2.BÖLÜM

25 3 6
                                    

Sabah o lanet alarmın sesiyle uyandım. Gözüm kapalı telefonu ararken kıllı birşeye dokundum. Aklıma gelen ilk şeyle dehşete kapıldım hemen gözlerimi açtım dokunduğum şeye baktığımda ise içim bir rahatlama oldu meğersem o dokunduğum şey Arzunun saçlarıymış ama ben bunu nasıl farkedemedim ki tabi uyku sersemiyim tekme atıp Arzuyu uyndırayim derken kızların üzerine düştü kızlar çığlık atıp Arzuyu üzerlerinden atmaya çalışırken bende kosarak banyoya kaçtım rutin işlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım odama gittigimde odanın boş ve düzenli olduğunu gördüm. Giyinme odasına geçip dolabın kapağını açtım elime gelen ilk siyah tişörtü, siyah sortumu ve beyaz ayakkabılarımı giydim hazır olduktan sonra telefonumu alıp aşağıya indim. Kızlar benden önce hazırlanmış ve sofrayı kurmuşlardı. Oturup kahvaltı yapmaya başladım
İrem"okulun ilk günü nasıl geçecek acaba diye sordu. "
Emine"nasıl geçecek canım her zaman ki gibi sıkıcı geçecek" dedi. Haklıydı lisede biz aksiyon yaratmadıktan sonra ful sıkıcı geçerdi.
Arzu"kızlar kalkın hadi ilk günden geç kalmayalım"dedi. Kızlara "siz gidin Bern çantamı alıp geliyorum"dedim. Onlar gittiginde kosarak çantamı aldım hemen aşağıya indim. dışarıya çıktığımda ise arabanın kapıda olmasına çok sevindim
Okula taksiyle gitmemilze gerek yoktu daha önce çantama attığım anahtarı çıkartıp arabayı açtım kızlar ön koltuğu kapmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Yan eve baktığımda kızların dışarıya çıktıklarını gördüm Ebruda beni fark etti
Ebru"günaydın kızlar"dedi. Bizimkiler yarışı bırakıp Ebrulara baktılar hepimiz günaydın diye zırvaladıktan sonra Arzu kaçamak yapıp öne oturdu kızlara bizimle gelmeleri için ısrar ettim ama
Mubberra"arabalarımız garajda sizi rahatsız etmeyelim zaten arabanızda yer yok"dedi bende "peki" deyip arabaya bindim diger kızlarında bizi takip ettiklerini fark ettim okula geldiğimizde arabayı park ettiğim yere kızlarda park ettiler.
Muberra"aynı okulda olmamıza sevindim"dedi
Emine"hangi bölümdesiniz?"diye sordu
Muberra"tıp"dedi
Ebru"moda tasarımı"dedi
Gülcan ise"hukuk"dedi güzel bölümlerdi aslında
Ebru"peki siz hangi bolumlerdesiniz"dedi ben ve Arzu resimde iyi olduğumuz için görsel sanatlar bölümünü seçmiştik Emine ve irem ise mimar bölümünü seçmişlerdi
Emine"ben ve irem mimar bölümündeyiz ama kampüsümüzü yeni öğreneceğiz"dedi.
Bende"Arzu ile bende görsel sanatlar bölümündeyiz"dedim resim deyince aklıma annemlere bıraktığım resim defterim gelmisti acaba görmüşlermiydi. Kampüsümun yerini ögrendikden sonra annemi aramalıyım diye aklıma not ettim. Okulun içine girdiğimizde kantine geçip ders saatimizi beklemeye başladık. Beklerken kahve içmeyide ihmal etmemiştik. Kahvelerimizi içerken o hiç sevmediğim sandalye sesini duyduk. Yan masaya baktığımızda 6 kişinin oturduğunu gördük iki kişi hariç diğerleri hdayvan gibi bizim masaya bakıyorlardı önüme döndüğümde kızlara baktım Gülcan hariç herkes o masaya bakıyordu. Yeniden Gülcana baktığımda kahvesini içip birşey düşünüyordu.
"Ne düşünüyorsun" diye sorduğumda irkilip gülümsedi " hiçbir şey düşünmüyorum öylesine dalmışım" dedi olumlu anlamda kafamı salladım. Kızların ders saati geldiğinde kalktılar yan masadan kalkanlarda oldu iki kişi kalmışlardı bizde Gülcan,Arzu ve ben kahvemizi içmeye devam ediyorduk. Aklıma Gülcanların bize telefon numarası olmadığı geldi. "Bana telefon numaranızı versene"dedim. Arkamızdan birisi "banada versene bebeğim" deyip sandalye çekip yanımıza oturdu.
