Anchalagon klanı ile Whisperpit klanı arasında her ne kadar krallıklar, kasabalar ve bir çok şehirde olsa kadim yaratık olan MightyaAbra için bir insanın 3 ayda katedebileceği yol 3 saat sürmekteydi. Mightyabra ve Drako Anchalagon ileride gözüken fazla küçük olmasa da bir kasaba boyutlarında olan Whisperpit klanının görüş alanlarına girdiklerinde korkunç auralarını salmaya başladılar. Kibirden ve güç arzusundan parıldayan gözlerinde korkudan eser yoktu.
Whisperpit klanında bir telaş her yeri sarmıştı.Adeta klanda alarm çanları çalıyordu.Hizmetçi ve kahyalar kaçmaya, klan üyeleri ve askerler klan kapısında toplanmaya başlamışlardı. Konrad, Kreus ve elderler zaten diğerleri aurayı hissetmeden çok önce seviyeleri ve ruh güçleri sayesinde sezdikleri auranın tehdit içerdiği kanısına varmışlardı. Slynaga Konrad’ın omuzundan atladığı gibi gerçek ebatlarına geri dönmeye başlamıştı.20 metre uzunluğunda, yaklaşık 2.5 metre eniyle adeta gökyüzü çamlarına benziyordu. Konrad kafasını auranın geldiği yönden çevirerek Slynaga’ya baktı.Slynaga anlamış gibi konuşmaya başladı.”İyi bir amaç için geldiklerini sanmıyorum.” Her ne kadar yılan genlerine sahip olsa ve sssleri uzatması yaydığı garip hava yüzünden hoşuna gitse de şuan sakacı tavrı ortada yoktu.Çünkü gelenin Mightyabra olduğunu anlamıştı ve o kibirli yaratığın barış yada konuşmak için gelme zahmetine girmeyeceğini biliyordu.
Drako ile MightyAbra bütün bir klanın karşısında rahat bir şekilde havada duruyorlardı. Sanki savaşa gelmemiş aksine eski dostu ziyarete gelmiş gibiydiler. Sessizliği bozan Konrad olmuştu. “Hoşgeldiniz saygıdeğer Anchalagon klan lideri ve kadim yaratık MightyAbra teşrifiniz ile bana ve klanıma şeref verdiniz.”Dedi. Konrad ziyarete gelmediklerini biliyordu. Kötü bir oluşum içinde oldukları haberi uzun zamandır biliniyordu.Ancak amaçlarını bilmediği için temkinli bir şekilde yaklaşmak istemişti. “Tabikide tek başıma benim bile gelmem sizi önemli ve değerli yapar.”dedi ve güldü Drako. SlyNaga ve MightyAbra gözlerini birbirlerine kenetlemişlerdi.Adeta sanki ilk haraketi karşı tarafın yapmasını bekliyorlardı. MightyAbra kulakları sağır eden kibirli bir ses tonu “ Şu küçük saygısız fare yılanına bakın hele. Gözlerime bakacak cesaretin mi varmış senin.”Dedi. Her ne kadar SlyNaga 20 metre boyunda olsa da MightyAbra onu aşan ebatlara sahipti. 30 metreye yakın vücut uzunluğu ve 10 metrelik kuyruğu ile SlyNaga nın neredeyse 2 katıydı. Kırmızı siyah pulları sivri dişleri ve eklem noktaları pençe şeklinde olan kanatlarıyla adeta bakan gözlere karşısında ne kadar değersiz olduklarını hissettiren bir canlıydı. Slynaga sinsi ve bilge bir ses tonuyla “Hoşgeldinissss.” dedi.
Amacı kendini olduğundan daha tehlikeli göstermekti.
Drako MightyAbra ya dönüp “Sabırsızlanıyorum.Kan akıtmayalı uzun zaman oldu. Artık başlasak mı?”dedi. Konrad bir saniye bile beklemeden elinde beliren 3 başlı siyah yeşil kama mızrağıyla 2 saniye gibi kısa bir sürede 40 metre katederek Drako’nun göğsüne doğru saldırdı. Drako birazda olsa şaşırarak sağ eliyle ucunu tuttuğu mızrağın sahibine bakarak. “Hızlıymışsın etkilendim doğrusu. Adın Konrak mıydı, konvak mıydı,herneyse birazda olsa etkiledin beni.Seni öldürdükten sonra adını hatırlamaya çalışacağım.” dedi. Slynaga ve mightyabra daha harakete geçmemişlerdi. Slynaga olanların farkındaydı. Karşısındakiler konuşmaya değil savaşmaya gelmişlerdi. Ancak içini saran bu huzursuz his ile saldırı yapmaktan çekiniyordu. Bu halini gören MightyAbra “Buna ejderin kudreti deniyor. Auramı salmasam da sana sadece bakarak içine korku tohumları salabiliyorum.”dedi ve baskılayıcı aurasını SlyNagaya yöneltti. Setsu alemi 4. Seviye olan aura ile SlyNaga zor anlar yaşayacağını anlamıştı.Konrad “Adım Konrad. Senin rakibin ben olacağım.”dedi. Kreud abisinin yanına gelerek “ Şu pikniğe benide eklermisiniz.” dedi. Yüzündeki zoraki gülümsemeden durumuna lanet okuduğu anlaşılıyordu. Drako “Sizi yok etmeye geldim. Sizse karşı koymak yerine konuşmaya çalışıyorsunuz. Sizin için ayıracak daha fazla vaktim yok. Daha diğer 2 klana da uğramam