Arabaya bindiğimizde Namjoon elimi tuttu.
"Senin yüzünü üzgün görmek istemiyorum Yu Na. O yüzden hiç kimsenin seni üzmesine izin verme." dedi ve benim yerime uzanıp kemerimi aldı ve yerine taktı.
"Bugün Kim Nam Joon emrinize amade!" diye bağırdı ve kendi kemerini de takıp arabayı çalıştırdı.
"Arabayı ne kadara aldın?" diye sordum başka bir konu açmak amacıyla. Bana gülümsedi. O gamzeleri belediye çukurlarına döndüğünde bana bakmayı kesti ve yola baktı.
"En son model olduğu için... Çok." diye kestirip attı sorumu.
Araba kırmızı ışıkta durduğunda bana eliyle sağımı gösterdi.
"Bak aynı araba. Modeli modeline aynı. Ha, ha! Artık hiç kimse bana 'Bu araba eskiden popülerdi. Şimdi kimsede yok.' diyemez." dedi ardından tekrar kahkaha attı.
Gülümsedim ve:
"Hayır, o araba filmli, içi gözükmüyor. Seninki ise filmsiz." dedim.
Bana uzun uzun baktı ve: "Hah, hah! Ne kadar komiksin!" diye dalga geçti.
Alışveriş merkezine geldiğimizde ilk iş olarak bir kafeye gittik. Ahşap döşemeleri ağır basan ve içerisi buram buram kahve kokan bu yere geldiğimizde gözlerim özellikle bir masaya takıldı.
Jimin'in beni sınavıma çalıştırdığı yer...
"Bay Gamze, şuraya otursak?" dedim ve elimle masayı gösterdim. Başıyla benionayladı. Masaya oturduğumuzda garson bize ne istediğimizi sordu.
Namjoon beni gerçekten iyi tanıdığından benim yerime de sipariş vermişti.
"Yalnız ben onun hepsini yiyemem. Benden yarısını alırsın." dedim.
Normalde büyük bir iştahla hepsini bitirdiğim yemeği bitiremeyeceğimi söylemem Namjoon'a tuhaf gelmişti.
"Hepsini yiyeceksin Bayan Yıldız. Benimle tartışmaya başlama sakın." diye kaşlarını çatarak cevap verdi.
"Neden yeme yemiyorsun aptal?" dedi bir ses arkadan. Arkamı dönüp Jisoo'ya baktım. Gözleri endişeyle bakıyordu.
"Özür dilerim. Seni takmadığım için. Aptallık ettim." dedi. Kalktım ve ona sarıldım. Bana karşılık vererek sımsıkı sarıldı.
"Bir önemi yok. Gelsene." dedim ve yanımdaki sandalyeyi oturması için gösterdim. Arkasına dönüp:
"Minho gelsene." dedi. Kaşlarımı çattım.
"Yoksa siz..." dedim ve gülümsedim. Jisoo koluma vurdu.
"Hayır be! Burada karşılaştık ve biraz oturalım dedik." dedi.
O sırada Minho da Namjoon'un yanına oturmuştu. Minho da Jisoo da Namjoon'u tanıyorlardı.
"Nasılsınız bakalım?" diye sordu Namjoon. Minho dudaklarını büzüp:
"Okul başladı, nasıl olabiliriz Hyung?" dedi. Jisoo da: "Aynen. Bir de son sınıfız ya! Oppa, sen zorlandın mı?" diye sordu.
Namjoon güldü.
"Evet ama ilk iki yüze girmiştim." dedi.
"Hyung, zaten bu yüzden doktorsun. Hemde cerrah asistanı!" diye bağırdı Minho çok sesli olmayacak şekilde.
Jisoo: "Ben önceden tüm doktorları asosyal, sadece işiyle ilgilenen insanlar olduğunu zannediyordum." dedi. Sonra eliyle Namjoon'u göstererek:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌙SUNDAY: Jeon Jungkook🌙
Fanfiction"Yanınıza geliyorum çocuklar!" --- [Kitabı düzenlemedim sadece duyuru bölümlerinin içeriklerini düzelttim, bilginize.]