1.Bölüm

2.9K 187 21
                                    

Merhaba arkadaşlar.Bu ilk hikayem.Bölüm sonunda yorumlarınızı belirtirseniz çok sevinirim.İnşallah seversiniz.Hadi okumaya başlayın bence :)))

Birden karşımda bir parıltı gördüm. Galiba Nirvana’ya ulaştım diye düşünürken parıltıya doğru yürüyordum. Parıltıya vardım ve  …

"AAAAAAAHHHH…. Noluyor ya, yoksa,yoksa gökten meteorlar mı yağıyor,yoksa gökten Vini’ler mi yağıyor."

İkisi de yağmıyormuş. Ilgın elinde feneri bir sağa bir sola sallıyordu gözümü açtığımda. Uyandığımda ilk gördüğüm şeyin şu mal Ilgın'ın suratı olması ne de ironik. 

Odaya bir göz gezdirdim.Ilgın'a şimdi öldün oğlum bakışımı yolladım.Saf kız tabi anlamadı.O anda yanımdaki komidinde duran dün gece içmek için hazırladığım tuz-limon-mentos-su karışımı iğrenç şeyi-eğlencesine arkadaşlar eğlencesine- yüzüne savurdum.Sonra o daha ne olduğunu anlayamadan üzerine atladım ve o güzelim (!) kabarık saçlarını çekmeye başladım.Arkadaş saçlarını sever de.Kızım senin o kıvırcık saçlarını kökünden koparacağım.

Ben kışlık uykuma yatmışken beni fenerle uyandırmak haa...Bu düşüncelerle saçlarını daha bir hırsla çekerken Ilgın gülüyordu.Vallaha bu kız mal !Ben diyorum şizofren diye kimse inanmıyor.Ilgın konuşmaya başladı:

"Tüüüü...Terbiyesiz.Altına mı yaptın.hahaha.Saçlarımı bırak.haaha"

Vallaha mal bu.

"Ne gülüyorsun orospu?Ne altına yapması?"

"Bak hala gülüyor.Lan.Deşerim oğlum seni.Köpeklere yediririm.Ne gülüyorsun?"

Bu sırada Ilgın'ın üstünden kalktım ve ona bön bön bakmaya devam ettim.Hayatımda ilk kez bir domuzun öküz olmasına şahit oluyordum da.

"Hahaha.altına.hahaha.bak.hahah"

Altıma baktım ve Yarrabimm niye ben niye? Neden bunlar hep benim başıma geliyor?Ağlayacağım yeminle.Bu,bu,bu en sevdiğim pijama takımımdı.Hani öyle pazardan 5TL'ye alınanlardan bahsetmiyorum.Böyle AVM'de en lüks mağazadan alınanlardan.Bir de İmagine Dragons baskılıydı.Ne yapayım ben,nerelere gideyim ben şimdi ha?Batmıştı.Üzerine döktüğüm sudan (artık ne kadar suya benziyorsaaa...) dolayı yapış yapıştı.Şimdi biri bana söylesin hangi normal insan bunu yapar?Ama ben normalim demedim ki.Ya bu halde bile çok komiğim.

Koşarak banyoya girdim.Evet odamda banyo var ve Ilgın bunu hep kıskanır .Kıskansın şerefsiz.Aynada şortuma baktım.Neyse belki annem anlamazdı.Ya ne kadar dil döktüm ben bu takımı almak için.Üfff...Gene deprosyana giriyorum bak.Şortu çıkarıp kirli sepetine attım.Ve olamaz ya.İçim bile ıslanmış.Hay ben böyle işin ....Böyle olmaz deyip duşa girdim.Hızlıca duş alıp -bornoza sarındıktan sonra-odama geçtim.Ilgın'ın kahkaları nihayet durmuştu.Eğer durmamış olsaydı sanırım o feneri onun oturma organına sokardım.Dolabımdan okul formamı çıkardım.Arkamı döndüğümde bana yavru domuz bakışları atan Ilgın'ı gördüm.Ona orta parmağımı gösterdim ve banyoya girdim.Sürünsün domuz.Ben ama ona daha neler yapacağım.O feneri ona yedireceğim.Harbi bu kızın kapıyı yumruklaması gerekmiyor muydu.Niye ses vermiyor bu acaba.Hemen giyinip banyodan çıktım ve  karşımda makyaj masama oturmuş makyaj yapan bir Ilgın'la karşılaştım.Pislik geçen seneki okul formamı giymiş.Zaten bu kız bizden otlanmaktan başka bir şey yapmıyor.Kalem çekerken o kalem gözüne girer de yanlışlıkla mor rujumu sürersin inşallah.

