|||
Sehun son kez yerde yatan bedene baktı. Elindeki metali sıkarak dolunayın müthiş görüntüsüyle birlikte yola koyuldu.
||||
2.part
3 Saat Sonra.
Luhan adını söyleyen sesleri duyduğunda ağrıyan başına lanet okuyarak gözlerini açtı. Hala yerdeydi. Bu durumu fark edince tekrardan gözleri dolmaya başlıyordu ki hemen onları geri gönderdi. Bedenini hareket ettirerek ayağa kalkmaya çalıştı. Yana dönerek zayıf ellerini taş ve toprağın karışımı olan betona koydu. Gücünü ellerine vererek doğruldu.
Yan sokaktan gelen düzenli ayak seslerini duyduğunda denizcilerin döndüğünü anladı. Zorda olsa ayağa kalktı ve yavaşça yürümeye başladı. Ağrıyan güçsüz bedenine lanet okuyordu Luhan. Bu sırada aklına Sehun'un dedikleri geldi.
O küçümseyen bakışları..
Onu resmen aşağılamıştı!
Luhan bu sözleri ona yedirmeye kararlıydı. Ve yapacaktıda..
Denizcilerin yanına geldiğinde Baekhyun'un endişeli bakışlarla etrafı süzdüğünü gördü. Üzerini düzelterek yanına yürümeye başladı.
"LUHAN!"
"Buradayım Baek." yanından geçerken omzuna dokundu ve yürümeye devam etti. Baekhyun da peşinden koşmaya başladı.
"Luhan nerelerdeydin?"
"Buradayım ya işte Baek."
"Beklesene beni. Terden eyeliner'ım akacak!" Luhan'ın arkasından bağırıyor ve ona yetişmeye çalışıyordu. Cevap gelmedi.
"HEY!" Baekhyun sonunda dayanamayıp onu kolundan tutarak kendine çevirdi.
"Neyin var senin? Ne oldu?"
"Birşey olduğu yok."
"Evet var. Söyle!"
Bıkkınlıkla nefesini verdi Luhan."Sehun.." Baekhyun'un yüzü ciddiyetten şaşkınlık dolu bir ifade almaya başladı.
"S-Sehun mu..? ONU GÖRDÜN MÜ YANİ?!"
Sinirle saçlarını karıştırdı Luhan
"Bağırma Baek. Evet gördüm. Ama lanet olası çok güçlüydü. Karşılık vermeye çalıştım ama bir hareketiyle yeri boyladım. Karşı gelemedim-"
"N-Neden diğer denizciler yardım etmedi?"
"Yalnızdım. Sehun'un onları atlattığını ve başka yöne kaçtığını gördüm. Peşinden gittim ve onu köşeye sıkıştırdım ama onu çok küçümsemişim... Çok..fazla güçlüydü. Ben ise.."
"Anlıyorum Luhan..ama keşke tek gitmek yerine denizcileri bekleseydin."
"Baekhyun! Bunu söyleyen sendin, bahsettiğimiz kişi Sehun! Yani Gölge! Ben onlara haber verene kadar muhtemelen çoktan adadan gitmiş olurdu."
"Haklısın...Imm kötü görünüyorsun. Doktorun yanına gidelim."
"Gerek yok! Güçlü kalmayı öğrenmeliyim. Bir dahaki karşılaşmamızda onu yeneceğim..!"
"Onun karşısına yaralı olarak mı çıkmayı hayal ediyorsun?"
"Bu bir hayal olmayacak Baekhyun. Bu gerçek olacak!"
"Sehun'u bir daha görebileceğini mi sanıyorsun?"
Luhan bir an düşüncelere daldı. Evet aptal hayaller kuruyordu. Belki bir daha karşılaşmayacaklardı. Ya da belki karşılaşsalar bile Sehun bu sefer yaşamasına izin vermeyecekti.
"Gerekirse onu cehenneme kadar takip edeceğim. Cehennemde tekrar gebertip daha derinlere gömeceğim!"
Baekhyun'un gözü bir anlığına Luhan'ın üniformasına kaydı. Göğsündeki yer parçalanmıştı.
"L-Luhan.."
"Bana inanmıyorum falan deme! Yapacağım. Çok çalışacağım kendimi geliştirip onu bul-"
"LUHAN!"
"Ne var Baek?"
"Asker kimliğin nerede?"
Luhan hemen başını aşağıya eğdi.
"İşte bura-... KİMLİĞİM!"
Luhan endişeyle etrafa ve yerlere bakındı. Eliyle üniformasının üstünü kapatıyordu. Daha sonra aklına gelenlerle sırıttı. Hemen Baekyun'a döndü.
"Sanırım kimliğim kimde biliyorum."
"Kimde derken..?"
"Sehun'la -güya- dövüşürken beni kimliğimden yakalayıp fırlatmıştı o sırada kopmuş olmalı..O giderken elinde kimliğimin renginde bir şey görmüştüm. Muhtemelen kimliğimdi."
Baekhyun Luhan'ı süzerek sırıttı.
"Sanırım gerçekten görüşeceksiniz huh?"
"Evet.. Beni bekliyor olacaktır. Ben de hazır olduğumda onu arıyor olacağım..."
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDLINE
FanfictionDünya Roger'ın ölümüyle kötülüklerin biteceğini düşünmüştü ama başlarına gelecek olaylardan haberleri yoktu... [Hikayedeki bazı karakter, yer, rütbe isimleri bir animeden alıntıdır.]