NEFES

218 42 14
                                    

herkese selam.
hikayeyi biraz değiştirmeye karar verdim.
her neyse,şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.

İçime her çektiğim de kendimden biraz daha nefret ettiğim oksijeni,bir kez daha ciğerlerime alıyordum.
Bir kere daha ve bir kere daha.
Nefes almayı bu kadar çok istemezken ölmekten korkmakta neyin nesiydi?
Evet.Korkaktım.
Ellerime acıyan gözlerle baktım.Kendi ellerime.Öfkemi içimde tutamayıp,yine yapmıştım yapacağımı.O her zaman nefretimi kustuğum odamın duvarlarına ihanet etmiş sokakların çirkin duvarlarına kusmuştum nefretimi.Herkes birbirine ihanet ederken benim bir duvara ihanet etmen çokta büyük bir sıkıntı değildi.
Duvar.
Aslında düşününce ilk üçteydi.
Yani arkadaşlarımda.
İnsanları sevmezdim,zaten onlarındı beni sevdiği pek söylenemezdi.Kim görse satanist görmüş gibi bakardı.
İnsanları sevmeyen ben,daha çok soğurdum bu şey yüzünden.
Önyargı.
Önyargı yüzünden.Vücudum bazı dövmelerle kaplı ve istediğim yerleri delikti.Özgürdüm.Anne ve babamı hiçbir zaman özlemedim,beni istemeyeni bende istemezdim.
Allah'a inanırdım.Vücudumdaki hiçbir şey buna engel olamazdı.Onca şeye rağmen o bir yerlerdeydi.Bunu biliyordum.Ölüm korkumda bu yüzdendi sanırım.Nefes aldığım sürece beni tek korkutabilen şey,aynı zamanda tek arzuladığımdı.
Gökyüzünün hırçın çığlıkları gözlerimi pencereye çevirmeme neden oldu.Niye bu kadar öfkeliydi?Aydan sıkılmaya başlamış,güneşimi istiyordu?
Bu imkansızdı.Gece ile ay iç içe girmiş bir bütündü.Saçmalamaya başladığımı hissediyordum.
En iyisi kütüphane karayel'e gitmekti.Göz ucuyla saatime baktım.
01:26.
Çok geç sayılmazdı.Nedenini anlayamamış olsam da orada kendimi güvende hissediyordum.
Üstüme siyah kapşonlumu alıp,kapıya yöneldim.İstanbul.
Canım şehrim.Beni bir kez bile mont ile görmemişti.Gök gözyaşlarını yeryüzüne serpiştirmeye başlamadan,çoktan varmıştım kütüphane karayel'e.
Bir iki kişi dışında boş sayılırdı.
Oyalanmadan en köşede kalmış,diğer tüm masalardan uzakta olan yerime oturdum.Yazmak ruhumu okşayan en hoş şeydi.Bir nevi majezik görevi görüyordu bende.
Zihnimin yutup birer cesete çevirdiği bütün düşüncelerimi sırasıyla döktüm kağıda.
Düşüncelerim,bir evi sahiplenircesine sokuldular o kağıda.
Ensemin arkasında duyduğum bit sesle irkildim.
"Bir ergen aşığa göre fazla iyi yazıyorsun."sesin geldiği yöne baktığımda,kaskatı kesildim.Gözleri siyaha meydan okurcasına,karanlıktı.Dediği şey sinirlenmeme sebep olsa da,bozuntuya vermedim.Hiç aşık olmadım.Yazdıklarım sadece hayali anne,babamdan ibaretti,diyemedim.
"Pardon?"dedim buz gibi bir sesle.Cevap vermek yerine gülümsedi.İçimde bir yangın oluştu,ve o gülüşle daha da kuvvetlendi.
Hissettiklerim...Tuhaftı.
Uzay boşluğunda bir salıncakta sallanıyordum,ayaklarım yetmiyordu kendimi ittirmeye.
Sonra o geliyor,kocaman elleriyle sallıyordu beni.
Bu ne demek oluyordu?Anlam veremedim.Donup kalmıştım. Saniyeler,dakikalarla sevişirken,ikimizinde  tek yaptığı,birbirimizin gözlerine bakmaktı.Gözlerimiz,zaman birimlerine meydan okurcasına sevişmeye başladı.Daha ne kadar siyahlaşacaklardı?Bu sondu.
Son.
Ani bir hareketle dışarı attım kendimi.Yaptığım tek şey gözyaşları altında delicesine koşmaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEMHERİ-NECMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin