İşte bu annesinin hikayesinin sonuydu ama acılarının değil.9 ay sonra bir kızı olmuştu ve adını Meryem koymuştu .Her şeyi daha sonra öğrenicekti Meryem .Okul çağı gelince oduncu bütün parasını biricik torunu yabancı ülkede okusun diye harcamıştı.Meryem artık annesini hiç görmeyecekti ve onun hikayesinin eksik taşını bulması sonraya kalmış olacaktı. Sabah geç saatlerde uyandım buğün okula gitmeyecektim.Bitirmem gereken bir resmim vardı ve görmek istemediğim insanlar vardı.Saçlarım kumral ve kıvırcıktı,ince bir bednim vardı pek uzun değildim,kahverengi gözlerim vardı.Aynanın karşısına geçtim ve kendimi süslemeye başladım .Mavi tişört ve siyak dar bir pantolon giydim,saçlarımı dağınık topuz yapıp oldukça büyük çantamı elime alıp dışarı çıktım.Ben genellikle çalışmalarımı yan binada bırakırdım ve çizdiğim manzara resmini almak için tam yan binaya geçmiştim ki kapının ardına kadar açık olduğunu gördüm,bir az önümde duran dar siyah pantolonlu -ama gerçekten çok dar bir pantolondu-siyh tişörtlü bir karaltı resimlerimi ellemekteydi hatta bir tanesini fırlatırcasına boya kutularnın yanına bıraktı.Kendimi tutamayıp bağırdım. -Ne yaptığını sanıyorsun sen,onları hemen bırak çık dışarı yoksa polisi arıyacağım.!!! Yere eğilip resimleri boya kutularının olduğu yerden ayırmaya başladım ama öyle bir hale gelmiştiler ki ağlamak ve bağırıp çağırmak arasında kalmıştım.Ben de en kötüsünü yaptım-o an gerçekten sinirlenmiştim- arkasını döner dönmez çocuğa suratına bile bakmadan elimdeki çantayla ölümcül vuruşlar yapmaya başladım. -Ne yapıyosun ,aaaaaaaaah tamam acıtıyor bu,sana yeter dedim. Sonra beni elimden çantamı almaya çalıştı amöa başaramadı oda üstüme boya attı.O kadar gözüm dönmüştü ki ben de ona boya fırlatmaya başladım.Şimdi her tarafınmız boya olmuştu. _Kimsin sen? diye cırladım. -Ben buraya yeni taşındım ,ama senin gibi komşularım varsa hemen gideceğim. -Pekibenim resimlerimle ne yapıyordun? dedim.Boya atmayı bırakmış artık sadece konuşmaya başlamıştık. -Ben merak ettim sadece kahretsin kızım saçlarım hep boya içinde kaldı. -Saçların mı benim galeriye gidecek resimlerim şimdi boya içinde. -Bak üzgünüm tamam mı,hem sen başlattın neden bana vurdun. -Kendini affettirmeye bile çalışmıyorsun.Anlamıyorsun herhalde bu resimler benim için önemliydi ama mahvettin. Şimdi yere çökmüştüm ve etrafımdaki resimlere bakıyordum,ve klarşıma çöktü,yaklaşık 10 dakikadır buradaydı ve ben ilk defa ona böyler bakıyordum .Simsiyah saçları ve saçları kadar siyah anlamlı gözleri vardı.Kaslı bir vücudu vardı.Şu an ona bakmıyordum çünkü gözlerindeki üzgünüm bakışı öfkemi söndürebilirdi.Ama baktım çünkü elimi tutmuştu.Elleri çok soğuktu,ve beni ayağı kaldırdı o kadar uzun boyluydu ki yanında liseli gibi kalıyordum.Onunla ilşgili daha çok şey öğrenmek istiyordum meslea kolunda ki şu yazıda neler yazıyordu,neden Almanyadaydı, çünkü ilk bakışda Amerikalı olduğunu anlamıştı.Ona çok yakın durduğum için o güzel kokusunu içime çekebildim hem erkeksi hem de kadınsı bir parfüm kokuyordu acaba buraya gelmedn önce sevgilisinin mi yanındaydı,bunu düşününce ondan uzaklaşmam gerektiğini anladım.Geri çekildim ve kapıdan dışarı çıktım.Arkamdan bağırdığını duyabiliyordum.Ama ne ddiğini pek anlamadım. -Hey! ressam kız eşyaların kaldı ve öğle yemeği teklifimde .