Yeni okul, yeni şehir ve yeni umutlar. Bazen kendine ait olan her şeyden uzaklaşmak istersin. Ailenden, arkadaşlarından, sevdiklerinden, her gün gittiğin pastahaneden bile. Yanında götürmek istediğin tek şey kendin olur. Ne bi dost ne de bi sırdaş.
Bazen çok bunalır ve bir karar verirsin ya... Her şeyden herkesten uzaklaşmak. Yeni arkadaşlar, yeni ortamlar... Kimse senin yanında mevkinden dolayı olmaz, kimse senin yanında önceden duyduklarından dolayı olmaz, kimse senin yanında ailenin namından dolayı durmaz çünkü seni tanımaz. İşte o zaman bulursun gerçek arkadaşı. O zaman karar verebilirsin kimin gerçekten de gerçek arkadaş olduğuna.
Kafamı okuduğum kitaptan kaldırıp kızkulesine baktım. Denizin sesi adeta beni burdan soyutluyordu. Gözlerimi kapatıp denizin rahatlatıcı sesini dinledim.
Saate bakınca bulunduğum banktan kalkmam gerektiğini anladım. Yanımdaki küçük sırt çantama kitabımı koyup bavulumla beraber kalacağım yurdun yolunu tuttum. Üsküdarın eski dokusunu kaybetmemiş sokaklarında dolaşırken bir yandan da yarın yapacaklarımı düşünüyordum.
Yarın yeni okula başlıyordum. 11. sınıfa başlıyacaktım. Ortamdaki hiçkimseyi tanımayacaktım. Onlar da beni tanımıcaklardı. İstediğim de buydu ya...
* * *
Issız bir sokaktayım. Telefonumun şarjını müzik dinleyerek bitirdim. Şu anda olmam gereken yer burası değil. Sanırım bir az önce sağa dönmeliydim. Ahh! Ne diye bilmediğin bir yerde gece gece yürüyüşe çıkarsın? Kimse de yok ki yolu sorabileceğim. Bir köşeyi daha dönünce iki erkek görüş açıma girdi. Aslında onlara sorup sormamak arasında kalsam da son olarak sorma kararı alıp yanlarına gittim. "Bakar mısınız? Ben burdan sahile nasıl gidebilirim?" İki erkek vücuduma göz gezdirdiler. "Ooo seni gecenin bu saati yollara düşüren ne? Gel biz yardımcı olalım" Üstüme doğru yürümeye başladıklarında sonumun geldiğini hissetmeye başladım. "Ah hayatım sen burda mıydın? Ben de seni arıyorum saatlerdir" Sesin geldiği yöne bakınca hiç tanımadığım birinin bana arkamdan seslendiğini gördüm. "Pardon?" Ben bu iki sapıktan nasıl kurtulacağımı düşünürken bir de bu delinin çıkması hiç hoş olmadı. "Hadi ama gelsene" sesi emir verir gibiydi ve git gide arkamdan bana yaklaşırken karşımdaki sapıklar da yavaşça mesafeyi kapatıyorlardı. "Hey sen hayırdır? Kızı rahat bırak! O bizimle geliyor" Ben öylece aralarında put gibi dururken dönen konuşmalar beni daha çok geriyordu. "Bir saniye sanırım bir yanlış anlaşılma oldu. Bu bayan benim sevgilim" Ses tam kulağımın arkasından geliyordu ve aynı ses fısıldadı "Sadece sana yardım etmeye çalışıyorum. Zorlaştırma" "Evet doğru söylüyor. Ben de onu arıyordum" Onu onaylamama rağmen karşıdakiler pek ikna olmuş gibi değillerdi.Arkamdaki ses tekrar fısıldadı "Üç diyince benimle beraber koş" "Öyle heveslendirip gitmek yok!" Duyduklarımla olayların daha da kötüye gideceğini anlamıştım. "Üç" Kolumdan beni tutan büyük elle beraber koşmaya başladım.
Kiminle berber koştuğumu ve nereye koştuğumu bilmiyordum. Ben bir yandan arkama bakıyor bir yandan koşuyordum. Peşimizdeydiler. Tekrar bir köşeyi daha hızla döndük ancak bu sefer bir evin bahçesinin kapısını açtı hızla ilk beni içeriye doğru savurdu ardından kendi girip kapıyı aralık kalıcak şekilde üstüne örttü. Oradan dışarıya bakarken ben de sessizliğimi koruyordum.
Yaklaşık beş dakika sonra bahçenin kapısını açtı ve dışarı çıktı. Ben de onun peşinden çıktım. "Şimdi seni sahile bırakıyorum. Sen de ordan evine geçiyorsun" Duygusuzca söylediği cümle bittiği gibi önüne döndü ve yürümeye başladı. "Ben... teşekkür ederim" Beni takmadan hızlı bir şekilde yürümeye devam etti. Ben de pek üstüne gitmedim. Ancak ona çok minnettar kalmıştım. Sahile geldiğimizde arkasını dönüp yüzüme çok farklı bir bakış attı. Sonra tekrar önüne dönüp yakında bir banka oturdu. Bense onu bir az izledim. Cebinden çıkardığı sigarayı yakmasıyla ben de yurdun yolunu tuttum.
* * *
OĞUZHANO kızı yarım saat boyunca takip ettim. Normalde insanları takip etmek gibi bir alışkanlığım yok bunu sen de biliyorsun. Her arkasını döndüğünde yüzü iyi hissettirdi. Bana seni hatırlattı. Buraları bilmediği her halinden belliydi. İlk başta evine gidene kadar başına bir şey gelmediğinden emin olmak istedim. Sonradan kaybolduğunu fark edince yanına yaklaşmaya başladım. Ancak ben daha yanına gidemeden başı belaya girdi. Onu o beladan kurtardım. Sahile kadar götürdüm. Ordayken son bir kez ona senin hasretinle baktım. O sana benziyordu ...
~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALIN
ChickLitOğuzhan O kızı yarım saat boyunca takip ettim. Normalde insanları takip etmek gibi bir alışkanlığım yok bunu sen de biliyorsun. Her arkasını döndüğünde yüzünü görmek bana seni hatırlattı. Buraları bilmediği her halinden belliydi. İlk başta evine gi...