Gülcan " sen hayırdır! Kalksana masadan" dedi. Çocuk itici bir kahkahayla "kalkmassam ne olur bebeğim" dedi. Yan masadan zeytin gözlü bir çocuk "kalkmassan ne olacağını o zaman görürsün"dedi. Ne oluyordu ki bu çocuğa ne diye karışıyordu… Ay ne diyorum ben ya ne kadar salağım çocuk bize yardım ediyor. Bu düşüncelerimden beni çekip alan şey yanımdaki sandalyenin çekilip birinin oturmasıydı. Yanıma baktığımda sarışın bir çocuğun oturduğunu gördüm sarışın çocuk bana göz kırpıp elini omzuma attı, ben tam kolunu itecekken benden önce başka birisi davrandı. Ona baktığımda çocuğun yan masadaki çocukların arkadaşı olduğunu anladım çünkü onlara ne oldu der gibi bakıyordu. Yanımdaki sarışın çocuğun hala kolunu tutuyordu. Sonra onu sertçe itip "seni bir daha buralarda görmeyeceğim Doruk! Şimdi siktir olup git!"dedi. Adının Doruk olduğunu öğrendigim çocuk beni kurtaran gri saçlı çocuğa set bir bakış atıp bana da göz kırpıp gitti. Doruk'u yanımızdan kovan gri saçlı çocuk arkadaşlarıyla beraber gitti. Çocuk korelilere cok benziyordu çekik gözlüydü korelilere ilgim çoktu hemde baya çoktu beni düşüncelerimden çekip alan telefonumun zil sesiydi. Annem arıyordu demekki resmi görmüştü inşallah beğenmişlerdir. Hala elimde çalıp duran telefonu açtım "Alo efendim anne"dedim karşıdan sesler geliyordu sanırım annemin misafirleri vardı. Sonunda annemin sesdi gelince sevindim "Alo kızımn nasılsın? "dedi. Görmedimi acaba 2 gün geçti aradan. İki gün boyunca odama hiçmi girmedi. "İyiyim anne sen? "Diye soru yönelttim
Annem "bende iyiyim kızım evin nasıl rahat mı? Bugün okulun ilk günüydü nasıl geçti.bu arada bize bıraktığın hediye cok güzeldi kızım çok sağol çok duygulandım" dedi. Annemin tüm sorularını es geçip 'çok sağol duygulandım' kısmına takılmıştım boşuna günahını almıştım hediyemi begenmesdi hoşuma gitmişti "rica ederim anne szden ayrı yaşayamayacagım için tüm fotoğraflarımız çıkartıp hepsini kendim çizdim…" Biraz duraksadım iki gün ama annemin sesini duymak çok hoşuma gitmişti...  " Ben çok özledim sizi babamı Merti hatta Ekremi bile, ziyaretime gelmeyi unutmayın olur mu? " dedim buruk bir sesle demiştim annem sesimden üzüldüğümü anlamıştı "tabi ki geleceğiz kısım hiç merak etme neyse ben seni sonra ararım şu an misafirler var görüşürüz kızım." deyip kapattı. Benim görüşürüz dememe fısat vermemişti bile neyse deyip saate baktığımda ders saatimizin geldiğini gördüm Gülcan bizden önce derse gitmişti .Arzuyla ben sınıfa girdiğimizde peşimizden hocada gelip kapıyı kapattı. Önüme döndüğümde o çocuğu gördüm kantinde Doruktan bizi kurtaran çocuktu teşekkür etmem gerekiyordu ama bunu ders çıkışı yapabilirdim bundan dolayı derse odaklanmaya başladım.Hoca derse başlamadan önce "ses kaydı aln hızlı konuşur hızlı yazar silerim." dedi ses kaydı alıp hocayı dinlmeye başladım... Bir buçuk saat sonra sonunda ders bitmişti. Gri saçlı çocuk sınıftan çıkarken Arzuya eşyalarımı toplamasını söyledim. Cevap vermesini beklemeden koşarak sınıftan çıktım. Gözlerimle etrafı tarayarak gri saçlı çocuğu arıyordum. İçimden iki dakikada nereye gitti bu çoçuk dedim.Kafamı sağa tarafa çevirdiğimde gri saçlı cocuğu görmüştüm. Koşarak yanına gidip kolundan tuttum nefes nefese kalmıştım. Kafamı kaldırdığımda şoka uğramıştım (sonra bime (: ) Bu o çoçuk degildi başkasıydı özür dileyip yanından ayrıldım. Başka çocuktamı vardı bu okulda ya diye kendi kendime söylenirken omzuma birinin dokunmasıyla kücük çaplı bir çığlık attım.