gerekiyor. O yüzden şuracıkta geberin sizi haşereler.” dedi. Elinde ağır kılıcı belirmişti.Etrafını aurasıyla kaplayarak ruh gücünü salmış 2 kardeş üzerine baskı koymaya başlamıştı. Kreud ve Konrad beklemeden kendi silahlarını da klan elementi olan havayla kaplayarak silahlarının deliciliklerini arttırmışlardı. Drako ateşle kapladığı ağır kılıcını havaya kaldırarak alev ejderinin hiddeti diyerek ağır kılıcını hızlı bir şekilde kaldırdığı noktadan Konrad ve Kreud’a doğru 2 kez savurdu.Bulundukları noktadan kılıçtaki alevlerin sıcaklığı yüzünden yüzlerinden ter akmaktaydı. Ejderha klanı özel yeteneklerinden biri onlara doğru gelmekteydi. Hayavı ısıtıp buharlaştıran 2 kesik Kreud ve Konrad’a doğru gelirken 2 side aynı anda yılanın zümrüt pulları diyerek klanlarının en üst savunma yeteneklerini aktifleştiler ve havayla kapladıkları mızraklarını savurarak havayı yararak gelen kesiklere kesikler göndermeye başladılar.2 saniye gibi bir sürede yaklaşık 20 şer kesik göndermelerine rağmen alev ejderinin hiddeti onlara doğru gelmekteydi. Mızraklarıyla savumaya çalışırlarken bir anda Kreud kan kusarak yere yığıldı.Daha ne olduğunu anlamadan vucüdu 2 parçaya bölünmüştü. Drako kahkahasına engel olamayarak “ Hahaha bu kadar mıydı. Savunma yeteneğini kullanmış olmasına rağmen tek bir saldırımla 2 ye ayrıldı.” Dedi. Konrad’ın gözleri büyümüş gelen saldırıyı engellemenin verdiği şok dalgası ellerinin titremesine sebep olmuştu. Ancak şuan onun ruhu titriyordu. Gözlerinin önünden kardeşiyle ilgili anıları bir bir geçerken dayanamayarak bağırmaya başladı “Arghhhhh lanet olsun sanaaa.” Aurası patlamaya ,bir bir seviyeleri aşmaya başlamıştı. Baskıladığı gücü bir anda açığa çıkmış ,Tia alemi 10. Seviyeye çıkmıştı. Drako bir anda olsa şaşırarak “vay be bizim küçük solucan gücünü saklıyormuş meğerse. “ Dedi ve gülümsedi. Kalbi ve ruhu parçalanan Konrad seri bir şekilde saldırmaya başlamıştı. Mızrağını kapladığı hava elementi ile her savuruşunda havada anlık patlamalar oluşturuyordu. Buna rağmen Drako çok fazla zorlanmıyordu.Her ne kadar Konrad dan bir seviye büyükte olsa neru alemi 1. Seviye demek tia aleminden bir alem üstün olmak demekti. Seviyeler arası güç farkı fazla olmasa da, alemler arası güç farkı karınca ile fil arasindaki fark gibiydi. Birbiriyle çarpışan mızrak ve ağır kılıç etraflarına şok dalgaları göndererek, altlarındaki zeminde çatlaklar oluşturmuş,ne kadar güçlü olduklarını gözler önüne sermişti.
MightyAbra önünde 3 tane devasa alev topu oluşturmaya başlamıştı.Her biri 1 metre çapa sahip olsa da içlerindeki ruh gücü devasaydı. Sıkıştırılmış ruh gücü en gücsüz büyüyü bile onlarca kat güçlendirebilirdi. Bunu bilen SlyNaga engel olmak istercesine havaya kuyruğuyla hortum oluşturmaya başlamış,alev toplarının güçlerini azaltmaya çalışıyordu. MightyAbra 5 saniye kadar odaklandıktan sonra alev toplarını klanın kurulduğu araziye doğru fırlatmıştı. SlyNaga sadece birine engel olabilirdi. Her ne kadar güçlerini yaptığı hortumla azaltsa da birden fazlasına engel olabilecek zamana sahip değildi. En mantıklı seçimi yaparak klan reisi Konrad’ın evinin yakınlarına gideceğini düşündüğü alev topunu ağzını devasa bir biçimde açarak yutmaya başlamıştı. SlyNaga ağzını kapadıkça alev topuda küçülüyordu. En sonunda SlyNaga’nın ağzını kapamasıyla yok oldu. Ancak diğer 2 alev topu klanın 3 te 2 sini yok etmişti.Alevler neredeyse klanın her yerini sarmıştı. Sanki canli bir varlıkmış gibi değdikleri herşeyi büyük bir açlıkla tüketiyorlardı.Bitirdiklerinde başka hedeflere yönelerek açlıklarını dindirmeye çalışıyorlardı. Sanki kıtlıktan çıkmış bir kurt sürüsü gibi açtılar. En güçsüz alev büyüsü olsa da bir Kadim yaratığın hele ki ejderha MightyAbra’nın ellerinde koca bir klanı neredeyse yok etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraus ve Ayrık Güç
Fantasybu hikayden güç dantin vs herşey bir arada çocukluğundan itibaren güç yolunda yürümek zorunda bırakılan krausun acıları tatlıları ile yaşadıklarını konu aldığım bir hikaye, Mustafa senseiye burdan teşekkürlerimi sunmayıda bir borç bilirim.