Evet mor rujum var.

Şimdi biz birgün Ilgın'la alışverişe çıkmıştık.-Diğer mallar gelmemişti.-Sonra makyaj malzemesi satan bir yere girdik.Eğlenelim diye biz bir sürü ruju üst üste sürmüştük.O sırada görevlinin biri gelip-çok da taştı şimdi yalan söylemeyelim-

"Hanımlar bir şey alacaksanız yardımcı olalım." demişti.

Bu sırada ben morarmıştım tabi utançtan.Bakmadan elime gelen ilk ruju satın almıştım.

Sonra tam çıkarken görevli "Yüzünüzle aynı renk şeyler kullanmamanızı öneririz."demişti.

Elimi poşete çıkarıp ruja baktığımda mor renkti.Bendeki de nasıl bir şanssa artık.Bence ben doğdumda hemşire beni yukarı atmış ama tutamamış.Başka bir açıklama bulamıyorum.

Ben böyle düşüncelere dalmışken annemin bağırışı kulaklarımı doldurdu.

"Kızlaarr..Hadi servis gelmek üzere çabuk aşağıya gelin."

Ilgın merdivenlerden koşarak inerken ben de korkuluklardan kayıyordum.Bağıra bağıra Tarkan'dan Dudu'yu söylüyordum.

" Dudu dudu dilleri lıkır lıkır içmeli."

Yoo,yoo hayır,HAYIR,OLAMAZ ve BUM.

Ben ne istedim de oldu zaten.Üzerine düştüğüm kişi yere yüz üstü uzanmıştı.Hiç ses vermiyordu.Acaba öldü mü lan?Yoksa katil mi oldu ben.Ben, hani şu şeker olan ben.Ama hapisanede beni şişlerler.Bu nacizane vücuduma yazık olur.

Ilgın çığırmaya başladı.

"Kızım kalksana çocuğun üstünden.Ölecek kalksana.Kime diyorum hey?"

Bak fark ettimde bu hey kibar bir heydi.Yani normalde "heyt ulan var mı bana yan bakan" şeklinde söylemesi lazımdı.Kesin üzerine düştüğüm kişi bir erkek.Sonra fark ettim de ben hala çocuğun üstündeyim.Hemen ayağa kalktım.Çocukta kalkmaya çalıştı ama pek de başarılı olduğu söylenemez.Elimi uzattım.O da tuttu.Kalkarken bana "Kaç kilosun kızım sen" dedi.Tabi böyle deyince elini bıraktım ve yere kıç üstü düştü.Gebersin hayvan.

Hem canım 58 kiloyum nolmuş yani. Kemik bunlar hep kemik.Ayrıca bir koalaya belki de şempanzeye benzeyebilirm ama dana kadar da değilim yani.Galiba,sanırım.

Çocuk bu sırada ayağa kalktı ve tabiiki ben de X ışınları saçan gözlerimle incelemeye başladım.Kumral saçları ve mavi gözleri vardı.Oha yani buralara böyle tipler uğrarmıydı .Ben çocuğu keserken -ama hala tek parça,tamam sustum-konuşmaya başladı."Beni incelemen bittiyse gidiyorum,umarım bir daha karşılaşmayız" deyip açık olan kapıdan çıktı.Arkasından ağzının suyu akan bir domuz ve şaşırmış bir şempanze bıraktı.

ELEKTRO GİTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin