Gülümse

~3 Sıkıldın~

Ali

Sabah alarm sesiyle uyanmayı bekliyordum ama yanıldım. Emre tepemde dikiliyordu. Emre benimle beraber burda kalır ama ailesi yurt dışından gelince onları ziyaret eder.

A: Emre rüyanda beni mi gördün? Saat daha altı ne istiyosun oğlum benden?

Hala yatakta yatıyordum ve kafam yastığa gömülüydü.

E: Hadi oğlum üstünü falan değiş de spora gidelim.

A: Sebep

E: Tuğçe de orda

A: Banane oğlum gitsene sen sevgilinin yanına. İlkokul çocuğu musun sen? Elinden de tutuyum istersen.

E: Kalsın birader sevgilim tutar elimden de biz tuğçeyle tartıştık.

A: Yine ne yaptın, dün gece beraberdik gayet iyiydiniz

E: Neymiş ben gözümü Aslı'dan alamıyormuşum.

A: Kıskanmış işte emre düzelirsiniz boşver.

E: Biraz sert çıkıştım sesimi yükseltmiş olabilirim.

A: Kalbini kırdın dimi lan kızın?

E: Abi gel işte yaa. Tesadüfmüş gibi yapıcam.

A: Offf bir kız neden sabahın köründe spora gider.

Söylenerek üstümü değiştirdim. Kahvaltı bile yapamadan bizim kulübün spor salonuna geldik.

E: Biz buraya gelmişiz tesadüfen karşılaşmışız gibi yapıcaz tamam mı?

A: Emre ben salak değilim bir kere anlatınca idrak edebiliyorum. Bu bin beş yüzüncü anlatışın falan.

E: İnşallah

Gözümü devirmemle karşımızda Aslı belirdi.

As: Naber?

A: Senin ne işin var burda?

As: Spor yapmaya geldim.

A: Bu saatte?

As: Gelemez miyim? Siz de gelmişsiniz.

A: Spora gelmedik emrenin tuğçeyle arası bozuk onu düzeltmeye geldik.

E: Alii! Napıyosun abicim ya?

Birden her şeyi anlatıverdim. E normal değil mi bu saatte insanın kafası biraz sersem oluyor.

As: Aa gerçekten mi? Aslında sevindim Emrecim senin için o tuğçe cadısından kurtuldun.

E: Aslında pek öyle sayılmaz..

T: Bence gayet öyle sayılır Emrecim!

E: Tuğçe? Sevgilimm.. Sen ne kadar güzelsin yine bu sabah.

Emre Tuğçeye sarılmaya çalıştı ama sadece çalıştı.

T: Hiç yağ çekme bana emre!

Arkasını dönüp gitti. Tabii emrede peşinden gitti.

E: Tuğçecim bir kere dinlesen..

Aslı gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Bu kız gerçekten çok korkunç.

A: Eee Selin yok mu?

Selini duyunca yüzü düştü.

As: Yok, niye sordun ki?

A: Hiç merak ettim. Neyse ben gidiyim, görüşürüz.

Umarım görüşmeyiz. Havuzun yolunu aldım. Gelmişken bi kaç kulaç atıyım. Havuzda kimse yoktu. Kendimi havuza attım ve yüzmeye başladım. Dışardan ayak sesleri geldi. Biri geldi galiba. Kafamı sudan çıkardığımda şezlongun üstüne havlusunu seren Selin'i gördüm. Hani yoktu. Seslendim.