Beş dakika.Tam beş dakikadır beni kurtaran ama kim olduğunu bilmediğim bir yabancının arabasında eve dönüş yolu için oturuyordum.Belki de o da onlar gibi biriydi.-Saçmalama-iç sesim bana bunu söylerken cidden saçmaladığımı fark ettim.
''Evin nerde?''
Artık yağmur şiddetini arttırmış,hava da kararmıştı ama yine de onu inceliyordum.Ne tuhaf göz rengi vardı.Bir göz yeşil,mavi,kahverengi ya da siyaha yakın olabilirdi.Ama onun gözleri siyaha yakın yeşildi.
''Karşında uzaylı varmış gibi bakmaya devam mı ediceksin,yoksa evinin adresini mi söyliceksin?''
Ve sesi.Benden iki yada üç yaş büyük olduğu kesindi.Ama onun yaşındaki bir erkeğe göre sesi oldukça olgun ve seksiydi.Ne düşünüyorum ben? Sana soru sordu,cevapla.
''Beni ana yolda bırakabilirsin.Oradan taksiyle eve giderim.''
Yüzünü yoldan ayırıp bana baktı.Bakışı kendimi salak gibi hissetmeme sebep oluyordu.-Zaten deminki cevabından sonra öyle olduğun kanıtlandı- yine iç sesimin ihaneti.
''Beş dakka önce olanları hemen unutucak kadar salak mısın?''
Ahh..Şimdi beni sinir etmeye başlamıştı.Eve kendim dönebilirdim.Tamam ondan ilk yardım istediğimde hafif ıslanmış sıçana benziyor olabilirdim ama şimdi gayet kendimi iyi hissediyordum.
''Pekala,bütün soruları geç cevaplama gibi bir takıntın mı var,evinin yerini söyle artık.''
''Biraz ileriden sağa sap,ordan da alış veriş merkezinin 500 ilerisinden sola döndüğünde ki siteler.Sitenin adı Mirecle.''
Ve sohbet biter.Aslında konuşmanın bitmesi bir yandan daha iyi olmuştu.Onu inceleme fırsatım oluyordu.Gerçi bir kaç sokak lambası ve bazı mağazaların ışıklarından ne kadar incelenebilirse.Hem ne saçmalıyordum ki ben.-Sürtük- iç sesim aynen bana böyle diyordu.Ama insan da incelemeden yapamıyordu.
Çok güzel yüz hatları vardı.Siyaha kaçan yeşil gözleri simsiyah hafif dalgalı saçlarıyla uyum içindeydi.Burnu kitap kapaklarındaki çocukların burnu gibiydi.Düz bir şekilde iniyordu ama bu ona çok erkeksi bir hava katıyordu.Ve dudaklar..Dolgunlardı.Alt dudağı biraz daha mı dolgundu ne? Kısaca acayip derecede yakışıklıydı.
Yolun nerdeyse tamamı konuşmamıştık ve şimdi ona bakıp durduğumu fark edince hemen önüme döndüm.Zaten onu kestiğimin farkında olduğundan serseri bir gülüşle yola bakıyordu.Ahh rezillik..
''İnmeyi düşünüyor musun,eğer sana kapı falan açacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun.''
Eve gelmiştik ve ben bunu anlamayacak kadar dalgınmıydım?Gerçi benim yerimde kim olsa bu kadar dalgın olurdu.Çocuk aşırı yakışıklıydı.Nokta. Bana o gözlerle -ne bekliyorsun- bakışı atıyordu.
''Teşekkür ederim.''
Kapıyı açıp indikten sonra tam da benden beklenen hayatımın en salak cümlesini kurdum.
''Eve gelip bir şeyler içmek ister misin?''
SALAK.SÜRTÜK.GERİZEKALI.İşte bunların hepsiydim.NOKTA.
Bana yine o serseri gülümsemesiyle baktı.
''Bu bir davet mi,Alae?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezarlık
Novela JuvenilBir genç kızın ailesini kaybettikten sonra gelişen hayatı.. Siyaha yakın yeşil gözler. Mezarlık..