Arkama döndüğümde rahatlamıştım.
Arzu"benim ya niye bağırıyorsun"dedi. Gülümseyip" öyle birden dokununca korktum"dedim.
Çantamı uzattığında aldım.Arzu bana soru soran gözlerle bakıyordu.
Bende "sabah kantinde bizi kurtaran çocuğa teşekkür edecektim"dedim. Anlamış gibi kafasını salladı. İremlere mesaj attım'bizim ders bitti biz eve gidiyoruz' diye, dakkasında cevap yazmıştı. "Tamam bizde biraz gezip geliriz"dedi. Bir şey demedim Arzuya döndüğümde telefonla konuşuyordu ona baktığımı görünce telefonu kapatıp yanıma geldi
"Arzu bizimkiler gezecekmis bizde eve geçelim"dedim. Sanki çok kötü bir şey demişim gibi baktı. "Hayır tabikide evi ve okulu gördük hatta küçük bakkalı bile gördük şimdide İzmir'in küçük veya büyük güzelliklerini göreceğiz"dedi Dediğini yapıp arabaya doğru yürümeye başladım arabanın yanına giderken o çocuğu gördüm. Arzuyu durdurup beklemesini söyledim çocuğun yanına gittiğimde 'tamam anne ben halledeceğim'dedi neyi halledecekti ki 'of sanane su' iç sesime hak verip beklemeye başladım. Telefonu kapatınca arkasına döndü gözlerimiz birleşti çok güzel gözleri vardı. saçlarıyla gözleri uyumluydu ne var der gibi göz kırptı o an aklıma teşekkür edeceğim gelmişti. "Şey… ben… ımm… " devamı gelmiyordu neden kekeliyordum ki direk söyle gitsin işte çocuğa baktığımda hala bekliyordu sonunda dudaklarını araladı ama ben ondan önce davrandım " kantinde bize yardım ettiğin için teşekkür ederim" dedim. Nasıl bir şekilde dediysem artık çocuk kahkaha atmaya başlamıştı.
Ona 'ne oldu çok mu komik birşey söyledim' gibi bakış attım. Bana bakınca kahkahalarına son verdi. "Teşekkürun kabul edildi o Piç kurusu her yeni gelen kızlara yavsıyor bizimkilerinde sizii koruduğunu görünce olaya el attım…" dedi. Tam birşey diyecektim ki "…neyse benim işim var" deyip gitti arkasından öylece bakakaldım sonra kendime gelip Arzunun yanına gittim.
"Arzu bugün değilde yarın gezsek buraları hic havamda değilim hem yarın dersimizde yokmuş ayaklarımız govdemizden çıkana kadar gezeriz" dedim güzel konuşmaydı ikna olmuştu sanırım. Arzu biraz düşünüp "tamam" dedi. Arabaya bindik yol boyunca ikimizde konuşmamıstık bir keresinde kediyi edeceğim diye cok korkup firen kısmıstım. Arzunun ön cama yapışmıştı. Gülmemek için kendimi zor tutmuştum ama yinede konusmamıstık. Eve geldiğimizde arabadan indik.
Arzu" kanka bu senin kuzenin sümeyra değil mi? Ya ne işi var burda birde bavuluyla gelmiş" dedi o tarafa bakınca harbi gelmişti hemen yanına gidip " ne oldu ne işin var burda" diye sordum gülümseyip "kuzen yok birşey yaa annemler gönderdi beni burada seninle yaşayıp İzmir üniversitesinde okuyayım diye" dedi. O an'da içime bir su serpildi. (Ben serpilmedim he içtiğimiz su serpildi 😄) içeriye girdiğimde şok olmuştum. (Sonra çıkıp bime girdim 😄)

Biliyorum çok geç yazdım özür dilerim 😔 iyi okumalar sizleri seviyorum
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SU VE ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin