inceleyen beden yerinden doğrulup üstünü kontrol etti. Gördükleriyle çatılan kaşları elleriyle açılan yerlerini örtmeye çalışıyordu. Etrafına gergince bakarken sol göğsünde ki yeşilliklerin kapatamadığını kapatıyor ne yapacağına karar vermeye çalışıyor gibiydi.

Olduğu konumu kontrol eden bakışları ürkek ve korku doluydu. Başını kaldırıp gökyüzüne baktı önce sonra ise ucu bucağı olmayan sahil boyuna.

Olduğu yerde durmaktan vaz geçip sarsak adımlarıyla olduğu yerden uzaklaşmaya başladı. Üst bedenine doladığı elleriyle ilerlerken gidebilecek bir yer arıyordu sanki.

Siyah kumsalda çıplak ayaklarını sürüyerek uzun sayılabilecek bir zaman ilerledi daha sonrasından taşların arka kısmından son derece uzaktan gelen beyaz bir ışık gördü gözleri.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

R A Y N AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin