1.BÖLÜM: "HİS"

159 8 4
                                    

İnsanlar zor zamanlarda karşıma çıkmıştı hep. Sözcükleri ile kafamda her bir satırı değiştirerek hayatımı şekillendirmeye çalışmışlardı. Bu düşünceye edebiyat dersinde karar vermiştim. Şu an edebiyat hocası Esra hoca öyle güzel cümleler kuruyordu ki bence onun için yazarlık biçilmiş kaftandı. Ellerimi göğüs hizamda birleştirerek dersi dinlemeye devam ettim. Duvar kenarında oturan gereksiz gruptan ya da cam kenarındaki dersten bunalan kişilerden değildim. Orta kısımda 3. Sırada oturan kendi halinde biriydim ben. Teneffüse doğru Esra hoca boş bıraktı ve eşyalarını toplayıp 12/A sınıfının kapısını hızla kapatarak sınıftan ayrıldı.

Adım Derin

Kendimi tam olarak tanımaya başladığım yıldan beri İzmir de yaşıyorum. Lise son sınıfa giden ailesi tarafından takılmayan okulda görünmez bir kızım. Abartıya düşkün bir yaşantım yok. Hatta benim hayatımı emin olun istemezsiniz. Herkesten sakladığım bir hastalığım var. Sadece ailem bilmese yaşantım zorlaşmazdı aslında. Geceleri değişen bir yapım var. Gündüz yaptıklarımla gece yaptıklarım arasında dağlar kadar fark olabiliyor. Ve neler yaptığımı asla idrak edemiyorum. Evden kaçtığımı hatta haftalar sonra ailemin beni bulduğunu hatırlıyorum. Bu hastalığın bir adı yok ve yaşamım boyunca hep böyle sürecek. Bu yaşantım hayatıma avantaj ve dezavantaj sunuyor. Geceleri arkadaş çevrem, giydiklerim ve yaptıklarım bana heyecan katarken gündüzleri tek taraflı bir şekilde Ulaş’ ı sevmekten başka bir şey yapamıyordum. Ah Ulaş! Liseye başladığım günden beri ondan başka yüzlere gözlerim kapalı. Tabi geceleri ne yaptığım konusunda bir fikrim olmadığı için bu tespit biraz düşmekte oluyor. O mavi gözleri siyah saçları ile  kusursuz gözüküyor gözüme. Onunla 4 yıldan beri yaptığım sayılı konuşmalarım vardı.Konuşkan yapısıyla, sempatik hareketleriyle, her kıza değer veren kişiliği ve kaslı gövdesi ile her kızın tamamlayıcısı idi. Onunla konuşmalarımda bana öyle samimi gülüyordu ki konuşmasını bölüp ona sımsıkı sarılasım geliyordu. Ama bunu ruhumun çekileceğini bilsem de yapamazdım. O kadar utanıyordum ki o sırada yanımda bir domates halt etmişti. Birden yerimden dorularak sınıf kapısına adımlarımı attım. Tüm dersler bitmişti. Gitmemde bir sakınca olduğunu sanmıyordum. Sınıf kapısını açtım ve üretim hatası sınıf arkadaşlarımdan uzaklaştım. Aslında o sınıfa beni bağlayan tek şey Ulaş’tı. Diğerlerinden nefret ederdim. Okuldan çıkarken okul müdürünü görmem hapı yuttuğumun göstergesiydi. Bana doğru geldi ve kaşlarını çatarak yüzüme baktı. ”Hayırdır Derin Hanım, yolculuk mu var?” dedi ellini omzuma atarak. “Şey…” dedim kekelememe engel olamayarak. “ Dersler bitti de gitmemde sakınca olmaz diye düşündüm.” Bana öyle sert baktı ki yerin altını kazarak içine girmek istedim. Mahcup bir şekilde sınıfa geri dönerken durdurdu beni. “ Gidebilirsin Derin.” Sesi yumuşaktı. Ama nasıl? Neredeydi kurallar? Neden böyle dedi ki birden? Kızma öncesi tepki miydi bu? Ona anlam veremeyen gözlerle baktım. Sol eli ile çıkış kapını gösterdi. Üstelemeden gitmem mi gerekti? Bilemiyordum. “Yok yazılmayacaksın korkma. Git hadi.” Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla binayı terk ettim. Aslında bu adam o kadar da kötü değilmiş be. kendimi geçiştirmek elimden gelen tek şeydi.

 Okulumun etrafı alışveriş merkezi doluydu ve hemen ötesinde olan denizin hırçın dalgaları kulaklarımızı dolduruyordu. Kendimi boşlukta hissettiğimde soluğu hemen orada alırdım. Dalgalar beni alıp uzaklara götürürdü. İyi hissetmeme bir sebepti bu. Etraf bazen o kadar sessiz oluyordu ki bu koca şehirde tek mi kaldım düşüncesi alırdı beni. Şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Eve gitmek gibi bir fikrim yoktu. Ama burada kalmakta istemiyordum. Ellerim ceplerime gitti. Mayıs  ayında olmamıza rağmen hava biraz sertti. Rüzgar tenimi emerken yürümeye karar vermiştim. Bostanlı sahiline doğru ilerlerken cebimde kulaklığımı buldum ve düğümlenmiş şekilde görünce içimdeki müzik isteği bir anlık kaçtı. Ama uzun sürmeyerek düğümü çözdüm. Telefonuma taktım ve son ses açarak müziklerin keyfini sürdüm. İçimde klip çekme havası vardı. Her insana olurdu herhalde bu. Okulum ve Bostanlı sahili arası pek uzak değildi aslında. Ama sahile ulaşmam için baya yürümem gerekirdi.

DEĞİŞKEN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin